'Bizi tanıyan Allah'ı tanır'
İmamı tanımanın veya tanımamanın etkileri hususunda İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah'ı sadece Allah'ı ve biz Ehl-i Beyt'ten olan imamını tanıyan kimse tanır ve ibadet eder"
31.07.2018 00:00:00
İmam Sâdık (a.s.), Allah-u Teâlâ'nın "kime hikmet verilirse" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "(Hikmet) Allah'a itaat etmek ve imamı tanımaktır." (el-Kafi, 1/185/11).
İmam Bâkır (a.s.), "Ölü iken kalbini diriltip, insanlar arasında yürürken önünü aydınlatacak bir nur verdiğimiz kimsenin durumu..." ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Ölü, bir şey bilmeyen kimsedir. Nur ise kendisine uyulan imamdır." (a.g.e., h.13).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dikkatli olunuz! Sizler tanımama hususunda mazur olmayacağınız kimseye itaat etmeyiniz." (Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 18/373).
İmam Hüseyin (a.s.), Allah'ın marifeti hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: "(Marifetullah) Her zaman ehlinin kendisine itaat etmeleri farz olan imamlarını tanımasıdır." (el-Bihar, 23/83/22).
İmam Sâdık (a.s.) ise şöyle buyurmuştur: "Biz Allah'ın, itaati farz kıldığı kimseleriz. Sizler insanların tanımamakta mazur olmadığı kimseye uyuyorsunuz." (a.g.e., 96/211/13
İmamı tanımanın veya tanımamanın etkileri hususunda İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah'ı sadece Allah'ı ve biz Ehl-i Beyt'ten olan imamını tanıyan kimse tanır ve ibadet eder." (el-Kafi, 1/181/4).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bizi tanıyan kimse mü'mindir, bizi inkar eden kimse ise kâfirdir." (a.g.e., s.187/11).
İmam Bâkır (a.s.), "Karanlıklarda kalıp çıkamayan kimsenin durumu gibi midir?" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlar imamlarını tanımayan kimselerdir." (a.g.e., s.185/13).
Yine İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "İmam Aziz ve Celil olan Allah ile yaratıkları arasında bir kılavuzdur. Kim onu tanırsa mü'mindir ve kim de inkar ederse kâfirdir." (el-Bihar, 23/88/32).
Zamanının imamını tanımadan ölen kimse hakkında Resûlullah (s.a.a.) bazı hadisleri şöyledir:
"Her kim imamını tanımadan ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." (a.g.e., s.76/1).
"Her kim boynunda biat olmaksızın ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." (Kenz'ul-Ummal, 463).
"Her kim imamsız ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." (a.g.e., 464).
Abdullah b. Ömer, Hz. Ali'ye biattan kaçındı ve gece biatsız ölmemek için Abdulmelik'e biat etmek üzere gece yarısı Haccac'ın kapısını çaldı. Onun bu düşüncesi Resûlullah'tan naklettiği şu rivayetti: "Her kim imamsız ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." Haccac onu öylesine bir aşağıladı ki ayağını yatağından çıkararak şöyle dedi: "(Biat etmek için) elini ayağıma dokundur." (Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l Hadid, 13/242). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
İmam Bâkır (a.s.), "Ölü iken kalbini diriltip, insanlar arasında yürürken önünü aydınlatacak bir nur verdiğimiz kimsenin durumu..." ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Ölü, bir şey bilmeyen kimsedir. Nur ise kendisine uyulan imamdır." (a.g.e., h.13).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dikkatli olunuz! Sizler tanımama hususunda mazur olmayacağınız kimseye itaat etmeyiniz." (Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 18/373).
İmam Hüseyin (a.s.), Allah'ın marifeti hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: "(Marifetullah) Her zaman ehlinin kendisine itaat etmeleri farz olan imamlarını tanımasıdır." (el-Bihar, 23/83/22).
İmam Sâdık (a.s.) ise şöyle buyurmuştur: "Biz Allah'ın, itaati farz kıldığı kimseleriz. Sizler insanların tanımamakta mazur olmadığı kimseye uyuyorsunuz." (a.g.e., 96/211/13
İmamı tanımanın veya tanımamanın etkileri hususunda İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah'ı sadece Allah'ı ve biz Ehl-i Beyt'ten olan imamını tanıyan kimse tanır ve ibadet eder." (el-Kafi, 1/181/4).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bizi tanıyan kimse mü'mindir, bizi inkar eden kimse ise kâfirdir." (a.g.e., s.187/11).
İmam Bâkır (a.s.), "Karanlıklarda kalıp çıkamayan kimsenin durumu gibi midir?" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlar imamlarını tanımayan kimselerdir." (a.g.e., s.185/13).
Yine İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "İmam Aziz ve Celil olan Allah ile yaratıkları arasında bir kılavuzdur. Kim onu tanırsa mü'mindir ve kim de inkar ederse kâfirdir." (el-Bihar, 23/88/32).
Zamanının imamını tanımadan ölen kimse hakkında Resûlullah (s.a.a.) bazı hadisleri şöyledir:
"Her kim imamını tanımadan ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." (a.g.e., s.76/1).
"Her kim boynunda biat olmaksızın ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." (Kenz'ul-Ummal, 463).
"Her kim imamsız ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." (a.g.e., 464).
Abdullah b. Ömer, Hz. Ali'ye biattan kaçındı ve gece biatsız ölmemek için Abdulmelik'e biat etmek üzere gece yarısı Haccac'ın kapısını çaldı. Onun bu düşüncesi Resûlullah'tan naklettiği şu rivayetti: "Her kim imamsız ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." Haccac onu öylesine bir aşağıladı ki ayağını yatağından çıkararak şöyle dedi: "(Biat etmek için) elini ayağıma dokundur." (Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l Hadid, 13/242). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.