Ünlü istihbaratçı Mahir Kaynak'ın her hassas gelişme sonrası mesleki tecrübesine müracaat edilir.
O da yılların birikimi ile olayları analiz eder.
Yorumlar yapar, zihinler bu sayede tali yoldan patika yola sapar.
Son bayrak hadisesi sonrası da adet bozulmadı ve Mahir beyin düşüncesine müracaat edildi.
Ben, ismi her an değişen bir gazeteden okuduğum doğruysa sayın Kaynak, Mersin'deki olayı AB karşıtlarının organize edebileceğini ima etti.
Dedi ki; "Hükümet AB'ye girme konusunda hayli mesafe katetti, bunu istemeyenler bu tip karışıklıkları yapmaya devam edecek."
Sayın Kaynak istihbaratçıdır.
Ben ise gazeteci-yazar.
Bu açıklama eğer doğruysa;
1- Mersin'de bir haddini bilmezin yaptığı hakaretten daha az hakaret mi yaptı bize AB üyesi ülkeler?
2- Mersin'de Hilali Allah'ı, Yıldızı peygamberi rengi şüheda kanını temsil eden şanlı bayrağımıza yapılan hakaret çok çirkin bir eylemdir. AB'li yetkililer sadece bayrağımıza değil, bir devleti devlet yapacak ne kadar değer varsa hepsine hakaretler yaptı ve fırsat buldukça da yapıyor. Buna ne buyurulur acaba?
3- PKK'yı AB ülkelerinin finanstan eğitime kadar her yönden desteklediğini bilmeyen var mı? Bayrağımıza hakaret eden o gençlerin damarlarında kanın AB yardımı sayesinde her gün yenilendiğini bilmeyen var mı?
4- Mersin'de veya diğer yerlerde posteri açılan ve o delikanlıya o ruhu kazandıran APO'nun yeniden yargılanmasını talep eden kim? AİHM'nin AB'li üyelerin isteği dışında bir karar alması mümkün mü?
5- "Bizden biri olacaksanız bayrağınızdan da vazgeçeceksiniz" şartını koşan AB mensuplarının bu talebi ile Mersin'de bayrağa yapılan hakaret arasında çok mu fark var?
6- "Siz yeter ki bizi aranıza alın, bize ister at deyin ister nalın. Ne derseniz yaparız" anlayışında olanların Mersin'de meydana gelen iğrenç olaya tepki göstermeleri inandırıcı mı?
Bu şıkları çoğaltmak mümkün.
Dolayısıyla Mersin'de meydana gelen olayı bu tip basitliklere kaynak yapmak pek mantıklı gelmiyor bana.
Zaten AB'ye girince o delikanlının yaptığını ne yargılayabileceğiz, ne de eleştirebileceğiz.
Yarın mahkemede o delikanlı; "Hükümet AB'ye girme uğruna bayrak dahil her şeyden geçmişti, beni niye yargılıyorsunuz?" dese kim ne diyecek?
Hem sonra biz yıllarca Hilal-Haç savaşında Hilali temsil etmedik mi?
Yoksa hani bir filmde vardı ya; "Rol icabı Helga sevişiyor."
Rol icabı mı bütün bu yapılanlar?
O da yılların birikimi ile olayları analiz eder.
Yorumlar yapar, zihinler bu sayede tali yoldan patika yola sapar.
Son bayrak hadisesi sonrası da adet bozulmadı ve Mahir beyin düşüncesine müracaat edildi.
Ben, ismi her an değişen bir gazeteden okuduğum doğruysa sayın Kaynak, Mersin'deki olayı AB karşıtlarının organize edebileceğini ima etti.
Dedi ki; "Hükümet AB'ye girme konusunda hayli mesafe katetti, bunu istemeyenler bu tip karışıklıkları yapmaya devam edecek."
Sayın Kaynak istihbaratçıdır.
Ben ise gazeteci-yazar.
Bu açıklama eğer doğruysa;
1- Mersin'de bir haddini bilmezin yaptığı hakaretten daha az hakaret mi yaptı bize AB üyesi ülkeler?
2- Mersin'de Hilali Allah'ı, Yıldızı peygamberi rengi şüheda kanını temsil eden şanlı bayrağımıza yapılan hakaret çok çirkin bir eylemdir. AB'li yetkililer sadece bayrağımıza değil, bir devleti devlet yapacak ne kadar değer varsa hepsine hakaretler yaptı ve fırsat buldukça da yapıyor. Buna ne buyurulur acaba?
3- PKK'yı AB ülkelerinin finanstan eğitime kadar her yönden desteklediğini bilmeyen var mı? Bayrağımıza hakaret eden o gençlerin damarlarında kanın AB yardımı sayesinde her gün yenilendiğini bilmeyen var mı?
4- Mersin'de veya diğer yerlerde posteri açılan ve o delikanlıya o ruhu kazandıran APO'nun yeniden yargılanmasını talep eden kim? AİHM'nin AB'li üyelerin isteği dışında bir karar alması mümkün mü?
5- "Bizden biri olacaksanız bayrağınızdan da vazgeçeceksiniz" şartını koşan AB mensuplarının bu talebi ile Mersin'de bayrağa yapılan hakaret arasında çok mu fark var?
6- "Siz yeter ki bizi aranıza alın, bize ister at deyin ister nalın. Ne derseniz yaparız" anlayışında olanların Mersin'de meydana gelen iğrenç olaya tepki göstermeleri inandırıcı mı?
Bu şıkları çoğaltmak mümkün.
Dolayısıyla Mersin'de meydana gelen olayı bu tip basitliklere kaynak yapmak pek mantıklı gelmiyor bana.
Zaten AB'ye girince o delikanlının yaptığını ne yargılayabileceğiz, ne de eleştirebileceğiz.
Yarın mahkemede o delikanlı; "Hükümet AB'ye girme uğruna bayrak dahil her şeyden geçmişti, beni niye yargılıyorsunuz?" dese kim ne diyecek?
Hem sonra biz yıllarca Hilal-Haç savaşında Hilali temsil etmedik mi?
Yoksa hani bir filmde vardı ya; "Rol icabı Helga sevişiyor."
Rol icabı mı bütün bu yapılanlar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024