Çifte standart

Hayatımız boyunca eşitlikten söz ettik. Çünkü Kaf Dağı'nın arkasında da olsa hep onu aradık hep onu özledik. Nasıl Kaf Dağı masal ülkesiyse eşitlik de bize yaşamımız boyunca masal geldi. Olsun! Yine de onun güzelliğini yaşamak da güzeldir. Eşit olmak, eşit kazanmak, eşit yaşamak? Kim yitirdi de biz bulacağız eşitlik denilen şeyi? Şaka bir yana da eşitlik olmadığı yerde adaletten de, hukuktan da demokrasiden de söz etmek olanaksızdır.Eşitlikten söz edilince karşıt olanlar hemen yapıştırırlar yanıtı suratına. "Beş parmağın beşi de bir mi ki insanlar da eşit olsun? Örneklemeye baktığımızda arpa ile samanı karıştırmış oluruz. Çünkü sosyal yaşamla, ekonomik yapı ile parmaklar arasında ne benzerlik var ki?Anayasa'yı okuyoruz, Medeni Yasayı inceliyoruz hepsi insan onurunu korumak için hazırlanmış, hepsinde insan onuru ön planda. Gel gelelim uygulamaya, işte orada biraz duracaksın. Vatanı için askere benim köyümdeki beş dönüm arazisi olan koşa koşa gider; ama üst düzey insanların mutlu azınlığın oğullarına sakat raporu verilir. Bir yazarımızın dediği gibi "Yaşar, ne yaşar ne yaşamaz!" Öyle ya Cudi Dağı'nda terörle savaşırken o delikanlılar o Yaşarlar var, vergi verirken vardırlar; ama devletin olanaklarından yararlanmaya sıra gelince o Yaşarlar yaşamazlar.Bir tatlıcı dükkânından iki dilim baklava çalan iki çocuk yıllarca hapse mahkûm olur; ama milyon dolarları yatak odalarında saklayan kişiler hiçbir şey olmamış gibi toplum içinde dolaşırlar. Gerçekten utanıyorum bu toplumsal yara, bu ikiyüzlülük karşısında.Vatanseverlik, insan severlik, her vatandaşımızın insani görevidir. Ama dönüp dolaşıyor bu nitelikli insanların genellikle belirli kesimlerin yüreğinde toplanıyor. Çünkü o insanlarımızın gideceği başka ülkeleri yok. Onların yabancı bankalarda paraları da yok.46 yıldır terörle iç içe yaşıyoruz. 30 yıldan fazladır doğuda bizi bize kırdırıyorlar. Arkasında çıkar çevrelerinin, silah patronlarının hatta uyuşturucu kaçakçılarının olduğu azıcık araştırılınca ortaya çıkıyor. 1968 kuşağı iyi hatırlar, olaylar önce üniversitelerde derslerin çağa uygun olması için dalgalanma başladı. Sonra döndü dolaştı ideolojik ayrımcılığa dönüştürüldü. Ülkemizin ideal vatansever gençlerini sağcı solcu diye ikiye böldüler. Aynı kaynaktan silah ve para verildi ve fidan gibi ana kuzuları yok yere toprak oldular. 12 Mart Muhtırası ile yüzlerce gencimiz devlet eliyle ortadan kaldırıldı. Peşinden 1980 darbesi ve yine olan kendi gençlerimize oldu. İşkence, bilinmeyen ölümler, idamlar birbirini kovaladı. Sonra PKK çıktı ortaya. Arkasında yine aynı güçler. Yine gözlerini para bürümüş silah tüccarları, uyuşturucu kaçakçıları olduğu ortaya çıktı ve çıkmaktadır. Güzel de bu kadar ölüm bu kadar sakat kimlerin çocukları? Başbakanın, Bakanın, Generalin, holding sahibi kişilerin oğulları mı? Ben o insanların oğullarının PKK ile savaşta veya sağcı solcu ayırımında oluşan şiddetlerde ölen veya sakat kalanlarını duymadım. Çünkü onlar ya askere gitmediler veya deniz kıyısında, orduevlerinde askerliklerini yaptılar.Kalkıp da haktan, hukuktan, insanlıktan söz etme hakkı yukarıda belirttiğim mutlu azınlığın elinde olmamalı. Çünkü başkalarının hakkını hukukunu gasp eden bu insanlar bize vatan dersi vermelerine gerçekten gülüyorum.Siz, insanların doğuştan getirdikleri en temel haklarını kendi çıkarınıza kullanacaksınız, sonra meydanlara çıkıp bizlere vatan, insan sevgisi söylevi sunacaksınız. Kendinizin inanmadığı bir kavramı, bir duyguyu topluma sunmak çifte standart değil midir?Gelişmiş veya az gelişmiş ülkelerin tümünde çifte standart uygulanıyorsa vay insanlığın haline.Yalan mı?