Ceremesini Türkiye çekecek
Suriye'de ateşkes konusunda ABD ve Rusya anlaştı. Türkiye ise AKP hükümetinin belirsiz ve çarpık politikaları nedeniyle tüm denklemlerin dışında kaldı. Sözde stratejik ortağı ABD'ye bile PYD'nin terör örgütü olduğunu kabul ettiremeyen Türkiye, krizin en ağır yükünü çekiyor
12.02.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Cenevre tartışmalarının yapıldığı bir ortamda Perşembe günü gece yarısı Münih'ten sürpriz bir karar çıktı. Rusya ve ABD öncülüğünde Almanya'nın Münih kentinde Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısı düzenlendi. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 17 ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıdan 'şiddetin durdurulması' kararı çıktı. Varılan anlaşma uyarınca; insani krizin derinleştiği Suriye'ye Cumartesi gününden itibaren yardımlar gönderilmeye başlanacak. Ardından bir hafta içinde Esad ve muhalifler arasında geçici ateşkes sağlanacak. Varılan mutabakatın ardından tarafların Cenevre'deki müzakerelerinde de yeniden başlaması öngörülüyor. Uluslararası Suriye Destek Grubu üyelesi ülkeler; BM gözetiminde 6 ay içinde geçiş sürecinin oluşturulması, yeni anayasa taslağının hazırlanması, yeni anayasaya uygun olarak 18 ay içinde özgür ve adil seçimlerin yapılması için tüm yolları deneme taahhüdünde bulunuyor.
IŞİD ve Nusra dahil değil
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD ve Rusya'nın yanı sıra bölge ülkeleri Suudi Arabistan, İran ve Türkiye'nin de katıldığı görüşmelerin tamamlanmasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile ortak basın toplantısı düzenledi. Anlaşmaya IŞİD ve Kaide bağlantılı Nusra gibi terör örgütlerinin dahil olmadığını söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Kerry, "İkinci olarak da ulusal çapta saldırıların durmasını sağlayıp, bir hafta içinde şiddetin durdrulması kararını yürürlüğe sokma konusunda görüş birliğine vardık. Bu iddialı gibi görünebilir ancak herkes bu amaca ulaşmak için olabildiği kadar çabuk davranma konusunda kararlı. Şiddetin durdurulması amacıyla BM'nin himayesi altında çalışacak, ABD ve Rusya'nın eş başkanlıklarını yapacakları bir görev grubu kurma konusunda da anlaşmaya vardık" dedi.
Ateşkes tanımı kullanılmadı
Kerry'nin uzlaşmayı açıklarken 'ateşkes' yerine 'şiddetin durdurulması' kavramını kullanması dikkat çekti. Kerry, bir gazetecinin sorusu üzerine, ateşkes kavramının hukuki anlamda daha fazla bağlayıcılık içerdiğini, bu kavramın şu aşamada bazı katılımcı ülkeler tarafından benimsenmediğini kaydetti. Basın toplantısındaki açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kerry, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın geleceğiyle ilgili bir soru üzerine, bu konuda görüşlerinin değişmediğini kaydetti. Kerry, Esad'ın liderlik etmeye devam edeceği bir Suriye'de barışın olamayacağı görüşünde olduğunu kaydetti.
Rusya operasyona devam edecek
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Rus güçlerinin IŞİD ve El Nusra'ya yönelik gerçekleştirdiği hava saldırılarının süreceğini söyledi. Rus Bakan "Bu anlaşma, BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütleri olarak tanının IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütlerini kapsamayacak. Bu nedenle hava kuvvetlerimiz bu örgütlere karşı faaliyetlerini sürdürecek" dedi. Lavrov, Münih'teki toplantı öncesi Suriye'de sağlanacak ateşkes için tekliflerini ilettiklerini, bu teklifler konusunda uluslararası güçlerden yanıt beklediklerini açıklamıştı.
Avrupa Birliği olumlu buldu
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, "Aralık ayında BM Güvenlik Konseyinde alınan kararın tam olarak uygulanması noktasında karar aldık" dedi. Mogherini, önemli olanın görüşmelerde alınan kararların uygulanması olduğunu belirterek, "Görüşmelerde ortak bir karar alınmış olması olumlu bir gelişme" açıklamasında bulundu.
Hani bizden habersiz yaprak kıpırdamazdı!
ABD ve Rusya arasında varılan mutabakat ve Ortadoğu'da oluşan yeni ilişkiler ağında Suriye krizinin en ağır yükünü çeken Türkiye bir kez daha denklem dışında kaldı. 3 milyona yakın Suriyeliyi ülke içine almasına rağmen yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalan Türkiye; ABD, AB ve BM'nin 'sınırı aç' baskına maruz kalıyor. Türkiye için bölgedeki bir diğer olumsuz gelişme de terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'nin ABD ve Rusya desteğiyle kısmen Fırat'ın batısına geçmiş olması teşkil ediyor. PYD'nin terör örgütü olduğunu sözde stratejik ortağı ABD'ye kabul ettiremeyen Türkiye, krizin yükünü çeken ama hiçbir şekilde karar aşamalarında söz hakkı bulunmayan bir ülke haline getirildi. Bu durum Başbakan Davutoğlu'nun "Ortadoğu'da bizden habersiz yaprak kıpırdamaz" açıklamasını akıllara getiriyor.
Cenevre tartışmalarının yapıldığı bir ortamda Perşembe günü gece yarısı Münih'ten sürpriz bir karar çıktı. Rusya ve ABD öncülüğünde Almanya'nın Münih kentinde Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısı düzenlendi. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 17 ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıdan 'şiddetin durdurulması' kararı çıktı. Varılan anlaşma uyarınca; insani krizin derinleştiği Suriye'ye Cumartesi gününden itibaren yardımlar gönderilmeye başlanacak. Ardından bir hafta içinde Esad ve muhalifler arasında geçici ateşkes sağlanacak. Varılan mutabakatın ardından tarafların Cenevre'deki müzakerelerinde de yeniden başlaması öngörülüyor. Uluslararası Suriye Destek Grubu üyelesi ülkeler; BM gözetiminde 6 ay içinde geçiş sürecinin oluşturulması, yeni anayasa taslağının hazırlanması, yeni anayasaya uygun olarak 18 ay içinde özgür ve adil seçimlerin yapılması için tüm yolları deneme taahhüdünde bulunuyor.
IŞİD ve Nusra dahil değil
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD ve Rusya'nın yanı sıra bölge ülkeleri Suudi Arabistan, İran ve Türkiye'nin de katıldığı görüşmelerin tamamlanmasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile ortak basın toplantısı düzenledi. Anlaşmaya IŞİD ve Kaide bağlantılı Nusra gibi terör örgütlerinin dahil olmadığını söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Kerry, "İkinci olarak da ulusal çapta saldırıların durmasını sağlayıp, bir hafta içinde şiddetin durdrulması kararını yürürlüğe sokma konusunda görüş birliğine vardık. Bu iddialı gibi görünebilir ancak herkes bu amaca ulaşmak için olabildiği kadar çabuk davranma konusunda kararlı. Şiddetin durdurulması amacıyla BM'nin himayesi altında çalışacak, ABD ve Rusya'nın eş başkanlıklarını yapacakları bir görev grubu kurma konusunda da anlaşmaya vardık" dedi.
Ateşkes tanımı kullanılmadı
Kerry'nin uzlaşmayı açıklarken 'ateşkes' yerine 'şiddetin durdurulması' kavramını kullanması dikkat çekti. Kerry, bir gazetecinin sorusu üzerine, ateşkes kavramının hukuki anlamda daha fazla bağlayıcılık içerdiğini, bu kavramın şu aşamada bazı katılımcı ülkeler tarafından benimsenmediğini kaydetti. Basın toplantısındaki açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kerry, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın geleceğiyle ilgili bir soru üzerine, bu konuda görüşlerinin değişmediğini kaydetti. Kerry, Esad'ın liderlik etmeye devam edeceği bir Suriye'de barışın olamayacağı görüşünde olduğunu kaydetti.
Rusya operasyona devam edecek
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Rus güçlerinin IŞİD ve El Nusra'ya yönelik gerçekleştirdiği hava saldırılarının süreceğini söyledi. Rus Bakan "Bu anlaşma, BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütleri olarak tanının IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütlerini kapsamayacak. Bu nedenle hava kuvvetlerimiz bu örgütlere karşı faaliyetlerini sürdürecek" dedi. Lavrov, Münih'teki toplantı öncesi Suriye'de sağlanacak ateşkes için tekliflerini ilettiklerini, bu teklifler konusunda uluslararası güçlerden yanıt beklediklerini açıklamıştı.
Avrupa Birliği olumlu buldu
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, "Aralık ayında BM Güvenlik Konseyinde alınan kararın tam olarak uygulanması noktasında karar aldık" dedi. Mogherini, önemli olanın görüşmelerde alınan kararların uygulanması olduğunu belirterek, "Görüşmelerde ortak bir karar alınmış olması olumlu bir gelişme" açıklamasında bulundu.
Hani bizden habersiz yaprak kıpırdamazdı!
ABD ve Rusya arasında varılan mutabakat ve Ortadoğu'da oluşan yeni ilişkiler ağında Suriye krizinin en ağır yükünü çeken Türkiye bir kez daha denklem dışında kaldı. 3 milyona yakın Suriyeliyi ülke içine almasına rağmen yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalan Türkiye; ABD, AB ve BM'nin 'sınırı aç' baskına maruz kalıyor. Türkiye için bölgedeki bir diğer olumsuz gelişme de terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'nin ABD ve Rusya desteğiyle kısmen Fırat'ın batısına geçmiş olması teşkil ediyor. PYD'nin terör örgütü olduğunu sözde stratejik ortağı ABD'ye kabul ettiremeyen Türkiye, krizin yükünü çeken ama hiçbir şekilde karar aşamalarında söz hakkı bulunmayan bir ülke haline getirildi. Bu durum Başbakan Davutoğlu'nun "Ortadoğu'da bizden habersiz yaprak kıpırdamaz" açıklamasını akıllara getiriyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.