Fenerbahçe, Sivasspor karşısında ikinci yarı on kişi kalmasına rağmen büyük bir efor sarf etti ve bu muazzam efor tüm övgüleri hak ediyor.
Karşılaşmanın ilk yarısı çok yavan ve eh işte denebilecek bir tempoda geçti.
İlk yarının ilk 25 dakikası Fenerbahçe üstünlüğü ile geçti. Daha sonra Sivasspor oyunu dengeldi ve hatta Fenerbahçe'den daha iyi paslaştı.
Bu devre Fenerbahçe'nin 11, 15 ve 33'te sonuç çıkaramadığı organize hücumları oldu. Fakat detaylı düşününce ilk yarı kayda değer bir aksiyon olmadı.
Akıllarda kalan tek pozisyon Altay'ın 28 inci dakika içinde üst üste yaptığı iki kurtarış olduğu söylenebilir.
Şunu da söylemek lazım ki ilk yarı Fenerbahçe'nin temposu oldukça yetersizdi.
İkinci yarı maçın temposu yükseldi. Tabii haliyle maçta daha zevkli bir hal aldı.
Daha ilk yarının hemen başında Batshuayi ikinci sarı karttan kırmızı gördü.
Batshuayi'nin gördüğü kartlar bence doğru ve Batshuayi'yi eleştirmemek mümkün değil. Batshuayi takımını yalnız bıraktı.
Batshuayi kardeşim biliyorsun zaten bir sarı kartın var. Gidiyorsun rakip topu ayağından çıkardıktan sonra faullü hamle yapıyorsun. Bu olacak şey değil.
Jesus, Batshuayi'ye senin aklın var mı gibisinden bir hareket yaptı ki bence son derece haklı.
Fakat on kişi kalması Fenerbahçe'yi ateşledi. Fenerbahçeli futbolcular sanki on kişi kalmamışta 12 kişilermiş gibi bir koşu performansı gösterdiler.
İkinci yarı Fenerbahçe'de kötü oynayan daha doğrusu kötü mücadele eden oyuncu yoktu.
İkinci yarı Fenerbahçe'nin futbolunu güç ve mücadele olarak tanımlamak mümkün.
Bu yarı Sivasspor son anlarda topa daha çok sahip oldu ama bence sonuç alması mümkün değildi.
Fenerbahçe on kişi olmasına rağmen 84'te organize bir hücum yaptı.
Bu yarıdan akıllarda kalan Ferdi'nin son anda toplu koşu sonrası denediği aşırtma vuruşun gol olmaması söylenebilir.
Evet Sivasspor bu Fenerbahçe karşısında ne yapsa kazanamazdı.
Bakın daha maçın 5. dakikası Kaleci Ali Şaşal Vural kendini yere bırakıyor. Bana hiç inandırıcı gelmedi.
Nereden bu sonucu çıkarıyorum çünkü tedaviden sonra kale vuruşu kullanmak üzere topa geliyor sonra vazgeçiyor atışı kullanmıyor.
Yahu daha 5. dakika maçı soğutmaya çalışıyorsun.
Bir de şu var. En son Slavia Prag maçında Rıza Çalımbay yaptığı oyuncu değişikliklerini Fenerbahçe maçını düşünerek yaptığını açıklamıştı.
Şimdi yani bu nasıl bir düşünce. Değiştirdiği oyuncuları Prag maçının gidişatını düşünerek değil Fenerbahçe maçını düşünerek yapmış.
Bu kafayla Fenerbahçe'yi falan yenemezsiniz. Böyle şey olur mu?
Önce Prag maçını kazan sonra Fenerbahçe maçını düşünürsün. Fenerbahçe karşısında Sivasspor'un iyisi Gradel idi.
Ferdi'yi oynatmadı ve ayağından top almak mümkün olmadı.
Bu sonuç sonrası Fenerbahçe en yakın takipçileri Başakşehir ve Galatasaray puan farkını 5'e çıkardı.
Bu maç çok kritik bir kırılma maçı olabilir. Tabii daha henüz çok erken ve her şey olabilir.
Fakat Fenerbahçe önemli bir avantaj elde etti. Üstelik gelecek hafta yine kendi sahasında Giresun ile oynayacak ve bir maçı da eksik.
Bakalım Fenerbahçe bu fark ile bir ivme yakalayabilecek mi?
Karşılaşmanın ilk yarısı çok yavan ve eh işte denebilecek bir tempoda geçti.
İlk yarının ilk 25 dakikası Fenerbahçe üstünlüğü ile geçti. Daha sonra Sivasspor oyunu dengeldi ve hatta Fenerbahçe'den daha iyi paslaştı.
Bu devre Fenerbahçe'nin 11, 15 ve 33'te sonuç çıkaramadığı organize hücumları oldu. Fakat detaylı düşününce ilk yarı kayda değer bir aksiyon olmadı.
Akıllarda kalan tek pozisyon Altay'ın 28 inci dakika içinde üst üste yaptığı iki kurtarış olduğu söylenebilir.
Şunu da söylemek lazım ki ilk yarı Fenerbahçe'nin temposu oldukça yetersizdi.
İkinci yarı maçın temposu yükseldi. Tabii haliyle maçta daha zevkli bir hal aldı.
Daha ilk yarının hemen başında Batshuayi ikinci sarı karttan kırmızı gördü.
Batshuayi'nin gördüğü kartlar bence doğru ve Batshuayi'yi eleştirmemek mümkün değil. Batshuayi takımını yalnız bıraktı.
Batshuayi kardeşim biliyorsun zaten bir sarı kartın var. Gidiyorsun rakip topu ayağından çıkardıktan sonra faullü hamle yapıyorsun. Bu olacak şey değil.
Jesus, Batshuayi'ye senin aklın var mı gibisinden bir hareket yaptı ki bence son derece haklı.
Fakat on kişi kalması Fenerbahçe'yi ateşledi. Fenerbahçeli futbolcular sanki on kişi kalmamışta 12 kişilermiş gibi bir koşu performansı gösterdiler.
İkinci yarı Fenerbahçe'de kötü oynayan daha doğrusu kötü mücadele eden oyuncu yoktu.
İkinci yarı Fenerbahçe'nin futbolunu güç ve mücadele olarak tanımlamak mümkün.
Bu yarı Sivasspor son anlarda topa daha çok sahip oldu ama bence sonuç alması mümkün değildi.
Fenerbahçe on kişi olmasına rağmen 84'te organize bir hücum yaptı.
Bu yarıdan akıllarda kalan Ferdi'nin son anda toplu koşu sonrası denediği aşırtma vuruşun gol olmaması söylenebilir.
Evet Sivasspor bu Fenerbahçe karşısında ne yapsa kazanamazdı.
Bakın daha maçın 5. dakikası Kaleci Ali Şaşal Vural kendini yere bırakıyor. Bana hiç inandırıcı gelmedi.
Nereden bu sonucu çıkarıyorum çünkü tedaviden sonra kale vuruşu kullanmak üzere topa geliyor sonra vazgeçiyor atışı kullanmıyor.
Yahu daha 5. dakika maçı soğutmaya çalışıyorsun.
Bir de şu var. En son Slavia Prag maçında Rıza Çalımbay yaptığı oyuncu değişikliklerini Fenerbahçe maçını düşünerek yaptığını açıklamıştı.
Şimdi yani bu nasıl bir düşünce. Değiştirdiği oyuncuları Prag maçının gidişatını düşünerek değil Fenerbahçe maçını düşünerek yapmış.
Bu kafayla Fenerbahçe'yi falan yenemezsiniz. Böyle şey olur mu?
Önce Prag maçını kazan sonra Fenerbahçe maçını düşünürsün. Fenerbahçe karşısında Sivasspor'un iyisi Gradel idi.
Ferdi'yi oynatmadı ve ayağından top almak mümkün olmadı.
Bu sonuç sonrası Fenerbahçe en yakın takipçileri Başakşehir ve Galatasaray puan farkını 5'e çıkardı.
Bu maç çok kritik bir kırılma maçı olabilir. Tabii daha henüz çok erken ve her şey olabilir.
Fakat Fenerbahçe önemli bir avantaj elde etti. Üstelik gelecek hafta yine kendi sahasında Giresun ile oynayacak ve bir maçı da eksik.
Bakalım Fenerbahçe bu fark ile bir ivme yakalayabilecek mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025