Kurdun biri, ağıla kuzuların kapandığını görmüş. Köpeklere ve çobanlara kendini göstermeksizin yavaş yavaş sokularak demiş ki:
- Çocuklarım! Sizi buraya hapis edenler ne insafsız adamlarmış. Analarınızı ipek gibi bir otlağa götürmüşler, iştah ve lezzetle otluyorlar. Haydi sizi de oraya götüreyim.
Kuzulardan bazısı bu söze kanmak üzere iken, içlerinden biri :
- Aman bu hayvanın sesi ne kadar tuhaf ve kalın! Bunun sözlerine inanmayalım, diye diğerlerini ikâz ettiğinden kurdun sözünü dinlemeyip kabul etmemişler.
Kurt, biraz dolaştıktan sonra yine gelmiş. Bu defa sesini incelterek ve yumuşatarak evvelki sözlerini tekrar etmiş. Kuzular yine aldanma derecesine geldikleri sırada, evvelki kuzu yine tekrar arkadaşlarını îkâz etmeye çalışmış. Kuzulardan bazıları:
- Canım, bunun sesi daha önce gelen hayvanın sesine benzemiyor. Bundan korkmayalım, deyince, îkâz eden kuzu:
- Evet, sözü ve konuşması tatlı ve yumuşaktır. Lâkin söylediği söz evvelkinin aynıdır. Bizi götürmek istediği otlak iyi bir yer olsaydı, analarımız, çobanlarımız, bizi oraya götürürlerdi. Bu hayvanın bir kötü maksadı olduğundan, bizi kandırmaya çalışıyor, diyerek hem kendisini, hem de arkadaşlarını kurdun dişlerinden kurtarmış. (Kelile ve Dimne, Beydeba, Bedir Yay., İst., 1998).
Dostu düşmanı iyi tanımak gerekir. Kurtların dişlerine yem olmadan, pişman olmadan, ah vah etmeden önce, ilersini görebilen, bilgin, becerikli, tecrübeli kimselerin sözlerini dinleyelim. Şirin sözlere, yaldızlı vaatlere hemen kanmayalım. Kendimize, iyi karar vermek için zaman tanıyalım.
* * *
Bir kuyumcunun dükkanına birisi geldi.
- Altın tartacağım, bana terazi versene, dedi.
Kuyumcu:
- Benim kalburum yok, git başkasından iste, dedi. Adam:
- Benimle alay etme, sağırlık numarası yapıp, lafı bir o tarafa bir bu tarafa çekip durma! Ben senden terazi istiyorum dedi.
Kuyumcu şöyle cevap verdi :
- Sağır değilim, dediğini duydum. Söylediğim sözleri boş sanma! Sen kuvveti kudreti kalmamış bir ihtiyarsın. Altın tartarken halsizlikten elin titreyecek. Tartacağın altın da bir külçe değil. İçinde incesi var, toz halinde olanı var. Elin titreyince yere dökeceksin. Sonra yine bana geleceksin; "Bir süpürge ver de süpüreyim" diyeceksin. Altını süpürüp bir yere toplayınca da, tozunu toprağını ayırmak için "Kalbur ver de eleyeyim" diye tutturacaksın. Ama benim süpürgem ve kalburum yok! Ben bu işin sonunu önceden bildiğim için, sana böyle cevaplar verdim, dedi.
Akıllılar önceden feryat ederler. Tedbirlerini önceden alırlar. Bilgisizler ise işin sonunda, iş işten geçtikten sonra dövünürler. Sen, aklın varsa, işin önünde sonunu sor da, yarın kıyamet günü pişman olmayasın. O günkü pişmanlığın hiçbir faydası yoktur. O günün hazırlığını bugünden yapmalısın. (Hz Mevlâna'nın Mesnevi'sinden Seçilmiş Kıssalar, M. Atalar).
Cemiyet, ancak, her meslekte işin sonunu görebilen "işinin ehli'', tecrübeli kişiler ile sağlam temeller üzerinde durur ve sağlıklı ilerleme kaydeder.
- Çocuklarım! Sizi buraya hapis edenler ne insafsız adamlarmış. Analarınızı ipek gibi bir otlağa götürmüşler, iştah ve lezzetle otluyorlar. Haydi sizi de oraya götüreyim.
Kuzulardan bazısı bu söze kanmak üzere iken, içlerinden biri :
- Aman bu hayvanın sesi ne kadar tuhaf ve kalın! Bunun sözlerine inanmayalım, diye diğerlerini ikâz ettiğinden kurdun sözünü dinlemeyip kabul etmemişler.
Kurt, biraz dolaştıktan sonra yine gelmiş. Bu defa sesini incelterek ve yumuşatarak evvelki sözlerini tekrar etmiş. Kuzular yine aldanma derecesine geldikleri sırada, evvelki kuzu yine tekrar arkadaşlarını îkâz etmeye çalışmış. Kuzulardan bazıları:
- Canım, bunun sesi daha önce gelen hayvanın sesine benzemiyor. Bundan korkmayalım, deyince, îkâz eden kuzu:
- Evet, sözü ve konuşması tatlı ve yumuşaktır. Lâkin söylediği söz evvelkinin aynıdır. Bizi götürmek istediği otlak iyi bir yer olsaydı, analarımız, çobanlarımız, bizi oraya götürürlerdi. Bu hayvanın bir kötü maksadı olduğundan, bizi kandırmaya çalışıyor, diyerek hem kendisini, hem de arkadaşlarını kurdun dişlerinden kurtarmış. (Kelile ve Dimne, Beydeba, Bedir Yay., İst., 1998).
Dostu düşmanı iyi tanımak gerekir. Kurtların dişlerine yem olmadan, pişman olmadan, ah vah etmeden önce, ilersini görebilen, bilgin, becerikli, tecrübeli kimselerin sözlerini dinleyelim. Şirin sözlere, yaldızlı vaatlere hemen kanmayalım. Kendimize, iyi karar vermek için zaman tanıyalım.
* * *
Bir kuyumcunun dükkanına birisi geldi.
- Altın tartacağım, bana terazi versene, dedi.
Kuyumcu:
- Benim kalburum yok, git başkasından iste, dedi. Adam:
- Benimle alay etme, sağırlık numarası yapıp, lafı bir o tarafa bir bu tarafa çekip durma! Ben senden terazi istiyorum dedi.
Kuyumcu şöyle cevap verdi :
- Sağır değilim, dediğini duydum. Söylediğim sözleri boş sanma! Sen kuvveti kudreti kalmamış bir ihtiyarsın. Altın tartarken halsizlikten elin titreyecek. Tartacağın altın da bir külçe değil. İçinde incesi var, toz halinde olanı var. Elin titreyince yere dökeceksin. Sonra yine bana geleceksin; "Bir süpürge ver de süpüreyim" diyeceksin. Altını süpürüp bir yere toplayınca da, tozunu toprağını ayırmak için "Kalbur ver de eleyeyim" diye tutturacaksın. Ama benim süpürgem ve kalburum yok! Ben bu işin sonunu önceden bildiğim için, sana böyle cevaplar verdim, dedi.
Akıllılar önceden feryat ederler. Tedbirlerini önceden alırlar. Bilgisizler ise işin sonunda, iş işten geçtikten sonra dövünürler. Sen, aklın varsa, işin önünde sonunu sor da, yarın kıyamet günü pişman olmayasın. O günkü pişmanlığın hiçbir faydası yoktur. O günün hazırlığını bugünden yapmalısın. (Hz Mevlâna'nın Mesnevi'sinden Seçilmiş Kıssalar, M. Atalar).
Cemiyet, ancak, her meslekte işin sonunu görebilen "işinin ehli'', tecrübeli kişiler ile sağlam temeller üzerinde durur ve sağlıklı ilerleme kaydeder.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021