2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nde bütçe giderleri 4 trilyon 470 milyar lira olarak öngörülmekte.
Yani kabaca, 240 milyar dolar.
Şaka gibi ama gerçek bu.
Ufukları daracık olanlar için bu bütçe ile övünülebilir ama işin aslı şu, tam bir skandal bütçe!
Faiz giderler kaleminin 565,6 milyar lira olarak öngörülmesi, içinde bulunduğumuz batak ekonominin ispatı niteliğindeydi.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi için 435 milyar lira ve yükseköğretim bütçesi içinse 134,7 milyar lira ödenek öngörüldü.
Yani toplamda, 649,8 milyar lira olacak.
Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynak dahil edildiğinde savunma ve güvenlik sektörü içinse 2023 yılında 468,7 milyar lira ödenek ayrıldı.
İlginç değil mi?
Hani uçaklarımızı üretecektik!
Füzelerimiz olacaktı.
Motor bile üretmeyi düşünüyorduk.
Bu bütçe ile siz ancak simit üretimi yaparsınız!
Bir de Suriye'de ABD ile bilek dövüşü yapmaya hazırlanıyoruz.
Bak bakalım düşmanın, pardon stratejik cici ortağın dünyaya meydan okumak için nasıl bir savunma bütçesi ayırıyor.
ABD Savunma Bakanlığı, 2023 yılı savunma harcamaları için 813,3 milyar dolar bütçe talebinde bulundu ve kabul gördü.
Ve tarım…
Tarıma ayrılan doğrudan destek, 54 milyar lira.
Kafa aynı kafa hiçbir değişiklik yok!
Sadece Hollanda'nın 2021 yılında tarıma dayalı ürünlerden elde ettiği ihracat geliri, 118 milyar dolar.
Aynı yıl Türkiye'nin tarım ihracatı ise, 22,9 milyar dolarda kalmıştır.
Sebebi, sadaka denilecek kadar cüce destek paylarının ayrılması.
Bu desteği de kimlerin alıp nerelerde kullandığını Allah bilir.
Kaldı ki, her iki ülkenin sahip olduğu tarımsal alanların mukayesesini yapmaktan bile utanıyorum!
Vergi şamarı…
Hükümet, bütçe kanununa göre, 2023 yılında; 3 trilyon 673 milyar 735 milyon 478 bin TL vergi geliri elde etmeyi planladı.
Vergi gelirlerinin kalemleri ve tahmini büyüklükleri şöyle:
Özel Tüketim Vergisi: 512 milyar 643 milyon 174 bin TL
Motorlu taşıt araçları: 204 milyar 2 milyon 921 bin TL
Tütün mamulleri: 126 milyar 146 milyon 372 bin TL
Petrol ve doğalgaz ürünleri: 85 milyar 895 milyon 603 bin TL
Alkollü içkiler: 55 milyar 507 milyon 464 bin TL
Özel İletişim Vergisi: 20 milyar 153 milyon 395 bin TL
Şans oyunları: 13 milyar 100 milyon 775 bin TL
Dikkat ederseniz bu vergiler kazancı olandan değil, tamamen 85 milyonun gırtlağına çökerek adeta haraç toplanıyor.
Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık (işlenmemiş) yeraltı kaynakları nerede?
Atatürk'ün bu millet için gelir ve hizmet oluştursun diye kurduğu bin bir çeşit kamu iktisadi teşekkülleri ve sanayi kuruluşları nerede?
Kaynakları dağıtırken 40'ta birine lütufkâr, ama vergiyi toplarken 85 milyona gaddarca.
Bu bütçe ekonominin iflasının ilanı bütçesidir.
Ne mevcut iktidar ve ne de masa sandalyelerin bu işi halledebilmesi ekonomi bilgime ve tecrübeme göre asla mümkün değildir ve olamaz da.
Çünkü bu akla ve bilime aykırı.
Neden mi?
Her iki tarafta mevcut sorunların nedeni olan kapitalizmin akan çatısını onarmaya çalışıyor.
Akıllara ziyan beyhude çaba.
Milletimiz yaşadığı darboğazı anlıyor ama maalesef halen daha kurtuluşun nerede ve hangi reçetelerde olduğunu göremiyor.
Kazanacak aday diye bir türkü tutturmuş gidiliyor.
Kazanacak olan aday mı olmalı, Türkiye mi?
Efendim bir kazanalım da bakarız sonrasına.
Eskiden bir Derviş sipariş üzerine gelmiş ve iliklerimizde kan bırakmamıştı.
Şimdi ise 4 Derviş sipariş edilmiş gibi.
Sn Erdoğan da çok haklı olarak, "yeri ve milli zekâ" dan bahsediyor.
Oysa bu ülkede yerli ve milli denildiğinde akla ne hikmetse sadece ve sadece, "Milli Ekonomi Modeli" ve Haydar Baş geliyor.
Bunu iktidar da, muhalefet de çok iyi biliyor.
Türkiye'yi kurtaracak olan yegâne sistemin, Milli Ekonomi Modeli olduğunu her iki cephede çok iyi biliyor.
Ancak ne hikmettir bilinmez, her iki kanadın da önüne gizli bir el tarafından ajanda konulduğu hissine kapılıyorum.
Tam bağımsızlığı elde etmemizi arzu etmeyenler, siyaset dünyamızı ele geçirmişler.
Ben hep bu gözle olayları ve konuşanları takip ediyorum.
Bu açıdan bakıldığında bir hakkı teslim etmek erdemdir diye düşünüyorum.
Türkiye'nin gerçek anlamda kalkınması ve kurtulması için geceli gündüzlü mesai yapan tek siyasi hareket, Bağımsız Türkiye Partisi ve onun genç lideri Hüseyin Baş Bey'dir.
İnanıp inanmamanız benim için ne bir kriter, ne de bir ölçüdür.
Doğru olanlar ve doğruların yaşadığı mutlak kader hep aynı olmuştur.
Geç anlaşılmak ve övgüye mazhar olmak.
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025