Yaklaşık bir haftadır Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Yaşar Büyükanıt paşanın ABD ziyaretiyle ilgili konuşuyoruz. Hükümet adına Abdullah Gül'ün, Büyükanıt paşanın aylar öncesinden planlanmış bu gezisine karşı hem "ön almak", hem de icazî-siyasi hesaplar bağlamında gerçekleştirdiği zorlama ABD ziyaretinin, "muhatap alınmama" ile nihayetlenmesi beklenen bir sonuçtu. Bu bağlamda, Gül'e uygulanan bu tavır, PKK, sözde soykırım tasarısı ve Kerkük gibi önemli konuların havada asılı kalması sonucunu doğurduğundan, Türkiye adına en etkili mesajı vermesini beklediğimiz Büyükanıt paşanın ziyareti önemliydi.
Büyükanıt paşa ABD topraklarında yaptığı her açıklamada Türkiye'nin hassasiyetlerini ve rahatsızlıklarını ifade etti. Özellikle son açıklaması yıllardır biriken mesajların icmali niteliğinde bir manifestoydu. Büyükanıt bu açıklamasında ABD'den AB'ye, peşmergeden siyasete, işbirlikçiden hainlere kadar uzun bir silsileye etkili mesajlar yolladı. Hele hele Başbakan Erdoğan'ın Türkmenistan yolunda yaptığı, ''Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt hükümeti ile ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir. Neden olmasın. Yeter ki bu yakınlaşma huzur getirsin, barış getirsin, olumlu gelişmelere yol açsın. Eğer atacağımız her adım bizim için huzur getirecekse, onlar için huzur getirecekse, biz buna her zaman varız'' açıklamasına karşın Barzani'nin Tayyip Erdoğan'a sıcak mesajlar yolladığı bir ortamda Büyükanıt paşanın açıklamaları hayli anlamlıydı. Barzani'nin, Türk ordusunu "silahlarla" karşılayacağını ama Başbakan Erdoğan'ın yollarına "gül dökeceği"ni ima ettiği bir ortamda böyle bir manifesto, tam anlamıyla "taşı gediğine oturtma" eylemiydi.Şimdi gelelim Büyükanıt manifestosunun tahliline?İlk mesaj Türkiye'yi yönetenlere ve "düzovada siyaset" yapma meraklılarına: "Ben askerim. Çok önemli bir görevim, terörle mücadele. PKK'yı siyasi olarak görenle benim asker olarak konuşmama imkan yok. Ama görüşen görüşür. PKK'yı terörist görmüyor. Şu anda iki grup da PKK'ya tam olarak destek veriyor. Şu anda PKK'nın en büyük destekçisi, kuzeydeki iki gruptur. Bunu çok iyi biliyoruz. Bu konularla ilgili olanlar da biliyor. Ben kimsenin iradesine ipotek koyacak değilim. Asker olarak konuşuyorum. Ama siyaseten kim görüşürse görüşür, ona bir şey diyemem. Ben PKK'ya destek verenle oturup ne konuşacağım? (PKK'ya destek vermeyin) mi diyeceğim. Veriyor. C-4'leri de patlayıcıları da bunlardan alıyor. Eğer hayır bunları yapmıyor derlerse ben bir şey diyemem." Tefsire pek ihtiyacı yok ama Büyükanıt aslında şunu diyor: PKK'ya açıkça destek verenlerle siyaset oturup ne konuşabilir!İkinci mesaj ABD'ye:"Açıkça ifade ediyorum ki Irak tarafı PKK'ya teslim edilmiştir. ABD yetkililerine de bu gezim sırasında çok açık ifade ettim. Korunmayan hudut bize zarar veriyorsa, PKK bundan yararlanıp ülkemdeki insanlara zarar veriyorsa, Türkiye'nin bir tedbir almasının gereklilik olduğunu da ifade etmemiz bir zorunluluk oluyor." Üçüncü mesaj peşmergelerin gerçek niyetini gizlemeye çalışanlara:"Grup ve liderlerini en iyi tanıyan benim. Maalesef bu gruplar son zamanlarda Türkiye aleyhine, hasmane sayılabilecek ifadelerde bulunmaya başlamışlardır. Biliyorsunuz, TBMM bir süre önce bir gizli oturum yaparak, Irak meselesini görüştü. Kısa bir süre sonra, kuzey bölgesindeki yönetim, benzer bir oturumu kendi meclisinde yaptı ve sonra açıklama yaptılar. Bu açıklama bizi ziyadesiyle rahatsız etmiştir. Çünkü yapılan açıklamada, ki bu bir dedikodu olarak kulağımıza gelmemiştir, kesin bilgi olarak gelmiştir. PKK olayının bir terör olayı olmadığı, bir siyasi konu olduğu açıkça ifade edilmiştir. Bu çok ciddi, dikkate alınması gerekli, üzerinde durulması gerekir bir söylemdir." Dördüncü mesaj koordinatörlüğe:"İki emekli general terörü bitirebilir mi? Terörle mücadele hiç kimseye bırakılamaz, Türk güvenlik kuvvetlerinin, polisiyle, askeriyle, korucusuyla bizim işimizdir."Beşinci mesaj terörü destekleyen dış güçlere:"Eğer bir terör örgütü, yurt dışından destek almazsa, yaşama şansı yoktur. Dünyadaki bütün terör örgütleri için bu bir gerçektir. PKK terör örgütünün bunca senedir var olması, maalesef bunca senedir dış desteği almasından kaynaklanıyor. Yalnız maddi değil, siyasi, ekonomik destek de olmuştur. Biz bunu söylediğimiz zaman, bize kızanlar oluyor ama kimse de (hayır biz desteklemedik) de diyemiyor, çünkü biliniyor." Altıncı mesaj AB'ye:Bugün, terörle mücadele bağlamında çok büyük bir oyun başlamak üzeredir. Yapacakları tek şey perdeyi açmak. Perde açılmak üzere. Oyun şu. Bütün emareleri ortada. Ne bunun ismini ne de ülke ismini vermek istiyorum. Son aylarda arka arkaya konferanslar düzenleniyor, Kürt konferansları. Sonuç bildirilerine dikkatli olarak baktığınız zaman, perdeyi açacak aktörlerin kimler olduğunu da çok iyi anlarsınız. Oyun şudur. Birçok ülkenin terörist olarak kabul ettiği PKK'yı başka bir kimliğe dönüştürmek mümkün müdür? Soru budur. Bazı çevrelerin gördüğü (evet mümkündür). Hangi kimliğe dönüştürelim? İnsan hakları ve azınlıklara indirelim. Çok uluslu hale getirelim, siyasi platforma taşıyalım. Yalnız iç siyasetle alakası yok, uluslararası siyaset de var" dedi. Herkese gereken mesajlar iletilmiş. Mesaj alan bu guruplar için "kâbusla uyanacakları" günler başlamıştır. Hayırlı olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012