İdrakine ermenin mutluluğu yanında, vedanın da hüznünü bir arada yaşamak durumunda olduğumuz bu günler, ele geçmez fırsat günleridir. Çünkü bir dahaki Ramazan ayına erişme garantisi kimsenin elinde değil. "Gelecek Ramazan'a erişen canlar öğünsün" derler büyükler.
Hem Kadir gecesini içinde barındıran hem de cehennemden azat günlerini içeren bu son günleri değerlendirmek, cümlemizin nasibi olsun inşallah.
Hz. Cabir (r.a) anlatıyor: "Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azat edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur." (Kütüb-i sitte / 6472)
Ramazan ayının her iftar vaktinde cehennemden azat olunan kimselerin bulunduğu halde son onunun "cehennemden azat günleri" olarak işaret edilmesi, azadın kapsamının genişletilmesi olarak algılanmalıdır.
Yine Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Kim Allah Teâlâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar." (Kütüb-i sitte / 3084)
Hz. Enes (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki: "Allah Teâlâ Hazretleri diyor ki: "Ey Âdemoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümit ettikçe ben senden her ne sâdır olsa, aldırmam, ben seni affederim. Ey Âdemoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey Âdemoğlu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hiçbir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz dolusu mağfiretimle karşılarım." (Kütüb-i sitte / 4114)
Her ne halde olursanız olunuz, Allah'ın rahmet ve affı yine her zaman olduğu gibi ona ortak koşanların dışında herkesedir. Bu andan tezi yok. Tövbe kapısında buluşalım. Bol bol "Allahummecirne minennar" (yarabbi beni cehennem ateşinden koru) diye dua edelim. Sürekli olarak ta şu duayı yapalım.
"Ey Rabbimiz, bize dünyada da iyilik, güzellik ver, âhirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru." (Bakara/201).
Allah'ın rahmet mağfiret ve cehennemden azad olarak Muhammed ümmetine hediye ettiği günlerde Allah tövbe kapısını sonuna kadar açtığını ve kapısını çalanı bir şekilde affedeceğini haber verdikten sonra vakit kaybetmeden tövbe kapısını çalıp rahmet hazinelerinin anahtarının dağıtıldığı ibadetler bölümüne girmeliyiz. Hem de geri çıkmamak üzere!..
Ama nasip meselesini asla unutmamak lazımdır. Yoksa nasibin, bir şekilde Allah'ın merhametinden nasibini kesecek bir şeyler yaptın ise bu çabalardan, bu kapılardan haberin bile olmadan bir ömür yaşar, sonra da çeker gideriz bu dünyadan Allah muhafaza!..
Bu sebeple nasibi kovalamak, yani nasip peşinden koşmak lazımdır bize düşen.
Peygamberimiz onun da yolunu göstermiş. Şu duayı her fırsatta her namazdan sonra yapın demiş: "Allahümme einnî ala zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetik"
Anlamı: "Allah'ım! Seni zikretmek, nimetlerine şükretmek ve sana en güzel biçimde ibadet etmek konusunda bana yardım et." (İbn Huzeyme, Dua, No:751; Hâkim, No: 1838, I, 499)
Hem de öyle değil mi? Allah sana nasip kapısını açarsa, yolunu gösterirse, gidersin. Allah bize de nasip kapısından nasip almayı nasip eylesin. Âmin.
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025