Türkiye'nin önemli kentlerinden biri olan Bursa, tarihinin en görkemli mitingine sahne oldu. Bursalılar, Bağımsız Türkiye Partisi tarafından düzenlenen "AB'ye Karşı Bağımsız Türkiye" mitinginde tek bilek, tek yürek olarak "Avrupa Birliği'ne hayır" dedi.
Mitingte konuşan Kuvay-ı Milliye hareketinin yeniden şahlanışının mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bugün burada tarihi bir gün yaşıyoruz. Hep birlikte AB'ye hayır demek için, bu milletin bağımsızlığını ilan ve ifade etmek için toplandık" dedi. Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Ben 1919 Mayıs'ı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım" şeklindeki sözlerine atıfta bulunarak devam eden Prof. Dr. Haydar Baş, kendisinin de hiçbir maddi etkeni hesaba katmadan, Türk milletinin vicdanını dolduran manevi gücüyle yola çıktığını belirtti.
Entrikaları boşa çıkaran delillerTürk milletinin insanlık tarihinin en güçlü, en asil milleti olduğuna işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, bu milletin, merhamette, şecaatte, vefada, düşenin elini tutmada, insanlara yardım etmede dünyada tek millet olduğunu söyleyerek, şayet bugün dünyada can, mal, namus, din ve vicdan emniyeti yoksa bunun sebebinin Türk milletinin elinin dünya sahnesinden çekilmiş olması olduğunu ifade etti. Güçlü bir millet olmak için güçlü bir devlete, güçlü bir millet ve devlet olmak için de güçlü bir orduya ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin milli gelirlerinin % 40'ını kamu harcamalarına tahsis ederken, bu oranın bizde % 29 olduğuna işaret etti ve buna rağmen hâlâ "devleti, orduyu küçültelim" diyenlerin bir oyun içinde olduklarına dikkat çekti. Türkiye'yi entrikalarla yok etmek isteyenlerin uzun zamandan beri büyük oyunlar oynadıklarını, milleti devletle, askerle, milletle ve hatta ailesiyle karşı karşıya getirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Haydar Baş, bir başka oyunu da delilleriyle şöyle boşa çıkardı: "Merhum Atatürk için neler diyorlardı. Şimdi delillerimizi ortaya koyacak ve oyunlarını bozacağız. Bakınız merhum Atatürk şunu söylüyor: 'Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilir.' (Atatürk Üniversitesi DTCF Yay, 1979, Shf: 102). Yine büyük adam Atatürk şunu söylüyor: 'O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir. Fakat sonsuza kadar O ölümsüzdür.' (Atatürk'ün Fikir Ve Düşünceleri, shf: 208) Yine Atatürk şöyle diyor: 'Türk ulusu dindar olmalıdır. Yani tüm sadeliğiyle dindar olmalıdır. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum.' (Söylev ve Demeçler, cilt: 3, Shf: 69-70)."
"AB'ye neden karşı çıkıyoruz?"Bu gerçeklerin oyun oynayanların balonlarını patlattığına işaret eden, şövenist değil milliyetçi, fundamantalist değil dindar, mandacı değil bağımsızlıkçı olduklarına dikkat çeken, mitingin gerekçesini de oluşturan AB'ye karşı çıkışının hamasi duygulardan kaynaklandığının zannedildiği açıklamasında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, AB'ye karşı durmak için tek başına yettiğini söylediği bazı Avrupa Parlamentosu kararlarını şöyle aktardı:
"Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının % 37'sini yasa dışı bir biçimde işgal etmektedir.", "Avrupa Parlamentosu (AP), Türk Hükümetine, Kuzey Kıbrıs'taki işgal güçlerini geri çekme çağrısında bulunur.", "AP, Doğu Ege'de Kardak adası ile ilgili olarak Türkiye'nin provokatif askeri operasyonlarından kaygı duymaktadır.", "AP, Türkiye'nin, AB'nin bir üyesi olan Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal etmesinden, Ege'deki askeri gerginliği arttırmasından kaygı duymaktadır.", " AP'ye göre Kardak Adası, 1923 Lozan, 1947 Paris, 1932'de yapılan Türkiye İtalya protokolü ile 12 Ada gurubuna dahildir ve Yunanistan toprağıdır."
Prof. Dr. Haydar Baş, AB'nin, Kıbrıs'ı, Ege'yi Yunanistan'a vermek istemenin yanısıra, İstanbul Suriçinde Fener Patriğine bir ortodoks din devleti kurdurmak da dahil Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine daha nice faaliyetlerde bulunduğuna dikkat çekti.
Ekonomik krizin iki müsebbibi: AB ve IMFÜlkemizin ekonomik durumuna da değindiği konuşmasında, nereye baksak gözlerimizi kör eden bir manzara arz ettiğini, tarımın, sanayinin, hayvancılığın, ormancılığın vs. durmasının sebebinin IMF ve AB olduğunu, "AB olmadan millete iş-aş bulamayız" diyenlere "uğurlar olsun" demenin zamanının geldiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "Türkiye'de oynanan oyun parayı IMF'nin kasalarına çekme oyunudur. Öyle bir tefeci mantık ortaya koydular ki, 'piyasada benden başka kimse para dağıtmasın, satmasın, hatta devlet bile para vermesin' istiyorlar. Onun için devlete, 'Sen para kesemezsin' diyor. Sayın Derviş ve ekibine sorduğunuzda, 'Ekonominin kuralları bunu gerektiriyor' diyorlar. Ekonominin değil, Liberalizmin kuralı, sömürünün kuralı bunu gerektiriyor. Para IMF patronlarının elinde olursa ekonomi kuralı oluyor. Senin benim elimde olursa ekonomi kuralı olmuyor. Niye? Para sende olmayacak. Sen dileneceksin. Sen isteyeceksin. Sen sürüneceksin. O, koltuğunda yan gelip yatacak. Buna hayır demeye var mısınız?"
Krizden çıkmak, kalkınmak için iki şartEnflasyonu düşürmenin de Türkiye'yi kalkındırmanın da reçetesine sahip olduklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bunun için ilk şartın vatandaşın cebine proje karşılığı para koymak, ikinci şartın ise 24 saat çalışmak olduğunu belirtti. BTP'nin tek başına iktidarında maliyetlerin, vergilerin düşürülerek ucuzluğun getirileceğini, 100 milyarın altında geliri olandan vergi alınmayacağını, devlet babanın üretene avans vermenin yanısıra ürettiğine de pazar bulacağını, malını satma garantisi vereceğini, BTP vekillerinin gerçekten vekil olup "Allah razı olsun" dedirteceklerini, bu duayı almak için yola çıktıklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "2 yılda Avrupa'yı, 3 yılda ABD'yi yakalayıp, 4. yılda Türkiye Cumhuriyeti Devletini kâinatın doruk noktasına çekeceğiz. Sonunda milleti tek bilek, tek yürek, doğusuyla, batısıyla, siviliyle, askeriyle, devletiyle, milletiyle tek bilek tek yürek, kardeş yapacağız" dedi.
Mitingte konuşan Kuvay-ı Milliye hareketinin yeniden şahlanışının mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bugün burada tarihi bir gün yaşıyoruz. Hep birlikte AB'ye hayır demek için, bu milletin bağımsızlığını ilan ve ifade etmek için toplandık" dedi. Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Ben 1919 Mayıs'ı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım" şeklindeki sözlerine atıfta bulunarak devam eden Prof. Dr. Haydar Baş, kendisinin de hiçbir maddi etkeni hesaba katmadan, Türk milletinin vicdanını dolduran manevi gücüyle yola çıktığını belirtti.
Entrikaları boşa çıkaran delillerTürk milletinin insanlık tarihinin en güçlü, en asil milleti olduğuna işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, bu milletin, merhamette, şecaatte, vefada, düşenin elini tutmada, insanlara yardım etmede dünyada tek millet olduğunu söyleyerek, şayet bugün dünyada can, mal, namus, din ve vicdan emniyeti yoksa bunun sebebinin Türk milletinin elinin dünya sahnesinden çekilmiş olması olduğunu ifade etti. Güçlü bir millet olmak için güçlü bir devlete, güçlü bir millet ve devlet olmak için de güçlü bir orduya ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin milli gelirlerinin % 40'ını kamu harcamalarına tahsis ederken, bu oranın bizde % 29 olduğuna işaret etti ve buna rağmen hâlâ "devleti, orduyu küçültelim" diyenlerin bir oyun içinde olduklarına dikkat çekti. Türkiye'yi entrikalarla yok etmek isteyenlerin uzun zamandan beri büyük oyunlar oynadıklarını, milleti devletle, askerle, milletle ve hatta ailesiyle karşı karşıya getirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Haydar Baş, bir başka oyunu da delilleriyle şöyle boşa çıkardı: "Merhum Atatürk için neler diyorlardı. Şimdi delillerimizi ortaya koyacak ve oyunlarını bozacağız. Bakınız merhum Atatürk şunu söylüyor: 'Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilir.' (Atatürk Üniversitesi DTCF Yay, 1979, Shf: 102). Yine büyük adam Atatürk şunu söylüyor: 'O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir. Fakat sonsuza kadar O ölümsüzdür.' (Atatürk'ün Fikir Ve Düşünceleri, shf: 208) Yine Atatürk şöyle diyor: 'Türk ulusu dindar olmalıdır. Yani tüm sadeliğiyle dindar olmalıdır. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum.' (Söylev ve Demeçler, cilt: 3, Shf: 69-70)."
"AB'ye neden karşı çıkıyoruz?"Bu gerçeklerin oyun oynayanların balonlarını patlattığına işaret eden, şövenist değil milliyetçi, fundamantalist değil dindar, mandacı değil bağımsızlıkçı olduklarına dikkat çeken, mitingin gerekçesini de oluşturan AB'ye karşı çıkışının hamasi duygulardan kaynaklandığının zannedildiği açıklamasında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, AB'ye karşı durmak için tek başına yettiğini söylediği bazı Avrupa Parlamentosu kararlarını şöyle aktardı:
"Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının % 37'sini yasa dışı bir biçimde işgal etmektedir.", "Avrupa Parlamentosu (AP), Türk Hükümetine, Kuzey Kıbrıs'taki işgal güçlerini geri çekme çağrısında bulunur.", "AP, Doğu Ege'de Kardak adası ile ilgili olarak Türkiye'nin provokatif askeri operasyonlarından kaygı duymaktadır.", "AP, Türkiye'nin, AB'nin bir üyesi olan Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal etmesinden, Ege'deki askeri gerginliği arttırmasından kaygı duymaktadır.", " AP'ye göre Kardak Adası, 1923 Lozan, 1947 Paris, 1932'de yapılan Türkiye İtalya protokolü ile 12 Ada gurubuna dahildir ve Yunanistan toprağıdır."
Prof. Dr. Haydar Baş, AB'nin, Kıbrıs'ı, Ege'yi Yunanistan'a vermek istemenin yanısıra, İstanbul Suriçinde Fener Patriğine bir ortodoks din devleti kurdurmak da dahil Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine daha nice faaliyetlerde bulunduğuna dikkat çekti.
Ekonomik krizin iki müsebbibi: AB ve IMFÜlkemizin ekonomik durumuna da değindiği konuşmasında, nereye baksak gözlerimizi kör eden bir manzara arz ettiğini, tarımın, sanayinin, hayvancılığın, ormancılığın vs. durmasının sebebinin IMF ve AB olduğunu, "AB olmadan millete iş-aş bulamayız" diyenlere "uğurlar olsun" demenin zamanının geldiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "Türkiye'de oynanan oyun parayı IMF'nin kasalarına çekme oyunudur. Öyle bir tefeci mantık ortaya koydular ki, 'piyasada benden başka kimse para dağıtmasın, satmasın, hatta devlet bile para vermesin' istiyorlar. Onun için devlete, 'Sen para kesemezsin' diyor. Sayın Derviş ve ekibine sorduğunuzda, 'Ekonominin kuralları bunu gerektiriyor' diyorlar. Ekonominin değil, Liberalizmin kuralı, sömürünün kuralı bunu gerektiriyor. Para IMF patronlarının elinde olursa ekonomi kuralı oluyor. Senin benim elimde olursa ekonomi kuralı olmuyor. Niye? Para sende olmayacak. Sen dileneceksin. Sen isteyeceksin. Sen sürüneceksin. O, koltuğunda yan gelip yatacak. Buna hayır demeye var mısınız?"
Krizden çıkmak, kalkınmak için iki şartEnflasyonu düşürmenin de Türkiye'yi kalkındırmanın da reçetesine sahip olduklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bunun için ilk şartın vatandaşın cebine proje karşılığı para koymak, ikinci şartın ise 24 saat çalışmak olduğunu belirtti. BTP'nin tek başına iktidarında maliyetlerin, vergilerin düşürülerek ucuzluğun getirileceğini, 100 milyarın altında geliri olandan vergi alınmayacağını, devlet babanın üretene avans vermenin yanısıra ürettiğine de pazar bulacağını, malını satma garantisi vereceğini, BTP vekillerinin gerçekten vekil olup "Allah razı olsun" dedirteceklerini, bu duayı almak için yola çıktıklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "2 yılda Avrupa'yı, 3 yılda ABD'yi yakalayıp, 4. yılda Türkiye Cumhuriyeti Devletini kâinatın doruk noktasına çekeceğiz. Sonunda milleti tek bilek, tek yürek, doğusuyla, batısıyla, siviliyle, askeriyle, devletiyle, milletiyle tek bilek tek yürek, kardeş yapacağız" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.