Cübbeli Bey! Sözünü tutmadı

Daha önceleri dinler arası diyalog, diye bir şey olamayacağını, bunun dinsizlik olduğunu ve bu konuda 36 reddiye yazdığını, ifade eden cübbeli Ahmet bey, sonra birçok yüz kızartıcı suçtan içeri girdi. İçerde takip ettikleri yolun bir nişanesi olsa gerek önce Gülen'i rüyasında gördü. (rüyasında) İltifatlar etti, el verdi. Sonra ayıkken Gülen'in methiye ve hediyeleri geldi. 2. Rüyada ise Said Nursi ile müşerref oldu. Diyalogu pürü pak etti. Hükümetten de bir isteği vardı; daha fazla dayanamıyorum, ne olur beni çıkarın, şekerimde var, söz! Bir daha aleyhinize konuşmayacağım?Çıktı da? Şimdi ise rüyasında el ve gönül birliği ettikleriyle, söz verdikleri karşı karşıya? Erdoğan, Gülen'e atıfla; "Kızlarımız büyük zulümler gördü. Kim verecek bunların hesabın... O dönemlerde başörtüsü füruattır diyenler oldu" dedi.Tefsir işi ise haliyle Cübbeli Ahmet beye düştü; "Hoca efendiye haksızlık yapılıyor? O sözlerin bir izahı var. Başı açık gezen Müslüman'dır, namaz kılmayan da Müslüman'dır. İtikat beyindedir. Hoca efendi'nin "furuattır"dan kastı şuydu, sonra yanlış anlaşıldı ama bunun ilmi izahı var. İtikat meselelerine usul diyoruz, fıkıh meselelerine furu diyoruz. Furuat da ne demek oluyor? İmana taalluk etmiyor. Yani amentü esaslarından değil" diyor. Tayyip Erdoğan ne der, bilmiyorum ama sokaktaki erkeklerin bile başları açık dolaşmalarını sakıncalı gören bu zihniyet, bir anda nasıl böyle genişledi, iyi düşünmek lazım. Sonra itikadın mekanı kalptir, gönüldür. İmanı beyinle anlamaya, anlatmaya kalkanlar bir müddet sonra çamura saplanmış eşeğe dost olur?   * * *Yolsuzluk yaptık Yolsuzlukları bitirdik Bir gün önce? AKP Rize belediye başkanı Halil Bakırcı tekrar başkan olmak için adaylık başvurusu yapmış. Ama Başbakan Erdoğan, "bu dönem adayımız, Reşat Kasap olsun" diye ferman buyurmuş. Bu şokla mıdır, bilmem ama şuan başkan olan Halil Bakırcı çıktı dedi ki; "Ben, Beyoğlu belediye başkan yardımcısı iken ki, başkanı şu an vekil ?Nusret Bayraktar-) belediyece kanunsuz işler yaptık. Yapmamamız gereken işler yaptık" Türkçesi yolsuzluk, hukuksuzluk yaptık. Hak yedik, adam kayırdık vs?  *Bir gün sonra?Başbakan Erdoğan, Tekirdağ'dan; "? Yolsuzlukların hortumunu keseceğiz dedik, kestik. Yoksulluğu Allah'ın izniyle azaltacağız dedik azalttık, yasakları kaldıracağız dedik kaldırıyoruz?" diyor. Şimdi bu iki çıkış ve açıklamaya şu soru ekseninde cevap arayalım; Hortum kesilirse ne olur? En basit cevap; havasızlıktan ölünür?*MGK bildirisi, fişleme ve kasetBaşbakan Erdoğan; "?Bize güvenenler, bizim böyle bir derdin içinde olmadığımızı bilirler. ? Eğer bunları biz açıklamaya başlarsak, ülkemizde yer yerinden oynar. Neymiş, basın özgürlüğü. Böyle basın özgürlüğü olur mu? Bu basın özgürlüğünü bizim dönemimizde yaşandı?  Bakıyorum da bazı medya kuruluşları maşallah el ele vermişler, bunlar düne kadar hiç bir araya gelemezlerdi, şimdi bir araya gelmeye başladılar. Bunu özgürlük olarak iddia ediyorlar, bunun adı özgürlük değil, bunun adı düpedüz bu ülkeye, bu vatana ihanettir, başka bir şey değildir."*Bavulcu Baransu'nun twit cevabı"Başbakan, Taraftaki belgelerle ilgili konuşmuş: Devletin mahremini ifşa etmenin adı özgürlük değil düpedüz bu vatana ihanettir.Sayın Başbakan, kurban verdi diye fişleme yapmak, vatana ihanet değil de, bunu ifşa etmek mi, vatana ihanet.Sayın Başbakan, İhaleye girecek muhalifleri, MİT'in dinleyip, sizlere fişlemesi, vatana ihanet değil de, bunların belgelerini yayımlamak mı ihanet?* * *Hırsız olmaktansa, milleti fişlemektense, bu hükümet tarafından vatan haini damgası yemek şereftir.* * *Hırsızlık yapmak vatana ihanet midir? Bu millet çok kısa zamanda vatan hainlerini de öğrenir.Sayın Başbakan, MGK'nın, mitin raporları doğru mu? Doğru. Hüseyin Çelik de doğruladı. Milleti neden fişlediniz bunun hesabını verin."* * *Dikkatinizi çekti mi?Kılıçaroğlu, ABD'de cemaat yetkilileriyle de görüştü. "Cemaat bize oy verirse mutlu oluruz" açıklamasını yaptı. CHP Ardahan vekili yanındaki heyetle, Gülen'in geçen yıl ölen kardeşinin evine taziyeye gitti.  CHP'nin tutuklu gazeteci vekili Mustafa Balbay, Anayasa Mahkemesi kararı ardından yaptığı açıklama ise Y-CHP, C-CHP'ye mi dönüşüyor, sorusunu sordurdu. M. Balbay; "? 2004'ten beri Türkiye'de var olan gerilimi yazıyorum. O dönemler bana karşı çıkılıyor, her şey sütliman deniliyordu. Ancak son dönemde ortaya çıkan belgeler, yazdıklarımın gerçek olduğunu ortaya koyuyor? Anayasa Mahkemesi, milletvekilliği yapsın diyor. Balbay, ben hep gazetecilikten tutukluyum diyordum. Önce 'Zaman' sonra Anayasa Mahkemesi beni haklı çıkardı?" Bu iltifat ve ilginin aynı zaman dilimlerine denk gelmesi ise tamamen tesadüfmüş?