Türkiye 14 ve 28 Mayıs'ta öyle bir tarihi seçim yaptı ki, alınan sonuçla adeta uzaya yolculuğa çıktık.
Uçuyoruz ama bir türlü inemiyoruz.
Tümüyle rayından çıkmış olan ekonomik göstergeler, 11 ilde yaşanan büyük felaket sonucu tam olarak dibe çakılmadı mı?
Dolar en son 18 bandını bulduğunda, Türkiye'de kıyametler kopmamış mıydı?
Hemen acil bir müdahale ile kur korumalı mevduat sistemine geçilmemiş miydi?
Dolar 11'ler seviyesine indiğinde, davullu zurnalı halaylar çekilmemiş miydi?
Peki, ne oldu şimdi!
Nerede koruma kalkanınız KKM…
Neden şimdilerde sustu davullar zurnalar!
Siz sussanız ve büyük ekonomik felakete rıza gösterseniz de, dolar sizin yerinize halaylar çekiyor maşallah.
Dolar 18 bandına eriştiğinde, Türkiye'de yer yerinden oynamıştı.
Şimdi 24 seviyelerinde ama herkes sus pus olmuş!
Neden?
Çünkü yüzde 52'ye göre önemli olan tek şey var bu ülkede.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak tepemizde durması.
Duruyor mu, duruyor.
52'nin gazı alındı mı, alındı.
Bu kesime göre 3. Dünya Savaşı bile çıksa önemli değil!
Türkiye işgal olsa, o da önemli değil.
Yeter ki Erdoğan başımızda gezinsin.
Diğer bir 48'lik kesimi analiz ettiğimizde ise, bu kitlenin alınan seçim sonuçları dolayısıyla iyice gardının düşmüş olduğunu ve siyasetten bile nefret eder hale geldiğini görmekteyiz.
Hal böyle iken yok mudur bir kurtuluş çaresi diye kara kara düşünen siyaset küskünlerinin sığınağı haline gelen bir partinin varlığı günden güne daha bir farkındalıkla öne çıkmaya başladı.
Bahsettiğim farkındalığı yaratan siyasi hareket, Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
İster kabul edin ister etmeyin ama sokaktan yükselmeye başlayan dip dalganın uğultusu aynen bu tespitimi teyit ediyor.
Haydar Baş Bey gibi bilge bir insan tarafından daha 2002'de yakılmıştı bu kurtuluş meşalesi.
Bugün yaşanan ve ileride yaşanacak olan tüm sorunları daha o zamanlar Türk milleti ile paylaşmış ve kalıcı çözümler ortaya koymuştu.
Zamanın koşulları ve çok özel şartları bu sesin tam olarak duyulmasına olanak tanımamıştı.
Ancak o, Türk milletinin kıyamet sabahına kadar müreffeh bir yaşam sürmesi için tüm koşulları oluşturmuştu.
2020 yılı itibariyle seçimle işbaşına gelen genç lider Hüseyin Baş Bey, 2002'de yakılan bu meşaleyi çok hızlı bir şekilde ve özellikle de sosyal medyada oluşturulan kasırgayla zirveye taşıdı.
Onun için siyasetin daha başı gibi görülse de, son seçimlerde elde edilen seçim sonuçlarıyla, her iki ittifak da aslında hüsrana uğradı.
Merkez siyasette oluşan büyük açığı şimdilerde Hüseyin Baş ve BTP doldurmaya aday gibi görünüyor.
Sokağın derinlerinden yankılanan bu sesin önümüzdeki süreçte kartopu gibi büyümesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bakarsınız bundan böyle ve gelecekte, Hüseyin Baş'ın ve BTP'nin etrafında tam bağımsızlıktan yana olmaya karar vermiş partilerin ittifaklar kurmak suretiyle bir anda Türkiye'nin gündemi değişebilir.
Süreç buna doğru evriliyor ve sanırım bu değişimin öncülüğünü de, geçler yapacak.
Hadi hayırlısı…
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025