Evet sayın okurlar ben Galatasaray'ın Beşiktaş maçını manipüle ettiğini düşünüyorum.
Tabii fiilen bir takım şeylerin yapılmış olduğunu iddia etmiyorum. Zaten böyle bir şey mümkün değil.
Fakat hafta içinde Erden Timur Fenerbahçe üzerinden büyük bir baskı ve maalesef şantaja varan boyutta iddialar ortaya attı ki maçın hakemlerinin bu baskıyı hissetmemiş olması mümkün değil.
Baskı, şantaj ve manipüle edilmiş bir maç var ortada. Kaleci Mert Günok'un 30'da gördüğü kırmızı kart çok ağırdı.
Mert bariz gol şansını topu ceza sahası dışında elle oynamak suretiyle önlediği için kırmızı kart gördü.
Hakem burada topun ele temasını oynama olarak yorumladı. Bence bu zorlama bir yorum.
Ben bunu elle oynama olarak görmüyorum. Bu pozisyon icabı topun ele çarpması. Fakat maç öncesi Erden Timur öyle bir ortam yarattı ki bu atmosferin oluşması doğaldı.
Hakem ve VAR hakemi baskıyı kaldıramadı. Hakem 61'de hem faul olmayan hem de ceza alanı dışında olan bir müdahaleye penaltı çaldı.
Neyse ki VAR hakeminin bu sefer basireti bağlanmadı da Halil Umut Meler kararını düzeltti.
Yani saha dışı baskıyı Galatasaray çok iyi kullandı ve sonuç aldı.
Hakemler resmen Galatasaray adına infaz memuru haline geldiler.
Maça gelirsek benim görüşüme göre Galatasaray, Beşiktaş'tan daha iyi bir takım.
Galatasaray bu maç 11'e 11 bitse bile karşılaşmayı alırdı.
Beşiktaş'ta savunma diye bir şey yok. Savunmada yapılabilecek ne kadar hata varsa Beşiktaş savunması bunların hepsini yaptı.
Beşiktaş net bir şekilde topu savunmadan çıkarma sorunu yaşadı. Kanımca böyle büyük takım savunması olmaz.
Ben bu maç öncesi şunu düşünmüştüm. Bu müsabaka Beşiktaş açısından çok daha iyi motive olacağı ve hatta bu motivasyon ile maçı kazanacağı bir maç olabilirdi.
Çünkü Beşiktaş zor durumdaydı ve maçı kazanması bir çıkış yolu sunacaktı.
Fakat böyle bir savunma ile galibiyet bir hayal bile değildi.
Beşiktaş yediği ilk golde Mert Günok'un uzaklaştırmaya çalıştığı top Kaan Ayhan'a pas oldu.
Savunmada ikili mücadeleyi kaybeden Colley ise Icardi'nin vuruşuna engel olamıyor.
Beşiktaş'ın kaydettiği beraberlik golünün ne zaman oluştuğu da çok önemli.
65'ten itibaren Beşiktaşlı kaleci Ersin nihayet topları uzun paslar ile çıkarmayı akletti de böyle başlatılan bir hücumda Beşiktaş Alex-Oxlade Chamberlain ile golü buldu.
Maçın geneli için şunu söyleyebilirim. Genel olarak iki takımın da iyi futbol oynamadıkları söylenebilir.
Yine iki takım açısından da birçok tercih hatalarının yapıldığı karşılaşma oldu.
Özellikle maçın başında bir Galatasaray pozisyonunda Rosier'den topu kapan Angelino'nun 3 pas opsiyonu olmasına rağmen şutu denemesi bir gol fırsatının heba edilmesiydi.
23'te Ghezzal ne anlama geldiği belli olmayan tuhaf bir pas hatası yapınca gelişen pozisyon Beşiktaş kalesinde pozisyon olarak döndü.
Beşiktaş ikinci yarıda daha iyi bir oyun oynadı. Fakat Beşiktaş'ta garip hatalar yapılmaya devam etti.
57'de Chamberlain'in başlattığı bir hücumda topla buluşan Rosier sağdan sola öyle tuhaf pas attı ki ne amaç etmiş olabilir ben anlamadım.
Top döndü dolaştı yine Chamberlain'e geldi. Beşiktaş her şeye rağmen maçı berabere bitirebilirdi.
Zira 90+5'te Rosier, Rebiç'in çok iyi bir pasına kayarak karşılık verdi ama topa dokunamayarak bomboş kaleye golü atamadı.
Şimdi iki takım da Avrupa maçlarına çıkacak. Ben her iki takımın da maçlarını kazanacaklarını tahmin ediyorum.
Tabii fiilen bir takım şeylerin yapılmış olduğunu iddia etmiyorum. Zaten böyle bir şey mümkün değil.
Fakat hafta içinde Erden Timur Fenerbahçe üzerinden büyük bir baskı ve maalesef şantaja varan boyutta iddialar ortaya attı ki maçın hakemlerinin bu baskıyı hissetmemiş olması mümkün değil.
Baskı, şantaj ve manipüle edilmiş bir maç var ortada. Kaleci Mert Günok'un 30'da gördüğü kırmızı kart çok ağırdı.
Mert bariz gol şansını topu ceza sahası dışında elle oynamak suretiyle önlediği için kırmızı kart gördü.
Hakem burada topun ele temasını oynama olarak yorumladı. Bence bu zorlama bir yorum.
Ben bunu elle oynama olarak görmüyorum. Bu pozisyon icabı topun ele çarpması. Fakat maç öncesi Erden Timur öyle bir ortam yarattı ki bu atmosferin oluşması doğaldı.
Hakem ve VAR hakemi baskıyı kaldıramadı. Hakem 61'de hem faul olmayan hem de ceza alanı dışında olan bir müdahaleye penaltı çaldı.
Neyse ki VAR hakeminin bu sefer basireti bağlanmadı da Halil Umut Meler kararını düzeltti.
Yani saha dışı baskıyı Galatasaray çok iyi kullandı ve sonuç aldı.
Hakemler resmen Galatasaray adına infaz memuru haline geldiler.
Maça gelirsek benim görüşüme göre Galatasaray, Beşiktaş'tan daha iyi bir takım.
Galatasaray bu maç 11'e 11 bitse bile karşılaşmayı alırdı.
Beşiktaş'ta savunma diye bir şey yok. Savunmada yapılabilecek ne kadar hata varsa Beşiktaş savunması bunların hepsini yaptı.
Beşiktaş net bir şekilde topu savunmadan çıkarma sorunu yaşadı. Kanımca böyle büyük takım savunması olmaz.
Ben bu maç öncesi şunu düşünmüştüm. Bu müsabaka Beşiktaş açısından çok daha iyi motive olacağı ve hatta bu motivasyon ile maçı kazanacağı bir maç olabilirdi.
Çünkü Beşiktaş zor durumdaydı ve maçı kazanması bir çıkış yolu sunacaktı.
Fakat böyle bir savunma ile galibiyet bir hayal bile değildi.
Beşiktaş yediği ilk golde Mert Günok'un uzaklaştırmaya çalıştığı top Kaan Ayhan'a pas oldu.
Savunmada ikili mücadeleyi kaybeden Colley ise Icardi'nin vuruşuna engel olamıyor.
Beşiktaş'ın kaydettiği beraberlik golünün ne zaman oluştuğu da çok önemli.
65'ten itibaren Beşiktaşlı kaleci Ersin nihayet topları uzun paslar ile çıkarmayı akletti de böyle başlatılan bir hücumda Beşiktaş Alex-Oxlade Chamberlain ile golü buldu.
Maçın geneli için şunu söyleyebilirim. Genel olarak iki takımın da iyi futbol oynamadıkları söylenebilir.
Yine iki takım açısından da birçok tercih hatalarının yapıldığı karşılaşma oldu.
Özellikle maçın başında bir Galatasaray pozisyonunda Rosier'den topu kapan Angelino'nun 3 pas opsiyonu olmasına rağmen şutu denemesi bir gol fırsatının heba edilmesiydi.
23'te Ghezzal ne anlama geldiği belli olmayan tuhaf bir pas hatası yapınca gelişen pozisyon Beşiktaş kalesinde pozisyon olarak döndü.
Beşiktaş ikinci yarıda daha iyi bir oyun oynadı. Fakat Beşiktaş'ta garip hatalar yapılmaya devam etti.
57'de Chamberlain'in başlattığı bir hücumda topla buluşan Rosier sağdan sola öyle tuhaf pas attı ki ne amaç etmiş olabilir ben anlamadım.
Top döndü dolaştı yine Chamberlain'e geldi. Beşiktaş her şeye rağmen maçı berabere bitirebilirdi.
Zira 90+5'te Rosier, Rebiç'in çok iyi bir pasına kayarak karşılık verdi ama topa dokunamayarak bomboş kaleye golü atamadı.
Şimdi iki takım da Avrupa maçlarına çıkacak. Ben her iki takımın da maçlarını kazanacaklarını tahmin ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025