Cennet kadınlarının efendisi Hz. Fâtıma annemizin doğumunun 1445. yıldönümünü idrak ettik. Allah şefaatlerinden mahrum etmesin. Resûlullah'ın sülbünü devam ettiren cennet gülü Hz. Fâtıma annemizin doğumu ilahi bir emirle olmuştur. Sünni ekolden gelen bizler Ehl-i Beyt gerçeğiyle tanışmadan evvel Fâtıma annemizin böylesine yüce bir insan olduğunu, dünya ve ahirette cennet kadınlarının en üstünü olduğundan ve birçok gerçekten bihaberdik. Peygamber Efendimiz, Hz. Fâtıma, İmam Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin ve diğer imamlarımızın hayatını dünyada ilk kez kaleme alıp tamamlayan Prof. Dr. Haydar BAŞ Bey'in vesilesiyle büyük bir vebalden kurtulmakla birlikte Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğu bilincine vardık, Allah kendisinin ömrüne bereket versin?
Hz. Fâtıma annemizin doğumuyla ilgili Resûlallah (s.a.v), "Mirac'a götürüldüğüm gece, Cebrail (a.s) bir cennet ayvasını bana getirdi. Ben onu yedim ve Hatice, Fâtıma'ya hamile oldu. Bu yüzden Ben cennet kokusuna iştiyak duyduğumda Fâtıma'nın boynunu koklardım" buyuruyor. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s. 27).
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v) eve geldi ve Hz. Fâtıma'yla konuşan Hz. Hatice'nin sesini duydu. Dedi ki: "Kiminle konuşuyorsun ey Hatice?" Hz. Hatice, "Şu an benim rahmimde bulunan cenin, ben evde yalnız kaldığım zaman, benimle konuşur, sohbet eder" dedi. Resûlullah gülümseyerek şöyle dedi: "Ey Hatice! Şu anda kardeşim Cebrail, seninle bu şekilde konuşanın benim kızım olduğunu ve O'nun tertemiz kılınmış bir zürriyet olduğunu, Yüce Allah'ın O'nun adını Fâtıma diye koymamı emrettiğini ve Yüce Allah'ın O'nun soyundan müminleri hidayete ulaştıracak imamlar ortaya çıkaracağını söylüyor." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s. 30).
Hz. Hatice'nin doğumu sırasında O'nu yalnız bırakmayan Allah, meleklerini ve insanlık tarihinin 4 büyük kadınını O'na yardıma gönderdi.
"Ey Hatice! Üzülme, biz Rabbin tarafından sana gönderilmiş elçileriz, Biz senin kardeşleriniz. Ben Sare, bu da Mezahim kızı Asiye'dir. O senin cennetteki arkadaşındır. Bu da İmran kızı Meryem'dir. Bu ise, Musa b. İmran'ın kızkardeşi Gülsüm'dür. Senin doğum esnasında çekeceğin zorlukları hafifletmek için Allah bizi sana gönderdi" dediler. Böylece bir Hz. Hatice'nin sağında, biri solunda, biri önünde, biri de arkasında oturdu ve tertemiz ve pak müjdesiyle dünyaya gelen cennet gülü Hz. Fâtıma annemiz dünyaya teşrif ettiler. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s. 33).
Hz. Fâtıma annemiz Tathir ayetine nail olarak Allah tarafından tertemiz, hatasız, günahsız kılınmış, Resûlullah'ın "ciğerparem" dediği, hayatı çileyle geçen yüce bir kişilikti. O, gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü, Resûlullah'a ilk ulaşan kimse, zamanının kadınlarına İslam'ı anlatan mürebbiye, İmam Ali'ye örnek bir eş, üstün maneviyatıyla her türlü pislikten korunan ve Resûlullah'ın soyunu kıyamete kadar devam ettiren Ehl-i Beyt müessesesinin kadın modeliydi. O'nu anlatmak için ne örnekler yeter, ne de harfler? O'na ilk terbiyesi bizzat Hz. Peygamber tarafından verilmiştir.
En önemli Sünni kaynaklardan Sahih-i Buhari'de şöyle kaydedilmiştir: Resûlullah, bir gün Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile oturduğu bir sırada buyurmuştur ki: "Allah'ım bunlar Benim Ehl-i Beyt'imdir. Allah'ım, onlarla düşman olanlarla düşman ol, dost olanlarla da dost ol." Ümmü Seleme'den de şöyle rivayet edilmiştir ki: "Ben Resûlullah'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Mehdi Fâtıma'nın evladlarından olan Benim ıtretimdendir."
Hz. Fâtıma kadın olmasına rağmen savaş meydanlarından hiç geri durmamıştır. Nitekim Hendek savaşında babası, eşi ve oğulları hendek kazımında mücadele etmiştir.
Özellikle Hz. Peygamber'in ahirete rıhlet etmesinden sonra çok çileler yaşayan Hz. Fâtıma hakkını savunmaktan hiç geri durmamıştır. Babasının kendisine miras bıraktığı Fedek hurmalığı ve İmam Ali'nin hakkı olan hilafet hakkında hakkı haykırmaktan geri durmayan Hz. Fâtıma için Hz. Peygamber, "Ben Fâtıma'ya eziyet edenleri kıyamette ağır sorguya çekeceğim. Fâtıma'nın rızası benim rızamdır. Fâtıma'nın gazabı ise benim gazabımdır; Benim gazab etmiş olduğum kimseye eyvahlar olsun" buyurmuştur.
Yani anlaşıldığı üzere Tathir ayetinde tertemiz kılınan Ehl-i Beyt mensupları; seçilmiş, sevilmiş, hatasız ve günahsızdır. Onları sevmek farzdır. Onlardan herhangi birine herhangi bir olay için, kadınlık ya da erkeklik içgüdüsüyle hareket etti demek, onlara düşmanlık eden herhangi bir kişiye muhabbet beslemek bir Müslümanı İslam dairesinden çıkarmak için yeterlidir. Allah o kutlu müesseseyi hakkıyla sevmeyi, yaşantılarını örnek almayı nasip etsin.
Hz. Fâtıma annemizin doğumuyla ilgili Resûlallah (s.a.v), "Mirac'a götürüldüğüm gece, Cebrail (a.s) bir cennet ayvasını bana getirdi. Ben onu yedim ve Hatice, Fâtıma'ya hamile oldu. Bu yüzden Ben cennet kokusuna iştiyak duyduğumda Fâtıma'nın boynunu koklardım" buyuruyor. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s. 27).
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v) eve geldi ve Hz. Fâtıma'yla konuşan Hz. Hatice'nin sesini duydu. Dedi ki: "Kiminle konuşuyorsun ey Hatice?" Hz. Hatice, "Şu an benim rahmimde bulunan cenin, ben evde yalnız kaldığım zaman, benimle konuşur, sohbet eder" dedi. Resûlullah gülümseyerek şöyle dedi: "Ey Hatice! Şu anda kardeşim Cebrail, seninle bu şekilde konuşanın benim kızım olduğunu ve O'nun tertemiz kılınmış bir zürriyet olduğunu, Yüce Allah'ın O'nun adını Fâtıma diye koymamı emrettiğini ve Yüce Allah'ın O'nun soyundan müminleri hidayete ulaştıracak imamlar ortaya çıkaracağını söylüyor." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s. 30).
Hz. Hatice'nin doğumu sırasında O'nu yalnız bırakmayan Allah, meleklerini ve insanlık tarihinin 4 büyük kadınını O'na yardıma gönderdi.
"Ey Hatice! Üzülme, biz Rabbin tarafından sana gönderilmiş elçileriz, Biz senin kardeşleriniz. Ben Sare, bu da Mezahim kızı Asiye'dir. O senin cennetteki arkadaşındır. Bu da İmran kızı Meryem'dir. Bu ise, Musa b. İmran'ın kızkardeşi Gülsüm'dür. Senin doğum esnasında çekeceğin zorlukları hafifletmek için Allah bizi sana gönderdi" dediler. Böylece bir Hz. Hatice'nin sağında, biri solunda, biri önünde, biri de arkasında oturdu ve tertemiz ve pak müjdesiyle dünyaya gelen cennet gülü Hz. Fâtıma annemiz dünyaya teşrif ettiler. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fâtıma, s. 33).
Hz. Fâtıma annemiz Tathir ayetine nail olarak Allah tarafından tertemiz, hatasız, günahsız kılınmış, Resûlullah'ın "ciğerparem" dediği, hayatı çileyle geçen yüce bir kişilikti. O, gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü, Resûlullah'a ilk ulaşan kimse, zamanının kadınlarına İslam'ı anlatan mürebbiye, İmam Ali'ye örnek bir eş, üstün maneviyatıyla her türlü pislikten korunan ve Resûlullah'ın soyunu kıyamete kadar devam ettiren Ehl-i Beyt müessesesinin kadın modeliydi. O'nu anlatmak için ne örnekler yeter, ne de harfler? O'na ilk terbiyesi bizzat Hz. Peygamber tarafından verilmiştir.
En önemli Sünni kaynaklardan Sahih-i Buhari'de şöyle kaydedilmiştir: Resûlullah, bir gün Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile oturduğu bir sırada buyurmuştur ki: "Allah'ım bunlar Benim Ehl-i Beyt'imdir. Allah'ım, onlarla düşman olanlarla düşman ol, dost olanlarla da dost ol." Ümmü Seleme'den de şöyle rivayet edilmiştir ki: "Ben Resûlullah'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Mehdi Fâtıma'nın evladlarından olan Benim ıtretimdendir."
Hz. Fâtıma kadın olmasına rağmen savaş meydanlarından hiç geri durmamıştır. Nitekim Hendek savaşında babası, eşi ve oğulları hendek kazımında mücadele etmiştir.
Özellikle Hz. Peygamber'in ahirete rıhlet etmesinden sonra çok çileler yaşayan Hz. Fâtıma hakkını savunmaktan hiç geri durmamıştır. Babasının kendisine miras bıraktığı Fedek hurmalığı ve İmam Ali'nin hakkı olan hilafet hakkında hakkı haykırmaktan geri durmayan Hz. Fâtıma için Hz. Peygamber, "Ben Fâtıma'ya eziyet edenleri kıyamette ağır sorguya çekeceğim. Fâtıma'nın rızası benim rızamdır. Fâtıma'nın gazabı ise benim gazabımdır; Benim gazab etmiş olduğum kimseye eyvahlar olsun" buyurmuştur.
Yani anlaşıldığı üzere Tathir ayetinde tertemiz kılınan Ehl-i Beyt mensupları; seçilmiş, sevilmiş, hatasız ve günahsızdır. Onları sevmek farzdır. Onlardan herhangi birine herhangi bir olay için, kadınlık ya da erkeklik içgüdüsüyle hareket etti demek, onlara düşmanlık eden herhangi bir kişiye muhabbet beslemek bir Müslümanı İslam dairesinden çıkarmak için yeterlidir. Allah o kutlu müesseseyi hakkıyla sevmeyi, yaşantılarını örnek almayı nasip etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018