2223 Aralıkta Kongrede Rusya adına açış konuşması yapan JOFFE'NİN, barış için ileri sürdüğü düşünce ve ilkeler çok olumlu bir şekilde karşılanmıştır. Kongredeki murahhaslar 23 ve 24 Aralık günlerinde kendi devletlerinin barışla ilgili düşüncelerine göre ne yapmaları gerektiği hakkında çalışma yaparlar.25 Aralık günü Bulgar murahhaslar Joffe'nin ileri sürdüğü barış ilkelerinin 1 ve 3. maddesine karşın olduğunu bağlaşıklarına bildirir. Çünkü Omsalı İmparatorluğundan ayrılarak kurulmuş olan Bulgar Devleti, Balkanlardaki Bulgarların hepsini bir bayrak altında toplayamamıştır. Bir kısım Bulgar halkı ve toprakları Avusturya Sırbistan ve yine Avusturya ve Almanya tarafından toprakları işgal edilmiş olan Romanya'da idi. Savaşın devamında bu toprakları işgal etmek istiyordu. Fakat buna zaman yetmediği için işi barış görüşmelerinde hal etmek ister. Bunun içinde önce Alman ve Avusturyalılara başvurur. Daha önce Romanya ve Sırbistan egemenliğine geçmiş olan Bulgar halkının oturduğu toprakları isteyerek ulusal bütünlüğünü sağlamak ister. Alman ve Avusturya temsilcileri, Romanya ve Sırbistan'daki Bulgar halkı ve topraklarını kendi işgalleri altında bulunduğunu ve barış görüşmelerinde kendilerine verileceğine dair söz veridi. Bu görüşmeden sonra bağlaşıklar, Joffe'nin açış konuşmasında ileri sürdüğü ilkelere verilecek karşılığı hazırladılar. 26 Arlık 1917 günü bu karşılığı konferansta okudular: Bağlaşık Devletler bir an önce adil bir genel barışa kavuşmayı istemektedirler. Bu düşünceyi çok kez belirtmişlerdir. Rus heyetinin ortaya koyduğu ilkeler bu yolda temel olarak ele alınabilir. Dört bağlaşık devlet derhal yapılacak katmasız ve ödeneksiz ve bütün savaşanlar için adilane olacak bir barışı onaylıyorlar ve ülkeler ele geçirmek için savaşı bir gün bile uzatmayı düşünmüyorlar. Ancak şunu belirtmek gerekir ki savaşan devletlerin tümü, hiçbir gizli düşünce beslemeden bu biçim barışa katılacaklarını gereken kısa bir zamanda açıklamalıdırlar. Bu olmazsa Rus ilkeleri gerçekleşemez. Çünkü dört bağlaşık devlet, Rusya'nın batılı bağlaşıklarının da bu işi doğrulukla onaylayacakları kanısına varmadan istenilen üstenmelerde bulunamazlar. Rusların altı maddelik ilkelerinin de karşılıkları şöyledir:1 Bağlaşıklar zorla ele geçirdiği yerleri ülkelerine katmak istemiyorlar. 2 Bağlaşıklar bu savaş sırasında siyasal bağımsızlığını kaybetmiş olan hiçbir ulusu zorla boyunduruk altında tutmak isteğinde değildirler. 3Devlet durumunda bulunmayan ulusal toplulukların hangi devletle birlikte yaşayacakları konusu uluslararasında oradaki anayasa hukukuna göre çözümlenecektir. 4 Azınlık haklarının korunulması her ulusun kendi keskilini seçmesi hakkının önemli bir parçasıdır. Bağlaşık Devletlerin anayasa hukuklarınca inancalaşmıştır. 5 Bağlaşık Devletler savaş ödeneği ve savaş giderlerini istemekten vazgeçmişlerdir. Ancak tutsakların beslenmesi için yapılan ödemelerin ve uluslar arası kurallara aykırı olarak ortaya çıkan yıkıntıların ödenmesini isterler. Ayrıca bir fon kurulabilmesi için bütün savaşan devletlerin bu işe katılmaları gerekir. 6 Bağlaşıklar arasında sömürgesi olan tek devlet Almanya'dır. Onların kendisine geri verilmesi Alman isteklerinin bir parçasıdır. Rusların ileri sürdükleri ulusların kendi keskilerini seçme hakları, bu sırada oradaki özel koşullar dolayısı ile uygulanamaz. Ora yerlilerinin, bu gün hiç te uygun olmayan bir durum varken, Almanya'ya bağlı kalmış olmaları en iyi bir referandumdur. Bağlaşıkların karşılığından sonra verilen arada bir araya gelen Rus ve Alman murahhaslar Doğu Anadolu işgalini konuşurlar. Almanlar oranın boşaltılmasını isterler. Kendilerinin de Rusya'ya kalacak yerlerden hemen Alman ordularını çekeceklerini söylerler. Bu Alman isteği sonucunda Doğu Anadolu sorunu Rus isteği ile Ermeni sorunu haline geçer ve tartışmalar devam eder. Bu günde devam etmektedir. 26 Aralık günü, aradan sonra Rus Murahassaları, hem Joffe'nin açılış konuşmasına, hem de Almanya ve Bağlaşıklarının karşılığına, bir karşı konuşma ile düşüncelerini söylerler: Rus Heyeti barış yolunda atılmış olan adımdan büyük mutluluk duyarlar. Ancak üçüncü maddeye verilmiş olan karşılıkta(ülke katmaksızın) barış yapmak ilkesi oldukça önemli bir kısıtlıya uğramıştır. Ülke katmaktan vazgeçmek ilkesi daha genel bir ilke olan, ulusların kendi keskilerini seçmeleri hakkının mantıki bir sonuncudur. Bu hak ise anayasalarda pek eksik biçimde tanınmakta, hatta hiç tanınmamaktadır. Bu yüzdendir ki bu hakkın uygulanması konusunda anayasa hukukuna başvurulmasını öğütlemek esas ilkeyi ortadan kaldırmaya varır. Beşinci maddeye verilen karşılıkta tutsaklar için istenen ödenek gerçekten bir savaş ödeneği biçimini alabilir.Almanya sömürgeleri hakkındaki karşılığa sakıncalıdır deriz. Bununla birlikte Sovyet Heyeti ise isteklerinin genel olarak onaylanması dolayısı ile durumu öbür savaşçılara (İngiltereFransa İtalya ve A.B.D) bildirip barış görüşmelerine katılabilmeleri için on günlük bir süre ister. Bu süre 25 Aralık gece yarısından, 4 Ocak 1918 sabahı saat ona kadar sürecektir.Rusların karşılığı da olumlu bir hava yaratarak barışa her iki tarafta ümitle bakar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011