Bırak tiyatroyu

Deniz Baykal, "Koalisyon görüşmelerinin hepsi tiyatrodan ibaret. Kasım'da seçim var" demişti hatırlarsanız. Yıllardan beri Ak Partisinin her alanda tiyatro oynadığını, hatta tiyatro konusunda çok maharetli olduklarını biliyorduk zaten. Mesela terör konusunda hükümetin bugünlerdeki tavrı çok kararlı görünüyor. Fakat şimdiye kadar bu konuda nasıl tiyatro oynadıklarını hep birlikte gördük. İster istemez insanın kafasında şüpheler oluşuyor, acaba terörü bitirmede gerçekten kararlılar mı diye? Hatırlayalım;2007 yılında Erdoğan ve Buch arasında anlık istihbarat paylaşımı kararı alınmıştı. Buna göre PKK'nın bölgedeki faaliyetleri ile ilgili istihbarat bilgileri paylaşılacak ve PKK'nın kökü kazılacaktı. Sonuç olarak bölgedeki boş araziler bol bol bombalandı. Millete karşı tiyatro oynandı. Alın size terör konusunda oynanan bir tiyatro daha: Türk ordusunun Kuzey Irak'taki PKK yuvalarına karşı 2008'de başlattığı Güneş Harekâtı PKK'ya ve destekçilerine büyük korku yaşatmıştı. Harekât, ABD tarafından yapılan baskılar sonucu güçlükle sona erdirildi.2010'da Tayyip Erdoğan, "bizim dört kez bunlarla bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir" demişti. Fakat daha sonradan anlaşıldı ki ortada iftira falan yokmuş, görüşme olmuş. Yani hep birlikte bir tiyatro daha izlemiş olduk.Hazır konu AKP'nin tiyatrolarından açılmışken sıradan gidelim?NATO'nun Libya'da ne işi var deyip 1 hafta sonra İzmir'deki NATO üssünün açılması tiyatrosu.Ergenekon ve Balyoz davalarında "ben bu davaların savcısıyım" deyip daha sonra "paralel yapı beni de kandırmış" tiyatrosu.Fetullah Gülen ve cemaatiyle ortaklık yapıp tam 11 yıl sonra "bunlar paralel yapıymış ben bilmiyordum beni hiç kimse uyarmadı" tiyatrosu. Suriye Devlet Başkanı Esad'la karşılıklı olarak ailecek görüşüp, yemeğini yiyip suyunu içtikten sonra, ne hikmetse birden bire kardeş Esad'ın kalleş Eset'e dönüşme tiyatrosu. Silah yüklü MİT TIR'ları yakalandığında önce "onlar silah değil ihtiyaç sahiplerine yardım malzemesi" deyip sonradan "evet onlar silahtı ama Türkmenlere gönderiliyordu" tiyatrosu.Süleyman Şah konusunda oynanan tiyatrolar.IŞİD'in propaganda çalışmalarına, sınırdan geçişlerine yıllarca göz yumulması ve bilmiyorduk tiyatrosu.Ege'deki adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesinin gizli tutulmaya çalışılması, en sonunda dönemin savunma bakanı şimdinin Meclis Başkanı İsmet Yılmaz tarafından kabul edilmesiyle ilgili oynanan tiyatro.Davos'ta Erdoğan'ın İsrail'e karşı esip gürledikten sonra ne siyasi ne de ticari hiçbir yaptırım uygulanmaması, yani Davos tiyatrosu.Filistinliler için gözyaşı döküp, onları bombalayan İsrail uçaklarına 'jet yakıtı' satılması ve bu pilotların Konya'da eğitilmesi tiyatrosu.Yolsuzlukla suçlanan 4 AKP'li bakanın Meclis Komisyonunda ve Genel Kurulda yine Ak Parti milletvekillerinin oylarıyla Yüce Divan'dan kaçılması tiyatrosu? Ak Partisi yıllarca milletin gözüne baka baka tiyatro oynayıp durdu. Bu tiyatro işini o kadar ileriye götürdüler ki, hiç çekinmeden dini konularda bile tiyatro oynadılar. Dindar gözüktüler ama dinen yasak olan şeyleri yapmaktan hiç çekinmediler.Mesela, Ak Partili Egemen Bağış'ın Bakara suresiyle dalga geçmesi. Mesela, sakallı, sarıklı, cübbeli kişilerin Kur'an ayetlerini ve Kâbe'yi pasta yapıp yemeleri.Mesela, başka bir sakallı, cübbelinin, Kur'an-ı Kerim tarafından kesin olarak yasaklanmasına rağmen Şii ve Alevilerin öldürülmesinin caiz olduğuyla ilgili fetva vermesi. Mesela, Tayyip Erdoğan'ı peygamberleştiren hatta ilahlaştıran sözlerin Ak Partili yöneticiler tarafından söylenmesi. Onun hakkında ilahiler okunması. (Recep Tayyip Erdoğan, salli ala Muhammed) gibi. Mesela, yasal bir düzenleme yaparak Türkiye'de on binlerce kilise evinin açılmasına olanak sağlanması, buna karşın cemevlerine izin verilmemesi.Mesela, ayyuka çıkan yolsuzluk haberlerinin ardından Ak Parti'nin hocalarından Hayrettin Karaman'ın yolsuzluk hırsızlık değildir diye bir açıklama yapması. Mesela, din dersi kitaplarında kelime-i tevhitten Hz. Muhammed ile ilgili bölümün çıkarılması.Mesela, zinanın ve domuz etinin serbest bırakılması, başbakan tarafından besmeleyle kilise açılması ayrıca Of'ta halka hitaben yaptığı konuşmada 4 tane hak din olduğunu söylemesi?İşte böyle? Yıllarca Ak Parti'nin tiyatrolarını seyrettik durduk. Şimdi doğal olarak nasıl bir tiyatroyla karşı karşıya olduğumuzu merak ediyoruz doğrusu.Son cümle olarak şunu da söylemek isterim ki; tiyatro tiyatrocuların işi olarak kalmalı. Siyasilere hiç ama hiç yakışmıyor.