12 Mart 1921'de Millî Mücadelemizin, yani Türk milletinin millet olarak varlığını koruma mücadelesinin tam ortasında İstiklâl Marşımız, millî bir irade beyanı olarak resmen kabul edildi, ilan edildi ve Türk milletinin resmî millî marşı olarak tescillendi. O tarihten bugüne kadar ortak bir millî mutabakat metnimiz olarak temel bileşenlerimiz arasında yerini aldı.İstiklâl Marşımız, sıradan bir marş metni değildir. Bundan öte derin bir içeriğe sahip, ümit vaad edici bir mesajı olan, Türk'ün ruh ve şuurunu birleştirip kanatlandıran, heyecanlandırıp uyaran, bilgilendirip bilinçlendiren, titretip kendine döndüren, her yıkılış, dağılış, çürüyüş, ümitsizlik, kararsızlık, yılgınlık döneminde hatırlanarak derlenip toparlanma kaynağı olan kalbimize nakşettiğimiz bir muskamızdır.İstiklâl Marşımız, Millî Mücadele sürecinde Türk'ü Anadolu'da boğmak isteyen emperyalist Haçlı ordularına karşı "direnişle" "dirilişimizi" gerçekleştirdiğimiz sürecin bir destanıdır.İstiklâl Marşımız, "kurtuluşun" ve "kuruluşun" tapusudur. Askerî ve fiilî anlamda maruz kaldığımız son Haçlı işgal ve istilasından kurtuluşumuzun ve tam bağımsız, millî Türk devletimizi kuruşumuzun yırtılıp atılamayacak tapularından biridir.İstiklâl Marşımız, "ebedî" olarak var olma irademizin "edebî" bir beyanıdır. Türk milleti, hem toplumsal anlamda uyumlu, ahenkli, ortak değerlerde birleşerek bilinçli ve bilgili bir millet olarak yaşama iradesini, hem de kendine ait özgün Türk-İslam kültür ve medeniyet değerlerini ebedî olarak yaşatma azmini son derece edebî bir metin olan İstiklâl Marşı ile ilan etti.İstiklâl Marşımız, yeni zamanlarda bize millet olmamızı hatırlatan temel bileşenlerimizden biridir. Her birimizin Türk milletine aidiyetimizi, mensubiyetimizi pekiştiren, sağlamlaştıran, şuur kazandıran bir metindir.İstiklâl Marşımız, Türk'ün her türlü emperyalist devlete, topluma, odağa ve kişiye esir ve köle olmama kararlılığının, hür yaşama azminin bir manifestosudur.Nasıl atasözleri, en başta bir kişi tarafından söylenmiş, ama zamanla milletin malı haline gelmişse, İstiklâl Marşımız da Mehmet Akif tarafından yazıldı, ama onu şiir kitabına almayarak, "o benim değil, milletimindir" diyerek Türk milletine mal etti. İstiklâl Marşımız bir kişinin, bir hanedanın, bir sınıfın değil; tüm Türk milletinin ortak ruhunu, ortak karakterini, ortak heyecanını, ortak özelliklerini, ortak tarih kıvancını, ortak gelecek tasavvurunu, ortak yaşama azmini, bir bütün olarak ortak millî kimlik değerlerini temsil eden bir bildirgedir.İstiklâl Marşımız, en olumsuz şartlar altında bile geleceğe ümitle bakan, iman, cesaret, ümit, azim, sebat, kararlılık telkin eden millî bir beyannamedir. İstiklâl Marşımız, hem Müslümanlık hem de Türklük yani hem dinî hem de millî değerlerimizi kendilerine ait kavramlarla bir bütün halinde, birini diğerine tercih etmeden, ayırmadan veren Türk-İslam sentezinin bir belgesidir. Bu bağlamda mesela iman, şehadet, helâl, cennet, Hüdâ, ezan, mabed, vecd gibi dinî terim ve kavramların yanında; bayrak, hilâl, yıldız, hak, hürriyet, istiklâl, yurt, millet, ırk, vatan, kahramanlık gibi millî değer, kavram ve terimler birlikte iç içe, ayrıştırılamayacak şekilde eriyik halinde bir karışım, özgün bir terkip halinde verilmiştir. Bu haliyle İstiklâl Marşımız, bizim Türk-İslam kültür ve medeniyet yapımızı, Müslüman Türk adımızı vurgulu bir tonla haykıran bir destanımızdır.İstiklâl Marşımız, "kahraman ordumuza" ithaf edilmiştir yani hediye edilmiştir. Buradaki "ordu" kelimesi, bildiğimiz anlamda sadece belli bir sınıfı, belli bir toplum ve meslek grubunu, sadece silah taşıyanları ifade etmez. Bizim geleneğimizde ordu, Türk milletinin tamamını ifade eder. Yahya Kemal'in tabiriyle biz "ordu-millet" karakterinde bir milletiz. Akif, ordu deyince bütün bir Türk milletini kastetti ve İstiklâl Marşımızı dolayısıyla bütün Türk milletine hediye etmiş oldu. Nitekim Millî Mücadelede savaşan sadece silahlı bir sınıf değildi. Millî Mücadelede emperyalist Haçlı ordularına karşı savaşan, Kuva-yı Milliye adındaki ordumuz, çoluk-çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek, esnaf-tüccar, din adamı-öğretmen, köylü-kentli her kesimden meydana geliyordu. Yani o zaman ordu demek, Türk milletinin tamamı demekti. Herkes seferberlik halinde, topyekun bir ordu idi ve Millî Mücadeleyi bütün bir Türk milleti verdi. Biz, gerektiğinde ordu oluveren bir milletiz.İstiklâl Marşımız, Millî Mücadele döneminde Haçlı Batı emperyalizmi tarafından doğrudan maddî, askerî ve fiilî olarak işgal ve istilâ edilerek, Anadolu'da boğulup yok edilmek istenen Türk'ün millî bir direniş çığlığı olarak iş görmüştü. Bugün de dolaylı ve modern, hatta postmodern usullerle siyasi, ekonomik, kültürel, etnik, mezhepsel, coğrafî ve askerî olarak aynı emperyalist saldırı ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla İstiklâl Marşımız, güncelliğini koruyor ve bize millî direniş ruh ve şuurunu telkin ediyor demektir.Marş okuyarak direnmeyen, ağıt okuyarak dilenmek zorunda kalır.İstiklâline sahip çıkmayan, istiskâle maruz kalır.İstikbâlimizi istiklâlimizle inşa edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015