'Boğazınız sıkılmadan nefes alın'
Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: "Ey Allah'ın kulları! (Başkalarınca) Tartılmadan kendiniz tartın. Hesaba çekilmeden kendiniz hesaba çekin. Boğazınız sıkılmadan nefes alın. Zorla sürülüp götürülmeden râm olun. Bilin ki kendisine yardım etmeyen, nefsini sakındırıp öğüt vermeyen kimseye, başka bir kimsenin öğüdü ve sakındırması fayda etmez"
10.04.2016 00:00:00
Hz. Ali (a.s.) bir hutbesinde söyle buyurdu:
"Hamd, görülmeksizin bilinen, düşünmeye gerek duymadan her an yaratıp tedbir ve tasarruf eden, her an var olan, kaim ve daim olan Allah'a mahsustur. O; burçları bulunan gökler, büyük kapıları örten perdeler, karanlık geceler, durgun deniz, geniş vadileri olan dağlar, eğri büğrü yollar, döşenmiş yeryüzü, güvenilecek ve dayanılacak hiçbir yaratık olmadan önce de Kaim ve Daim'di.
Eşsiz, örneksiz olarak mahlûkatı yaratan ve vârisi olan (onlardan sonra da baki olan), onların Mabudu ve razıkı olan O'dur. Güneş ve Ay O'nun rızasını dileyerek dönüp durur; her yeniyi yıpratır, her uzağı yaklaştırır.
Onların rızıklarını taksim eden; izlerini, amellerini, soluklarının sayısını, haince bakışlarını, gönüllerinden geçen, kendilerinden bile gizledikleri şeyleri, analarının rahimlerinde konaklayacaklarını, babalarının bellerinden zuhur edeceklerini, zamanların sonuna, çağların nihayetine dek saymış, tespit etmiş ve bilmiştir.
O, rahmetinin genişliği içinde düşmanlarına olan kahrı, azabı daralan, çetinleşen; kahrının, azabının darlığı içinde, dostlarına rahmeti genişleyen bir Mabuddur. Kendisine karşı bir üstünlük güdeni kahreder, karşı çıkanı helak eder, düşmanlık edip uzaklaşanı zelil eder. Düşmanlık edene üstün gelir. Kim ona dayanırsa O, ona kâfidir. Kendisinden isteyene verir, O'na (yolunda) borç verenin borcunu eda eder, kendisine şükredenin mükâfatını verir.
Ey Allah'ın kulları! (Başkalarınca) Tartılmadan kendiniz tartın. Hesaba çekilmeden kendiniz hesaba çekin. Boğazınız sıkılmadan nefes alın. Zorla sürülüp götürülmeden râm olun. Bilin ki kendisine yardım etmeyen, nefsini sakındırıp öğüt vermeyen kimseye, başka bir kimsenin öğüdü ve sakındırması fayda etmez."
(Nehcü'l?Belağa'dan?)
"Hamd, görülmeksizin bilinen, düşünmeye gerek duymadan her an yaratıp tedbir ve tasarruf eden, her an var olan, kaim ve daim olan Allah'a mahsustur. O; burçları bulunan gökler, büyük kapıları örten perdeler, karanlık geceler, durgun deniz, geniş vadileri olan dağlar, eğri büğrü yollar, döşenmiş yeryüzü, güvenilecek ve dayanılacak hiçbir yaratık olmadan önce de Kaim ve Daim'di.
Eşsiz, örneksiz olarak mahlûkatı yaratan ve vârisi olan (onlardan sonra da baki olan), onların Mabudu ve razıkı olan O'dur. Güneş ve Ay O'nun rızasını dileyerek dönüp durur; her yeniyi yıpratır, her uzağı yaklaştırır.
Onların rızıklarını taksim eden; izlerini, amellerini, soluklarının sayısını, haince bakışlarını, gönüllerinden geçen, kendilerinden bile gizledikleri şeyleri, analarının rahimlerinde konaklayacaklarını, babalarının bellerinden zuhur edeceklerini, zamanların sonuna, çağların nihayetine dek saymış, tespit etmiş ve bilmiştir.
O, rahmetinin genişliği içinde düşmanlarına olan kahrı, azabı daralan, çetinleşen; kahrının, azabının darlığı içinde, dostlarına rahmeti genişleyen bir Mabuddur. Kendisine karşı bir üstünlük güdeni kahreder, karşı çıkanı helak eder, düşmanlık edip uzaklaşanı zelil eder. Düşmanlık edene üstün gelir. Kim ona dayanırsa O, ona kâfidir. Kendisinden isteyene verir, O'na (yolunda) borç verenin borcunu eda eder, kendisine şükredenin mükâfatını verir.
Ey Allah'ın kulları! (Başkalarınca) Tartılmadan kendiniz tartın. Hesaba çekilmeden kendiniz hesaba çekin. Boğazınız sıkılmadan nefes alın. Zorla sürülüp götürülmeden râm olun. Bilin ki kendisine yardım etmeyen, nefsini sakındırıp öğüt vermeyen kimseye, başka bir kimsenin öğüdü ve sakındırması fayda etmez."
(Nehcü'l?Belağa'dan?)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.