BTP liderinden iftiralara yanıt !..

Trabzon'daki papaz cinayeti, iğrenç bir karalama ve çamur atma operasyonuna dönüştü. Bazı gazete ve internet siteleri cinayetle ilgili somut hiçbir bağ, ilgi ve alaka olmamasına rağmen, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik inanılmaz fitne ve iftira kampanyası başlattı. Prof. Baş, iddialara tokat gibi yanıt verirken, "Bu cinayet "Dinlerarası Diyaloğu" hükümet politikası olarak sürdüren Ak partisinin sorumluluğundadır." dedi.  Cinayetin hemen ardından önce akşam gazetesi ardından da dün ve bugünkü Hürriyet gazetesinde cinayet haberleri arasında BTP Liderinin ismide geçti. İşin ilginç yanıysa verilen haberin içeriği. Hürriyet gazetesindeki haberde, papaz cinayetinin zanlısı olan gencin Türk İslam sentesinin savunan BTP liderinin ideolojisiyle yetiştiği öne sürülüyor.

Daha da ilginci, Prof. Dr. Haydar Baş'ın  "NE AB NE ABD, TEK ÇÖZÜM BA?IMSIZ TÜRKİYE" Sloganıyla Kuvayi Milliye ruhunun canlandırılmasına çalıştığına vurgu yapılıyor. Yani BTP Liderinin de Trabzon'lu olmasından yola çıkan gazete, aslında Haydar Baş'ın Milli duruşundan duyduğu rahatsızlığı gündeme taşımış oluyor. Bazı medya Organlarının bu iğrenç iftirasına BTP Liderinden bugün yazılı bir cevap geldi.

BTP Lideri Baş'ın açıklaması şöyle:

"-Trabzonda bir çocuk para için kavga ettiği papazı öldürmüştür. 16 yaşındaki genç, arkadaşlarıyla gittiği ayinden sonra istediği 500 doları vermeyen papaza sinirlenerek ertesi gün silahla papazı vurmuştur.

Bu genç "Dinlerarası Diyalog" yalanına inanıp, para karşılığında kilise ayinlerine sürekli surette katılan bir çocuktur.

Aynı zamanda AKP Trabzon kadın kolları yöneticisinin oğludur. Yani AK Partili bir ailenin çocuğudur. Herkesçe malum olduğu gibi AKP de diyalogcudur.

Bu cinayet "Dinlerarası Diyaloğu" hükümet politikası olarak sürdüren Ak partisinin sorumluluğundadır.

Çünkü, ülkemizde yoğun olarak sürdürülen "Dinlerarası Diyalog" çalışmaları ile Türk çocukları verilen para karşılığında kiliselere ve papalara teslim edilmektedir.

Gençlerimize bekledikleri maddi imkanları sunacak projelere sahip olmayan hükümet ve onları kiliselere dolduran diyalogcular insanlarımızı kiliselere ve papazlara muhtaç hale getirmiştir.

Ve bu cinayetin sorumluluğu mevcut hükümet ve diyalogculara aittir.

Böyle bir cinayeti ancak kilise ve papaz kapısında umut arayanlar işleyebilir. Zira, kendi benliğini ve değerlerini yitirmiş bir hayat görüşü her türlü değeri sadece parada gören bir fikir dünyası bu diyalog çalışmalarıyla ne yazık ki genç neslimizin kimliği olmuştur.

16 yaşında katil olan çocuğun yaptıkları, bu tablo ile getirildiği noktanın bir neticesidir. Adam öldürme eylemini ancak, tevhid akidesini bilmeyen, teslisi tehvid ile karıştıran, hak ile batılın yerini değiştiren diyalog zihniyeti işleyebilir.

Çünkü, diyalogcu, can almanın ne olduğunu bilmez.

Tekrar etmek isteriz ki; bu çocukta diyaloğu bir hükümet politikası haline getiren Ak Partili bir annenin çocuğudur.

Diyalogcu mantıkla yetişmiş ve aslını yitirmiştir.

Cinayette hükümet politikası halinde diyaloğa kucak açan AK Parti'nin payı büyüktür.Kaldı ki; ortada emniyet raporları ile sabit bir para meselesi vardır.

Çocuk verdiği ifadede arkadaşlarının payı olan 400 doları vermediği için papazı öldürdüğünü açıkça ifade etmiştir.

Peki neden bu cinayetle bazı çevreler dolaylı olarak bizi yıpratmaya çalışmaktadır?

Bugün genel başkanı olduğum Bağımsız Türkiye Partisi gün geçtikçe yükselen bir yıldızdır. BTP mayası tutmuştur.

Yapılanlar BTP'nin önünü kesmek içindir. Milletimizin teveccüh ettiği fikirlerimiz ile biz,

Mandacı değil ulusalcıyız,Fundamantalist değil, dindarız,Şövenist değil, milliyetçiyiz,

Bugün ülkemizde sivil asker, devlet millet kaynaşmasını gündem eden tek partiyiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dünyanın en büyük devleti olmasını isteyen düşünceyi seslendireniz. Birlik -beraberlik yanlısıyız. Liberal sistemin ülkeleri ve halkları esir aldığı bir düzende;

Sosyalizmin ve komünizmin kötülüklerini gözler önüne sererek, ülkelerin ve milletlerin sömürüden, açlıktan kurtuluşu olacak "Milli Ekonomi Modeli" ile ekonomide çığır açacak bir sistemi dünyaya deklare edeniz.

Türkiye'nin kurtuluşunun ne AB ne ABD ne de IMF olmadığının bilinciyle, milletimize kurtuluş reçetesi olarak her sahada milli politikalar sunanız.

Bizim yıllardan beri ifade ettiğimiz görüşlerimiz istikametinde şekillenen bir Müslüman Türk Kimliği söz konusudur.

Müslüman, Türk bayrağına, sancağına, vatanına saygılı devletine milletine bağlı fundamantalist değil ama dindar bir şahsiyettir.

Bu kimlik demokratik laik Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Mustafa Kemal'in ilkeleri ve düşünceleridir.

Bir kültür anlayışı, insanın haksız yere can almasına kesinlikle manidir. Onu katil yapmanız mümkün değildir.

Vatanperver müslümanın da bu cinayeti işlemesine imkan yoktur. Bizim dünya görüşümüz Hoca Ahmed Yesevilerin Mevlanaların Yunusların dünya görüşüdür.

Burada değil bir canı almak, karıncayı dahi incitmek mümkün olamaz.

Buradaki amaç çamur at, izi kalsın...

Yüzün üzerinde bilim adamı, İstanbul'daki İktisat Kongresi'nde Milli Ekonomi Modeli Tezimizin, sadece Türkiye'yi değil, geri kalmış ve gelişmekte olan tüm ülkeleri kurtaracak, insanlığın tek çıkış kapısı ve umudu olduğunu tespit ederek, ilim adına bunu deklare etmesine rağmen, Türk basınında maalesef bu kongreyle ilgili tek satır, tek kare yer verilmemiştir.

O halde Türkiye'de bir mütareke basını vardır.

Vatikan'dan ithal "Dinlerarası Diyalog Projesi" ile Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyen, milli kimliğimden koparmak isteyen gaflet içinde bir siyaset vardır.

Ve bunların ittifakı ile Türkiye'yi parçalamak isteyenlerin karşısında vatan diyen, bayrak diyen, din diyen, devlet diyen, milletin bölünmesine, vatanın parçalanmasına müsaade etmeyen Bağımsız Türkiye partisi vardır.

Bu görüş Türk milletinin görüşüdür, milletin ta kendisidir. Hiç kimse, iftira ile, yalan ile bu hareketin yükselmesine mani olamayacaktır.

Şimdi yıpratılmak istenen yükselen BTP'dir.Millet asla buna müsaade etmeyecektir."

Prof. Dr Haydar BAŞBTP GENEL GAŞKANI