Canım kardeşim Uğur Kepekçi, gazetemizin 5 Temmuz Salı günkü nüshasında, "Milli mücadeleleri kolay mı sanırsınız?" başlığı ile uzunca bir yazı yazdı. Hep başucunda saklanması gereken bu ciddi çalışmayı, bizim daha önceki bir yazımızda "Uğur Kepekçi'nin köşesinde okumak isteriz" yollu talebimiz karşılığında yaptığını ifade etti. Biz Kepekçi ailesinin yediden yetmişine bütün fertlerinin, Şehit Kamil'in Şahin Bey'in izinde olduklarına şahidiz. Şahin Bey deyince, Antep müdafaası deyince, lise yıllarımızdaki hatıralarımız canlandı.İstanbul, Gazi Osmanpaşa İmam Hatip Lisesi'nde öğrenciyiz ve bir müzik öğretmenimiz var. İlk derslerde, Şahin Bey türküsünü ve notalarını öğretmeye çalışıyor; "Şahin Bey düşmana ilk kurban oldu" mısrası ile başlayan destanı yaşayarak okuduğunu ve öğretmeye çalıştığını iyi hatırlıyorum. Benim de derse çok istekli olarak katılmamdan mıdır, Şahin Bey hakkında sorular sormamdan mıdır nedir? Müzik öğretmenimiz ayrılana kadar beni Şahin olarak tanıdı, hiç bir derste ismimi söyleyemedi. Şimdi söz konusu yazıdan öğreniyoruz ki, Müslüman Türk milletinin has evlatlarından olan Şahin Bey, bölgeye yönelen haçlı sürülerini demir yumruğu ile tepelediği gibi, her bir kelimesi top mermisi ağırlığındaki mektubu ile de ırz ve vatan düşmanlarının kalbine korkular salmıştır. "Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde Şüheda kanı karışıktır... Din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak bize, Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir gün evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza." Ve Şahin Bey, gücünün son demine, sahip olduğu mühimmatın son mermisine kadar kullandıktan sonra, etrafındaki gencecik civanları da birer ikişer şehit verdikten sonra, "geri çekilelim" tekliflerine şöyle cevap veriyor."Düşman buradan geçerse ben Ayıntab'a ne yüzle dönerim. Düşman ancak benim vucudum üzerinden geçebilir."Sayısını bilemediğimiz şehitler kervanına Şahin Bey de katılıyor, şehitler zincirine altın halkalardan biri daha eklenmiş oluyor.Şimdi bu aziz milletin, aziz şehitlerimizin verdiği ve kazandığı Milli Mücadeleyi yok sayma eğilimleri çıktı ve İstiklal Marş'ımız eşliğinde oniki yıldızlı AB bayrağını göndere çekenler türedi. Şimdi "Kurtuluş günlerini, törenlerini fazla abartmayalım" diyen Bakanlarımız türedi. Şimdi kominist Nazım'ın şiirlerini Meclis kürsüsünden okuyan vekillerimiz türedi.Bu yüzden Şahin Bey'ler, Şehit Kamil'ler, Sütçü İmamlar, Nene Hatunlar, Kara Fatma'lar, Binbaşı Ayşe'ler tekrar tekrar yazılmalı, anlatılmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025