Cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin'in şehadeti ile gönüllere kazınan 10 Muharrem günü esasında İslam alemi için büyük bir matem günüdür.
Ülkemizde bazı topluluklar Emevi anlayıştan etkilenerek üzerini örtmeye çalışsa da Kerbela hadisesi kıyamete kadar sürecek bir hak?bâtıl mücadelesidir.
Peygamberimizin Gadir?i Hum'da Allah'ın emriyle Kendinden sonra vasi ilan ettiği damadı, mü'minlerin emiri İmam Ali'nin ve cennet kadınlarının efendisi kızı Hz. Fâtıma'nın oğlu olan İmam Hüseyin, Allah'ın "Ey Ehl?i Beyt, Allah sizden yalnızca günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister" ayetinde hatasız, günahsız ve tertemiz kıldığı Ehl?i Beyt'tendir.
Kerbela'yı kısaca anlatmadan önce, hadisenin başında Yezid'in Medine hakimine yazdığı mektup ve Hz. Hüseyin'in bu mektuba cevabını bizler için ölçü olması niyetiyle hatırlayalım.
Hz. Hüseyin biat etmezse hilafetinin başarısızlığa uğrayacağının farkında olan Yezid; "Halkı çağırarak onlardan biat al. İlk önce Kureyş'in büyüklerinden başla; onların ilki de Hüseyin bin Ali olsun" der. Hz. Hüseyin'in (a.s.) cevabı ise, "Biz, nübüvvet Ehl?i Beyt'i ve risalet madeniyiz. Yezid ise fasık, şarap içen ve adam öldüren birisidir. Benim gibi birisi onun gibi bir kimseye biat etmez" şeklindedir.
Hadisenin başlangıcında Kufeliler Hz. Hüseyin'e haber gönderdiler; "Ey Peygamber torunu! Kufe'ye gel! Sana biat edeceğiz" derler ve İmam Hüseyin'e bağlılık mektupları yazdılar. Bu mektuplara güvenen Hz. Hüseyin, yanına aldığı 70 taraftarı ile Kufe'ye doğru yola çıktı. Ama Kerbela mevkiine geldiğinde kendisine bağlılık yeminleriyle dolu mektuplar gönderen Kufeli sözde Müslümanların çoktan saf değiştirip Yezid'in safına geçtiğini öğrendi.
Yezid'in valisi Ubeydullah b. Ziyad'ın emrine tâbi olmuşlardı. Yani Peygamberin torununa, emanetine, Allah'ın emriyle Peygamber Efendimizin insanlara tayin ettiği zamanın İmam'ına ihanet ettiler.
İmam Hüseyin Aşura günü gecesi düşmandan bir gece namaz kılmak, dua etmek, Kur'an okumak ve istiğfar etmek için mühlet istemiştir. Bu gece Tasua gecesidir. Tasua gecesinde İmam Hüseyin ve yarenleri ibadet ederken düşman ordusundan 32 kişi daha Hz. Hüseyin'in safına geçtiler.
Hz. Hüseyin ise onların ihaneti üzerine etrafını saran Yezid'in 30 bin kişilik ordusuna karşı yarenleriyle birlikte savaştı ve şehadet şerbetini içti.
Yezid'in ordusu İmam Hüseyin'in mübarek cesedini atlarla çiğnedi, en acısı da İmam ve yarenlerini ibadet mantığıyla şehit ettiklerini zannettiler. Sonrasında yaptıklarını kutlamak için oruç tuttular, Kabe'de tavaf etmeye gittiler. Yezid yemekler dağıttı, o günü bayram ilan ettiler.
Müslüman olduğunu iddia eden her bireyin, Kerbela şehitlerinin kendilerinden sonraki nesillere vermek istediği mesajı iyi anlaması gerekir. Hz. Hüseyin'in şehadetine ağlamak bidattir diyebilecek kadar Ehl?i Beyt düşmanı ve Yezid aşığı olanlara da sakın ola kulak asmayın.
İmam Hüseyin'in şehadeti için ağlamak fazilettir ve kurtuluştur.
"Kıyamet günü bütün gözler ağlayacak, Hüseyin'e ağlayan göz hariç. Onlar gülümseyerek müjdelenecekler." (Biharu'l?Envar, c.44, s.293).
Yine, Kerbela davasının kıyamete kadar süreceği gerçeğini göz önüne alarak, sadece bir avuç yarene karşı, Müslümanız iddiasında bulunan fakat Peygamberin emanetlerine mal?mülk sevdası uğruna kıyabilen 30 bin katilin olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.
Günümüz siyasetinde çoğunlukları hak olarak görmekten bir türlü vazgeçemeyenler, "Kerbela'da bizim safımız Yezid'den yanadır" diyebilecek kadar alçalanları, "Hüseyin Yezid'e başkaldırdığı için ölmeyi hak etti" diyen fesli şarlatanları, Aşura gününü eğlence haline getiren reklamlar yayınlayan Ehl?i Beyt düşmanlarını unutmayarak kimlerin peşinden gittiklerini gözden geçirmelidirler.
Dini istismar edip Müslümanları kandıranlara, Yezid ve babası Muaviye'nin yaptığı çirkin siyaseti yapanlara karşı tavrımızı net bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor.
Aksi takdirde Müslümanlığımızı sorgulamalıyız. Bu dava devam ediyor, ezele kadar da devam edecek. İslam coğrafyasında kardeşin kardeşi, Müslümanın Müslümanı, mezhebinden, ırkından dolayı gözünü kırpmadan öldürdüğü günlere şahit oluyoruz.
İmam Hüseyin yarenlerine; "Artık İslam'la vedalaşmak gerekir çünkü ümmet Yezid gibi bir yöneticiye duçar olmuştur" derken sizce bize hangi mesajı vermek istedi?
Aşura günü hepimiz için kendimizi hesaba çekmeye vesile olsun.
Dünyalık menfaatler uğruna Yezid'in safında mısınız? Yoksa haksızlığa karşı Allah'ın rızasını kazanmak uğruna mücadele eden Hz. Hüseyin'in safında mısınız?
Ülkemizde bazı topluluklar Emevi anlayıştan etkilenerek üzerini örtmeye çalışsa da Kerbela hadisesi kıyamete kadar sürecek bir hak?bâtıl mücadelesidir.
Peygamberimizin Gadir?i Hum'da Allah'ın emriyle Kendinden sonra vasi ilan ettiği damadı, mü'minlerin emiri İmam Ali'nin ve cennet kadınlarının efendisi kızı Hz. Fâtıma'nın oğlu olan İmam Hüseyin, Allah'ın "Ey Ehl?i Beyt, Allah sizden yalnızca günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister" ayetinde hatasız, günahsız ve tertemiz kıldığı Ehl?i Beyt'tendir.
Kerbela'yı kısaca anlatmadan önce, hadisenin başında Yezid'in Medine hakimine yazdığı mektup ve Hz. Hüseyin'in bu mektuba cevabını bizler için ölçü olması niyetiyle hatırlayalım.
Hz. Hüseyin biat etmezse hilafetinin başarısızlığa uğrayacağının farkında olan Yezid; "Halkı çağırarak onlardan biat al. İlk önce Kureyş'in büyüklerinden başla; onların ilki de Hüseyin bin Ali olsun" der. Hz. Hüseyin'in (a.s.) cevabı ise, "Biz, nübüvvet Ehl?i Beyt'i ve risalet madeniyiz. Yezid ise fasık, şarap içen ve adam öldüren birisidir. Benim gibi birisi onun gibi bir kimseye biat etmez" şeklindedir.
Hadisenin başlangıcında Kufeliler Hz. Hüseyin'e haber gönderdiler; "Ey Peygamber torunu! Kufe'ye gel! Sana biat edeceğiz" derler ve İmam Hüseyin'e bağlılık mektupları yazdılar. Bu mektuplara güvenen Hz. Hüseyin, yanına aldığı 70 taraftarı ile Kufe'ye doğru yola çıktı. Ama Kerbela mevkiine geldiğinde kendisine bağlılık yeminleriyle dolu mektuplar gönderen Kufeli sözde Müslümanların çoktan saf değiştirip Yezid'in safına geçtiğini öğrendi.
Yezid'in valisi Ubeydullah b. Ziyad'ın emrine tâbi olmuşlardı. Yani Peygamberin torununa, emanetine, Allah'ın emriyle Peygamber Efendimizin insanlara tayin ettiği zamanın İmam'ına ihanet ettiler.
İmam Hüseyin Aşura günü gecesi düşmandan bir gece namaz kılmak, dua etmek, Kur'an okumak ve istiğfar etmek için mühlet istemiştir. Bu gece Tasua gecesidir. Tasua gecesinde İmam Hüseyin ve yarenleri ibadet ederken düşman ordusundan 32 kişi daha Hz. Hüseyin'in safına geçtiler.
Hz. Hüseyin ise onların ihaneti üzerine etrafını saran Yezid'in 30 bin kişilik ordusuna karşı yarenleriyle birlikte savaştı ve şehadet şerbetini içti.
Yezid'in ordusu İmam Hüseyin'in mübarek cesedini atlarla çiğnedi, en acısı da İmam ve yarenlerini ibadet mantığıyla şehit ettiklerini zannettiler. Sonrasında yaptıklarını kutlamak için oruç tuttular, Kabe'de tavaf etmeye gittiler. Yezid yemekler dağıttı, o günü bayram ilan ettiler.
Müslüman olduğunu iddia eden her bireyin, Kerbela şehitlerinin kendilerinden sonraki nesillere vermek istediği mesajı iyi anlaması gerekir. Hz. Hüseyin'in şehadetine ağlamak bidattir diyebilecek kadar Ehl?i Beyt düşmanı ve Yezid aşığı olanlara da sakın ola kulak asmayın.
İmam Hüseyin'in şehadeti için ağlamak fazilettir ve kurtuluştur.
"Kıyamet günü bütün gözler ağlayacak, Hüseyin'e ağlayan göz hariç. Onlar gülümseyerek müjdelenecekler." (Biharu'l?Envar, c.44, s.293).
Yine, Kerbela davasının kıyamete kadar süreceği gerçeğini göz önüne alarak, sadece bir avuç yarene karşı, Müslümanız iddiasında bulunan fakat Peygamberin emanetlerine mal?mülk sevdası uğruna kıyabilen 30 bin katilin olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.
Günümüz siyasetinde çoğunlukları hak olarak görmekten bir türlü vazgeçemeyenler, "Kerbela'da bizim safımız Yezid'den yanadır" diyebilecek kadar alçalanları, "Hüseyin Yezid'e başkaldırdığı için ölmeyi hak etti" diyen fesli şarlatanları, Aşura gününü eğlence haline getiren reklamlar yayınlayan Ehl?i Beyt düşmanlarını unutmayarak kimlerin peşinden gittiklerini gözden geçirmelidirler.
Dini istismar edip Müslümanları kandıranlara, Yezid ve babası Muaviye'nin yaptığı çirkin siyaseti yapanlara karşı tavrımızı net bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor.
Aksi takdirde Müslümanlığımızı sorgulamalıyız. Bu dava devam ediyor, ezele kadar da devam edecek. İslam coğrafyasında kardeşin kardeşi, Müslümanın Müslümanı, mezhebinden, ırkından dolayı gözünü kırpmadan öldürdüğü günlere şahit oluyoruz.
İmam Hüseyin yarenlerine; "Artık İslam'la vedalaşmak gerekir çünkü ümmet Yezid gibi bir yöneticiye duçar olmuştur" derken sizce bize hangi mesajı vermek istedi?
Aşura günü hepimiz için kendimizi hesaba çekmeye vesile olsun.
Dünyalık menfaatler uğruna Yezid'in safında mısınız? Yoksa haksızlığa karşı Allah'ın rızasını kazanmak uğruna mücadele eden Hz. Hüseyin'in safında mısınız?
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018