Büyük devletlerin yıllara belki yüzyıllara yayılan, oturmuş dış siyaset anlayışları mevcuttur ve bu anlayış tamamen bağımsız bir bakış açısıyla ve milli çıkarlar doğrultusunda belirlenir. Daha doğrusu milli çıkarlar doğrultusunda belirlenmelidir. Büyük devlet olmanın şartı budur.
13 yıldır "güçlü ve büyük Türkiye" olma yolunda ilerlerken(!) takip ettiğimiz dış siyaset anlayışı bizi ne noktaya getirdi!
1) Huzur içinde hayatını devam ettiren Suriye'nin devlet başkanını bir gecede diktatör ilan ettik.
2) Suriye iç savaşının en büyük destekçisi konumuna geldik. Burada Müslümanların mahvolmasına sebep olan terör gruplarını eğitir donatır olduk.
3) Esad'ın devrilmesi konusu dış siyasetimizin odak noktası haline geldi.
4) Bu uğurda her türlü gayreti gösterdiğimiz gibi Rusya ile savaşın eşiğine geldik.
5) Ve bütün bunları stratejik ortak ABD'nin politikasına uygun şekilde yaptık, yapıyoruz.
Bu saydıklarımızın bir tanesi bile milli çıkarlarımızla bağdaşıyor mu? Hayır. Dikkat edilirse ne ABD, ne Avrupa ülkeleri Suriye meselesine direkt olarak müdahil olmaktan kaçınıyorlar.
Nitekim NATO önceki gün yaptığı açıklamada "Rusya ile savaşa girerseniz bize güvenmeyin" demek suretiyle tavrını açık ve net olarak ortaya koydu. NATO üyesi Lüksemburg'un Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, "Türkiye NATO'ya çok güvenmesin" dedi. Alman dergisi Der Spiegel'e konuşan Asselborn, "Türkiye'nin Rusya'yı askeri bir gerginliğe kışkırtması halinde NATO'nun desteğine fazla güvenmemesi gerekir. NATO Türkiye ile Rusya arasındaki gerilim nedeniyle çıkabilecek bir askeri çatışmanın içine kendini çekmeyecektir" dedi. Asselborn NATO anlaşmasının 5. maddesine de atıf yaparak "bu maddenin ittifaka üye bir ülkenin tartışmasız şekilde saldırıya uğraması halinde geçerli olacağının" altını çizdi.
Daha evvel de NATO Genel Sekreteri yeni bir soğuk savaş istemediklerini söyleyerek aslında konuya son noktayı koymuştu.
Bunun böyle olacağı zaten belliydi ama anlayan nerede? Hatırlarsak NATO, 2015 yazında patriotları kademeli olarak Türkiye'den çekme kararı almıştı. Hollanda, Almanya, ABD geçen sene patriotları ülkemizden çektiler. O dönemde New York Times'da patriotların çekilme kararı ile ilgili olarak şu haber yer almıştı: "... Ankara'daki ABD büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, Amerikan ve Türk hükümetleri patriotların kritik modernizasyon güncellemeleri için ABD'ye yollanacağını belirtti." Bu kritik modernizasyon güncellemelerinin tam da Rusya ile Türkiye'nin gergin bir döneme girdiği zamana denk gelmesi şüphesiz ki tesadüf değil. Demek istiyorlar ki "bizim çıkarlarımıza hizmet ederken bizden bir şey beklemeyin."
Türkiye açıkça uçurumun eşiğine gelmiş durumda... Ne için? BOP'nin hayata geçirilmesi için.
Ne için? Stratejik ortak ABD çıkarları için.
Ne için? Büyük İsrail'in önünün açılması için.
Büyük devlet olmanın yolu tamamen milli çıkarlar doğrultusunda ve tam bağımsız bir dış siyaset anlayışı belirlemekten geçer demiştik. Maalesef bizim şu anda bu anlayışla uzaktan yakından alakamız yok. Halimiz bu iken millet büyük Türkiye propagandası ile uyutuluyor. Kendi tercihi ile uyutulmayı seçiyor. Fakat artık mızrak çuvala sığmıyor. Büyük ve güçlü Türkiye diye diye iç savaşa kadar geldik.
İster gaflet, ister delalet, ister ihanet olsun sonuçta mevcut dış siyaset anlayışı bizi işte bu hale getirdi. Ne zaman uyanacağız?!
Abdülkadir Baş / diğer yazıları
- 'Büyük Türkiye' diye diye ne hale geldik! / 26.02.2016
- Kerbelanın düşündürdükleri / 23.10.2015
- Çanakkale, Atatürk ve 'vatan sevgisi imandandır' / 17.03.2015
- Maden yasası madenciliğimizi ne noktaya getirdi? / 09.03.2015
- Soma'da değişen bir şey yok / 06.03.2015
- Zihni hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmenin önemi / 24.02.2015
- İnsanı doğru yetiştirmek veya doğru insan yetiştirmek / 23.02.2015
- Güneş balçıkla sıvanmaz / 22.02.2015
- İslam düşmanlığına meşru zemin oluşturma çabası / 10.01.2015
- İmam Ca'fer ve Sünnilik / 08.01.2015
- Kerbelanın düşündürdükleri / 23.10.2015
- Çanakkale, Atatürk ve 'vatan sevgisi imandandır' / 17.03.2015
- Maden yasası madenciliğimizi ne noktaya getirdi? / 09.03.2015
- Soma'da değişen bir şey yok / 06.03.2015
- Zihni hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmenin önemi / 24.02.2015
- İnsanı doğru yetiştirmek veya doğru insan yetiştirmek / 23.02.2015
- Güneş balçıkla sıvanmaz / 22.02.2015
- İslam düşmanlığına meşru zemin oluşturma çabası / 10.01.2015
- İmam Ca'fer ve Sünnilik / 08.01.2015