“Orta Asya’dan geldik Viyana’ya kadar gittik. Bugün de hedefimiz Brüksel.”
Sizce bu lafı kim etmiş olabilir, böylesine bir cümleyi kurabilen bir insan nasıl bir zihniyete sahiptir?
Bu soruları soruyorum çünkü duyduğumda inanamadım. “Yok artık bu kadar da olmaz” dedim, ama duyduklarım da gördüklerim de hayal değil gerçekti.
Avrupa Birliği Bakanımız Egemen Bağış hafta sonu İstanbul’da düzenlenen Kuzey yürüyüşü etkinliğinde konuşuyor ve aynen böyle diyor; “Orta Asya’dan geldik Viyana’ya kadar gittik. Bugün de hedefimiz Brüksel”
Evet...dün Viyana imiş, bugün de Brüksel!
Kısa bir süre önce “Biz Avrupa Birliği’nin deliklerini kapamaya talip ülkeyiz.” diyen Bakan Bağış, Alparslan’ın Anadolu’yu fethini de, Osmanlı’nın Viyana kuşatmasını da aynı kefeye koyuyor.
Pes doğrusu!
Tamam anladık, bu Avrupa Birliği uğruna vermeyeceğiniz taviz kalmadı, 9.5 yılda bunu defalarca kanıtladınız.
Ama bu kadar da olmaz, bu kadarını da yapmayın!
Siz nasıl olur da Osmanlı’nın, İ’lâ-yı Kelimetullah’tan başka hiç bir amacı olmayan Viyana kuşatmasını stratejik hatalarla dolu AB politikanıza alet edersiniz.
İ’lâ-yı Kelimetullah’ın ne olduğunu bilir misiniz, bilmem!
Ben kısaca şöyle özetleyim, İ’lâ-yı Kelimetullah “Allahü teâlânın ismini yüceltmek, islâm dînini yaymak” demektir.
Şimdi sizin böyle bir hedefiniz var mı?
Elbette yok!
Siz oraya kendi ifadenizle “delik kapamamak” için gidiyorsunuz.
Hatırlar mısınız, deliğini kapamak için gittiğiniz Avrupa Birliğini beraber yürüdüğünüz arkadaşlarınız bir zamanlar “hıristiyan birliği” diye tarif ediyordu.
O tespit doğruydu. O birlik aynı birlik hatta eskisinden daha fazla hristiyan.
Ortada bir değişen var, değişen kim siz daha iyi bilirsiniz!
Söz Avrupa Birliği’nden açılmışken Başbakan Erdoğan’ın Slovenya’da yaptığı açıklamaları da değerlendirmek gerek.
Önce Erdoğan’ın açıklamalarından dikkatimi çeken başlıkları sıralamak istiyorum.
Bakın ne diyor Erdoğan;
- “Fransa’yla hiçbir zaman düşman olmadık. Sarkozy yönetiminin bize karşı olumsuz tavırlarına; sözde Ermeni soykırımı olayındaki takındığı tavırlara kadar, hep sessiz kalmayı yeğledik.”
- “Sarkozy geldikten sonra bizler gibi ülkelerin bu AB liderler zirvesine katılmasını Merkel ile beraber engelledi. Ama biz bunu da yine yuttuk.”
- “Maç esnasında penaltının kuralları hep değiştirildi. Halbuki maç esnasında kurallar değiştirilmez, ama Avrupa Birliği’nde bu böyle olmadı ve bunu sadece Türkiye’ye acımasızca uyguladılar.”
Evet Erdoğan’ın açıklamaları böyle.
Şimdi soruyorum.
Bunlar onurlu dış politika iddiasında olan bir ülkenin başbakanının söyleyeceği sözler midir?
Siz nasıl olur da Sarkozy’nin Türkiye’yi aşağılayan tavırlarına karşı “biz bunu da yuttuk” dersiniz!
Bu açıklamalar bir ülke başbakanına yakışmıyor.
“Biz bunu da yuttuk” diyen Erdoğan aynı konuşmasının içinde Suriye’ye ise meydan okudu,”Esad rejimi artık birmiştir” mesajı verdi.
Uzun lafın kısası, her şey ortada aslında!
Ama Erdoğan’ın da dediği gibi biz millet olarak bu AB masalını da diğer tüm masallar gibi YUTTUK.
Sizce bu lafı kim etmiş olabilir, böylesine bir cümleyi kurabilen bir insan nasıl bir zihniyete sahiptir?
Bu soruları soruyorum çünkü duyduğumda inanamadım. “Yok artık bu kadar da olmaz” dedim, ama duyduklarım da gördüklerim de hayal değil gerçekti.
Avrupa Birliği Bakanımız Egemen Bağış hafta sonu İstanbul’da düzenlenen Kuzey yürüyüşü etkinliğinde konuşuyor ve aynen böyle diyor; “Orta Asya’dan geldik Viyana’ya kadar gittik. Bugün de hedefimiz Brüksel”
Evet...dün Viyana imiş, bugün de Brüksel!
Kısa bir süre önce “Biz Avrupa Birliği’nin deliklerini kapamaya talip ülkeyiz.” diyen Bakan Bağış, Alparslan’ın Anadolu’yu fethini de, Osmanlı’nın Viyana kuşatmasını da aynı kefeye koyuyor.
Pes doğrusu!
Tamam anladık, bu Avrupa Birliği uğruna vermeyeceğiniz taviz kalmadı, 9.5 yılda bunu defalarca kanıtladınız.
Ama bu kadar da olmaz, bu kadarını da yapmayın!
Siz nasıl olur da Osmanlı’nın, İ’lâ-yı Kelimetullah’tan başka hiç bir amacı olmayan Viyana kuşatmasını stratejik hatalarla dolu AB politikanıza alet edersiniz.
İ’lâ-yı Kelimetullah’ın ne olduğunu bilir misiniz, bilmem!
Ben kısaca şöyle özetleyim, İ’lâ-yı Kelimetullah “Allahü teâlânın ismini yüceltmek, islâm dînini yaymak” demektir.
Şimdi sizin böyle bir hedefiniz var mı?
Elbette yok!
Siz oraya kendi ifadenizle “delik kapamamak” için gidiyorsunuz.
Hatırlar mısınız, deliğini kapamak için gittiğiniz Avrupa Birliğini beraber yürüdüğünüz arkadaşlarınız bir zamanlar “hıristiyan birliği” diye tarif ediyordu.
O tespit doğruydu. O birlik aynı birlik hatta eskisinden daha fazla hristiyan.
Ortada bir değişen var, değişen kim siz daha iyi bilirsiniz!
Söz Avrupa Birliği’nden açılmışken Başbakan Erdoğan’ın Slovenya’da yaptığı açıklamaları da değerlendirmek gerek.
Önce Erdoğan’ın açıklamalarından dikkatimi çeken başlıkları sıralamak istiyorum.
Bakın ne diyor Erdoğan;
- “Fransa’yla hiçbir zaman düşman olmadık. Sarkozy yönetiminin bize karşı olumsuz tavırlarına; sözde Ermeni soykırımı olayındaki takındığı tavırlara kadar, hep sessiz kalmayı yeğledik.”
- “Sarkozy geldikten sonra bizler gibi ülkelerin bu AB liderler zirvesine katılmasını Merkel ile beraber engelledi. Ama biz bunu da yine yuttuk.”
- “Maç esnasında penaltının kuralları hep değiştirildi. Halbuki maç esnasında kurallar değiştirilmez, ama Avrupa Birliği’nde bu böyle olmadı ve bunu sadece Türkiye’ye acımasızca uyguladılar.”
Evet Erdoğan’ın açıklamaları böyle.
Şimdi soruyorum.
Bunlar onurlu dış politika iddiasında olan bir ülkenin başbakanının söyleyeceği sözler midir?
Siz nasıl olur da Sarkozy’nin Türkiye’yi aşağılayan tavırlarına karşı “biz bunu da yuttuk” dersiniz!
Bu açıklamalar bir ülke başbakanına yakışmıyor.
“Biz bunu da yuttuk” diyen Erdoğan aynı konuşmasının içinde Suriye’ye ise meydan okudu,”Esad rejimi artık birmiştir” mesajı verdi.
Uzun lafın kısası, her şey ortada aslında!
Ama Erdoğan’ın da dediği gibi biz millet olarak bu AB masalını da diğer tüm masallar gibi YUTTUK.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024