Asr-ı Saadet'te cennet ile müjdelenen sahabe-i kiram efendilerimiz vardı. Daha dünyada iken cennetleri hayran bırakan, Allah'ın rızasının tecelli ettiği gönül aleminin cennet kuşu olan sahabilerdi...
Cennet ile müjdelenenler sanki mü'minler içerisinde, ilahi fermanı en son bekleyen, kalbi titreyen, Allah'ın ismini hayatına hakim kılan, Allah Resulünün sünnetine ak sütten daha saf ve berrak bir teslimiyetle bağlanan, hayatları ibadet dolmuş, yıldız yıldız parıldayan cennet kuşları...
* * *
Cennet kuşları, kıyamete kadar uçmaya devam edecekler. Geldikleri, emir aldıkları yere doğru...
* * *
Pazar günü bir haber geldi... Dört kişi Yalova çıkışında kaza geçirdi... Canımızdan içimizden dört kişi...
Yakinen tanıdığım, çok sevdiğim Hüseyin Çamurdan, Lütfullah Dereci, Aziz Mete ve İsrafil...
Daha genç yaştan itibaren hak yoluna baş koydular... Hayra koştular durmadan, dinlenmeden... Genç yaşlarına bir kaç ömür sağdırdılar... İbadet yarışı, ibadet disiplini, ibadet görevlerini, nafilelerle bol bol doldurdular... Az uyudular çok çalıştılar...
Hüseyin bir gün bana bir hadis metnini sormuştu. Uzun olduğu için benim aklımda kalmamış. Kendisi yatlaşık iki sayfalık hadis metnini hiç takılmadan okumuştu...
Hafızası kuvvetli idi. Nafile oruçlara düşkün, mesaisi uzun, ibadet disiplini mükemmeldi. O, hak yolunun çilesini nefsinin keyfine tercih etti. Adam gibi, "Allah adamı" gibi kârlı kazançlı gitti.
Lütfullah abi ile daha dün gibi konuşuyorduk...
-Abi İstanbul'dasın. Bir gün de bizde misafir ol...
Çok mahcub, vakarlı, samimi, güler yüzlü idi. O gün başka bir yere söz verdiğini söyledi... Lütfullah abi, meğer ismine, isminin anlamına koşuyordu. Ebedi misafirhanenin daveti ulaşmış gönlüne... Allah'ın lütfuna...
Ben kalemimi biraz geriye çekerek Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in konu ile ilgili tesbitlerini aktarayım...
"Bu arkadaşlar nafile ibadetlere çok düşkünlerdi... Sahabi gibi bir hayat yaşadılar. Mübarek aylardayız... Gözlerim ağlıyor ama içim çok rahat... Sadece hasretliğim arttı... Ben onlardan razıyım Allah da razı olsun... Bunlar şehit oldular... Dört tane şehidimiz oldu."
Kıymetli kardeşlerim...
Sizler için şahitlik ediyorum ki; yarın hangi çeşit yemekleri yiyeceğini düşünenler varken Pazartesileri, Perşembeleri, kandil günlerini mübarek üç ayları oruçla doldurdunuz...
Yarın için kaç saat boş yatıp, keyif çatacağını düşünenler varken hep koştunuz... Vatan için, millet için, iyi bir insan için, faydalı gençlik için durmadan yürüdünüz...
Siz az ömre çok bereket doldurdunuz. Nefislerinizin arzusuna değil Allah'ın ismini kalbinize yerleştirip, çokça ibadet edip, bu zamanda vatan için insanımız için binbir meşakkatle "hayır yarışına" talip oldunuz.
Siz koştunuz...
Siz rıza kanatları ile cennete uçtunuz... Siz Allah yolunda koşmayı vazife bildiniz... Şimdi tebessümleriniz ile bizleri seyrediyorsunuz...
Sizlere selam olsun...
Sizleri kazanan ve yetiştirenlere selam olsun...
"Mü'min müminin aynasıdır."
Bu hadis-i şerif'in anlamını kamil bir mü'min karşında anlarsınız...
Onlara bakınca anlarsınız, nefsinizin tembelliğini, vesveselerinizin çarpıklığını... İmanı, aşkı, sevdayı, muhabbeti görürsünüz ve hissedersiniz...
Bu vesile ile başta Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e, ailelerine, yakınlarına, dostlarına, mesai arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum.
Size cennet kuşları diyorum...
Rahmet bereket âli makam diliyorum...
Nefsimin acizliğini, korkaklığını biliyorum...
"Yiğit adamlar" sizlere selam ediyorum...
Cennet ile müjdelenenler sanki mü'minler içerisinde, ilahi fermanı en son bekleyen, kalbi titreyen, Allah'ın ismini hayatına hakim kılan, Allah Resulünün sünnetine ak sütten daha saf ve berrak bir teslimiyetle bağlanan, hayatları ibadet dolmuş, yıldız yıldız parıldayan cennet kuşları...
* * *
Cennet kuşları, kıyamete kadar uçmaya devam edecekler. Geldikleri, emir aldıkları yere doğru...
* * *
Pazar günü bir haber geldi... Dört kişi Yalova çıkışında kaza geçirdi... Canımızdan içimizden dört kişi...
Yakinen tanıdığım, çok sevdiğim Hüseyin Çamurdan, Lütfullah Dereci, Aziz Mete ve İsrafil...
Daha genç yaştan itibaren hak yoluna baş koydular... Hayra koştular durmadan, dinlenmeden... Genç yaşlarına bir kaç ömür sağdırdılar... İbadet yarışı, ibadet disiplini, ibadet görevlerini, nafilelerle bol bol doldurdular... Az uyudular çok çalıştılar...
Hüseyin bir gün bana bir hadis metnini sormuştu. Uzun olduğu için benim aklımda kalmamış. Kendisi yatlaşık iki sayfalık hadis metnini hiç takılmadan okumuştu...
Hafızası kuvvetli idi. Nafile oruçlara düşkün, mesaisi uzun, ibadet disiplini mükemmeldi. O, hak yolunun çilesini nefsinin keyfine tercih etti. Adam gibi, "Allah adamı" gibi kârlı kazançlı gitti.
Lütfullah abi ile daha dün gibi konuşuyorduk...
-Abi İstanbul'dasın. Bir gün de bizde misafir ol...
Çok mahcub, vakarlı, samimi, güler yüzlü idi. O gün başka bir yere söz verdiğini söyledi... Lütfullah abi, meğer ismine, isminin anlamına koşuyordu. Ebedi misafirhanenin daveti ulaşmış gönlüne... Allah'ın lütfuna...
Ben kalemimi biraz geriye çekerek Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in konu ile ilgili tesbitlerini aktarayım...
"Bu arkadaşlar nafile ibadetlere çok düşkünlerdi... Sahabi gibi bir hayat yaşadılar. Mübarek aylardayız... Gözlerim ağlıyor ama içim çok rahat... Sadece hasretliğim arttı... Ben onlardan razıyım Allah da razı olsun... Bunlar şehit oldular... Dört tane şehidimiz oldu."
Kıymetli kardeşlerim...
Sizler için şahitlik ediyorum ki; yarın hangi çeşit yemekleri yiyeceğini düşünenler varken Pazartesileri, Perşembeleri, kandil günlerini mübarek üç ayları oruçla doldurdunuz...
Yarın için kaç saat boş yatıp, keyif çatacağını düşünenler varken hep koştunuz... Vatan için, millet için, iyi bir insan için, faydalı gençlik için durmadan yürüdünüz...
Siz az ömre çok bereket doldurdunuz. Nefislerinizin arzusuna değil Allah'ın ismini kalbinize yerleştirip, çokça ibadet edip, bu zamanda vatan için insanımız için binbir meşakkatle "hayır yarışına" talip oldunuz.
Siz koştunuz...
Siz rıza kanatları ile cennete uçtunuz... Siz Allah yolunda koşmayı vazife bildiniz... Şimdi tebessümleriniz ile bizleri seyrediyorsunuz...
Sizlere selam olsun...
Sizleri kazanan ve yetiştirenlere selam olsun...
"Mü'min müminin aynasıdır."
Bu hadis-i şerif'in anlamını kamil bir mü'min karşında anlarsınız...
Onlara bakınca anlarsınız, nefsinizin tembelliğini, vesveselerinizin çarpıklığını... İmanı, aşkı, sevdayı, muhabbeti görürsünüz ve hissedersiniz...
Bu vesile ile başta Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e, ailelerine, yakınlarına, dostlarına, mesai arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum.
Size cennet kuşları diyorum...
Rahmet bereket âli makam diliyorum...
Nefsimin acizliğini, korkaklığını biliyorum...
"Yiğit adamlar" sizlere selam ediyorum...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021