Diyoruz ki; Müslüman Türk milleti olarak tarih sahnesine çıktığımız günden itibaren, özellikle de Anadolu'yu vatan tuttuğumuz andan itibaren sahip olduğumuz ve tabi olarak sergilediğimiz vakarımıza, şahsiyetimize tekrar dönelim. Evet, hiçbir millete, devlete karşı baskı kurmayalım ama hiçbir devletin ve milletin de baskısını, tahakkümünü kabul etmeyelim.Diyoruz ki; tarih boyunca, özellikle bizim ecdadımıza karşı ilan edilmiş haçlı seferleri sonucunda, milyonlarca kilometrekare olan vatan topraklarımızı 770 bin kilometrekareye indirmiş olan haçlı dünyasına karşı daha dikkatli olalım, daha tedbirli, daha hazırlıklı olalım. Atalarımızın; "su uyur düşman uyumaz" sözlerini kulaklarımıza küpe yapalım. Ceddimizin; "Gafleti çok olanın devleti yok olur" ikazını günde beş kez kıldığımız namazları ardından tekrarlayalım. "Ayıdan post gavurdan dost olmaz" sözü üzerinde daha derin tefekkür edelim.Diyoruz ki; vatan topraklarına sahip çıkalım, bir çakıl taşı dahi altın mesabesindedir bilelim. Bugün belki beceriksiz yöneticilerin yanlışları, belki de küresel tuzakçıların hileleri sonucu, sahibine yük haline, kambur haline getirilmiş olan toprakların her metrekaresi altın değerine yükselecektir diyen sese kulak verelim. Ceddimiz Fatih'in,Yavuz'un, Abdülhamit'in dönemindeki hassasiyetten bin kat daha hassas olalım. Yabancılara arsa, arazi satmak ne demek? Yabancılara toprak satışı için, satışın hızlanması için bu milletin Meclisi'ne kanun teklifi getirmek ne demek? Getirilen teklife evet oyu vermek ne demek? Bunları bir düşünelim. Sessiz düşünelim, sonra sesli düşünelim, sonra da iktidar partisinin muhitimizdeki temsilcilerine gidip soralım. Bölgemizin vekillerine soralım. Diyelim ki; sayın vekilim ilk Meclisteki mebuslar gibi çarıksız mı kaldınız, paltosuz, çorapsız mı kaldınız? Haçlı dünyasının desteğindeki Yunan ordusunun top sesleri Ankara'dan duyulmaya mı başladı? Değilse, o halde söyler misiniz hangi acil ihtiyaçtan ötürü yabancılara toprak satış yasasını çıkardınız?İlk Meclisteki vekiller, karınları aç, ayakları çıplak oldukları halde, saatlerce, sabahlara kadar meclis görüşmelerine katılıyor, sabahleyin de cephelerde savaşa gidiyordu. İşgale uğramış Bursa'nın, Afyon'un, Kütahya'nın imdadına koşuyorlardı. Onların o şartlarda düşmandan aldıkları vatan topraklarını şimdi siz aynı düşmanlara para karşılığı vermekten utanmıyor musunuz? Onlar da bu milletin vekilleri idiler sizler de bu millete vekillik yapıyorsunuz; yarınki nesiller sizleri nasıl anacaklar hiç düşünüyor musunuz?Diyoruz ki; gafletten uyanalım, kendimize gelelim. Namazın şartlarından birisi de bilindiği gibi kıbleye dönmek, Kabe'ye yönelmektir. Namazın olmazsa olmaz şartlarından biridir ve bu şartın yerine gelebilmesi için, yani sizin kıbleye dönmek için mecburen ayağınızı bastığınız yer vatandır, vatan torağıdır. Vatan hürriyetin temel şartı olduğu gibi, ibadetin de ayrılmaz şartlarındandır. Sizler, vatan topraklarının satışı için yasa çıkarmakla ne büyük felaketlere kapı araladığınızın farkında mısınız?Diyoruz ki; bu kadar gaflet yeter, ardımızdan kuyumuzu kazanlara bu kadar güvenmek yeter. İsrailli üst düzey askeri yetkililerin ziraat-tarım işçileri kılıfı ile Türkiye üzerinden Kuzey Irak'a geçip ifsat planları, ifsat eğitimleri yaptıklarını okuduk, dinledik. Bu olay bile tek başına bir yüz karasıdır. Yetmiş beş milyona dayanmış nüfusu ile, binlerce yıllık devlet geleneği ile koca bir Türk Devletini bu duruma düşürenler öncelikle bu milletten sonra da tüm insanlıktan utanmalıdırlar.Dediklerimiz, diyeceklerimiz elbette bu kadar değil ama çok şey mi istiyoruz? İsteklerimiz bugünümüz ve geleceğimiz adına çok çok önemli şeyler değil mi?Yarın eyvah demeden Allah demeye çağırmak her birimizin vazifesi değil mi?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Hangi hakla ve ne yüzle? / 14.01.2025
- Bin yalanın ardından… / 13.01.2025
- Gözleri yaş dolu yaşlı insanlar / 12.01.2025
- OĞUL / 11.01.2025
- Aile yılı mı dediniz? Eyvahlar olsun! / 10.01.2025
- Farklı bir ses farklı bir soluk / 08.01.2025
- Sebep ne ki, kimine bin kimine de bir verile? / 07.01.2025
- Hayret! Bunca minareye kılıf mı yetişir? / 06.01.2025
- 2025 geldi hoş geldi / 02.01.2025
- Cümle yolsuzluğu yol eylemişler / 01.01.2025
- Bin yalanın ardından… / 13.01.2025
- Gözleri yaş dolu yaşlı insanlar / 12.01.2025
- OĞUL / 11.01.2025
- Aile yılı mı dediniz? Eyvahlar olsun! / 10.01.2025
- Farklı bir ses farklı bir soluk / 08.01.2025
- Sebep ne ki, kimine bin kimine de bir verile? / 07.01.2025
- Hayret! Bunca minareye kılıf mı yetişir? / 06.01.2025
- 2025 geldi hoş geldi / 02.01.2025
- Cümle yolsuzluğu yol eylemişler / 01.01.2025