Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğü 1816 Paris, 1878 Berlin Konferansları hükümlerince Avrupa Büyük Devletleri tarafından garanti ve denetim altına alınır. Fakat Osmanlı toprak bütünlüğünü garanti ve denetim altına alan Emperyalist Avrupa Devletleri, denetim adı altında toprakları kendi aralarında pay ederler. Denetimleri altına aldıkları Osmanlı topraklarının işletme ve korunması işlemlerini de kendi aralarında diplomasi yolu ile hallederler.Alman ve Avusturya Macaristan İmparatorlukları, Sırbistan'ı ezerek Akdeniz kıyılarına inmek isterler. Çünkü sanayi alanında rekabet geliştikçe Baltık Denizinden açık denizlere açılmakta İngiltere güçlük çıkarabilirdi. Bu iş için Almanya ve Avusturya İmparatorlukları bir genel savaşı dahi göze alabilirlerdi. Bu düşüncenin nedeni de Cermen Militarizmi ve Emperyalist isteklerdir.Bu olay şöyle gelişir: Rus Çarı 1908 Haziranında Reval görüşmeleri sırasında Boğazlar ile isteklerini İngiltere Kıralı VII Edvard'a bildirir. Yapılan görüşme Sonucunda VII Edvard,Çar hazretlerine olumlu cevap verir. Rusya daha sonra Boğazlar konusunu Avusturya-Macaristan imparatorluğu ile diplomatik ilişkiler kurarak anlaşmak ister. Boğazlardan Akdeniz ve sıcak Denizlere açılmak istediğini bildirir. Hatta 2 Temmuz 1908 de Avusturya Hükümetine bir yazı gönderir: "Boğazların Rusya'ya açılması karşılığında, Avusturya'nın Bosna Hersek'i ilhak edebileceğini"" bildirir. Balkan'lar da Slav Birliğini kurmaya çalışan Rusya'nın 1908 yılında böyle bir karar vererek Bosna Hersek bölgesini gözden çıkarmasının sebebi şudur: Çünkü İstanbul'da Osmanlı yönetimi ile ilgili büyük değişikler olmuştur. Meşrutiyetin ilanı ile Meclis açılmış ve meşrutiyet hükümeti kurulmuştur. Bu olay Osmanlı'yı batılı bir Devlet yapısı ile ya geliştirip kurtaracaktır veya Devletin yapısında ve toplumda gereken yenilikleri yapamayarak devleti batıracaktır. Başarıya ulaşabilmesi için, Meşrutiyet ilkelerine göre yetişmiş çok elemana ihtiyacı vardı. Ne yazık ki bu düşünceye sahip çok az eleman vardı. Bu gün 2009 da dahi Cumhuriyet ilkelerini bilenlerin sayısı daha %30 zu ancak bulmuş durumda.Meşrutiyet rejiminin başarıya ulaşamayacağını gördüğü için Osmanlı Devleti her zaman için yıkıma gidebilirdi. Bu nedenle Boğazlardan geçme hakkını bir an için elde etmek istiyordu.Avusturya Hükümeti Rusya'nın bu teklifine olumlu cevap verir. Rusya, Fransa'yı ikna edebilmek için diplomatik görüşmeleri başlatır. Çünkü Fransa ayni zamanda bir Akdeniz ülkesiydi. Rusya, Boğazlar konusunda Fransa'yı ikna etmeye çalışırken, Avusturya Macaristan İmparatorluğu, Almanya'nın da desteğini alarak Bosna Hersek'i işgal ederek topraklarına katar. 7 Ekim 1908 günü bu işgal olayını Viyana'daki Büyükelçiler bildirir.Avusturya Macaristan İmparatorluğunun bu diplomatik hareketi ve işgal olayı üç devleti çok etkiler: Birincisi Osmanlı devletidir. Meşrutiyetin ilanı ile teokratik yönetimden Demokrasiye geçen Osmanlı Devleti, 1908 yılı Ekiminde üç büyük felaketle karşı karşıya gelir. Birincisi, Bosna-Hersek Eyaletinin Avusturya tarafından işgal ve ilhakı. İkincisi; 5 Ekim 1908 de Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesi. Üçüncüsü de; Meşrutiyet karşıtlarından gelen isyan hareketidir. Osmanlı Hükümeti bu olaylara askeri ve siyasi yönde bir karşı koyma dahi düşünemedi. Çünkü Batılı Emperyalist Devletlere karşı savaşacak askeri gücü yoktu. Diplomasi yolu ile hareket etse, toplanacak bir konferansta Avrupa Büyük Devletleri Osmanlı Ülkesindeki paylaşımı dengelemek için yeni topraklarda gidecekti.İkinci Devlet Rusya'dır: Bosna hersek olayını Uluslar arası bir konferansa götürmek ister. Bunun için Balkanlar'da Slav milliyetçiliğinin önderi olarak yetiştirdiği Sırbistan'ı ise durdurması gerekiyordu. Fakat bu da mümkün değildi. İngiltere ve Fransa Rusya'nın ticari gemilerinin geçmesini kabul ederken askeri gemilerin geçmesine karşın olurlar. Rusya'nın ısrarı karşısında İngiltere ve Fransa, O zaman bizde Donanma ile Karadeniz'e gireriz deyince isteklerinden vazgeçer.Üçüncü Devlet Sırbistan dır: Avusturya'ya karşı en sert tepki, savaş ilanı ile Sırbistan'dan gelir. Fakat Avrupa Emperyalist Devletlerinden savaş için, Rusya'da dâhil bir destek gelmez. Çünkü hepside Modern silahlarla savaşmaktan çok korktukları için anlaşmışlardı. Konferans toplanmasını istediyse de yanaşmamışlardır. Üstelik hepsi birden askeri ve siyasi baskı yaparak Sırbistan'ı isteklerinden vazgeçirirler. 31 Mart 1909 da Viyana'ya bir nota vererek Bosna-Hersek'teki haklarından vazgeçtiğini bildirir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011