Bitmiş olan bir terör örgütünü alacaksınız. Yeniden canlandıracaksınız adını demokratik açılım koyacaksınız. Terörün olduğu bölgede hasbelkader yaşamakta olan vatandaşlarınızı bu örgüte resmen teslim edip, bir şey yokmuş gibi oradan uzaklaşacaksınız. Terörün korkusu ile halkınız, sandıktan aksi bir rey çıkar da, o sandık seçmeni ölümle burun buruna gelir endişesi ile, reyini örgütün temsilcilerine verirse, sonunda terörle karşılıklı müzakere etmek zorunda kalırsınız. Bunun hesabını asla veremezsiniz.Terörle değil müzakere, resmi bir görüşmenin dahi şerefsizlik olduğunu da söyledikten sonra, hiçbir şey yokmuş gibi davranmanın karşılığı, kendine hakaret etmektir. Böyle bir durumda, aksini ispatın tek yolu istifadır. Yalancılığı siyaset olarak halkın şuuruna işlemiş bir toplumda, her türlü suistimal, yolsuzluk, rüşvet, normal görülecektir. Olay herkesin önünde iken farklı değerlendirmeler, farklı görüşler ortaya çıkıyor. Hırsızlık efelik olarak, terör demokrasi olarak, dürüstlük en büyük suç olarak ortadadır. Hesap açıktır. Çeşitli menfaatlere alet edilen terör, AKP'nin açılımı paketi ile yok olma durumundan, ülkeyi parçalayacak güce gelmiştir. Olaylar hiçbir şekilde halkın önüne çıkartılmamaktadır. Her şey halktan saklanmaktadır. Açılımın sonucunda asla düzelmeyecek olaylara gidildiğinde, elbet bir gün hesap sorulacaktır. Kimse ülkesinin bölünmesine razı olamaz. Devlete görev yapacak yetkililer, yetkilerini kullanmaktan çekinmektedirler. Güney Doğu PKK'nın denetimine terk edilmiş, kardeşlerimiz aciz bırakılmıştır. Çözüm mü?Elbet vardır.Asker ve polis gücünü o bölgeye tam yetki ile, kanunsuz davranışları durdurmak üzere, kanunlar çerçevesinde göndermektir. Ne yazık ki, sadece PKK değil onlarca terör örgütü ülkenin başına bela edilmiştir.Suriye olaylarında, terör desteğinin sonucunun, ülkeleri parçalamak olduğunun pek çok konuşma ve yazıda defalarca hatırlatılmasına ve BTP'nin çözüm önerilerine rağmen, ilgisizlik ve kasıt olduğu kesindir.Esas analar bundan sonra nasıl ağlayacak düşünmek dahi istemiyorum.PKK'nın yaptığı eylemler sürece karşı provokasyon olarak yetkililerce değerlendiriliyor. Açınım sürecini mi provoke ediyorlar. Açılımın gayesi mi değişti de bizim haberimiz olmadı. Adamlar kendi isteklerini mi baltalıyorlar. Pes doğrusu... Adamlar gecikmeden işi bitirin diye gözdağı veriyorlar. Daha fazlasını da istiyoruz diyorlar. Bağımsız devlet olacağız. Başına Apo'yu koyacağız diyorlar. Olayları yapan PKK, açılımı isteyen PKK ve yandaşları. Provokasyon değil daha fazla taviz isteklerinin, kendi lisanlarında ifadesidir. Ya gücünüzle dur diyeceksiniz. Ya da Yeni Türkiye dediğiniz devletle ulaşacaksınız.Görüntü çok vahim. Haberiniz olsun. Libya'yı paramparça eden herhaldeKaddafi değildi. Rahmetlik şimdi yok. Saddam şimdi yok. Devlet neolduğu belirsiz, kendi aralarında değişken, silahlı güçlerin cirit attığı, korkuluk bir hükumetin sözüm ona idare ettiği, terör ülkesi.Suriye gül gülüstan üniter bir ülke iken, şu anda bizim gibi teröristlerle mücadeleye zorlandı. Terörü desteklediğimiz nedenle pek çok muhalif denilen çapulcu gurubun savaş alanına döndü. Artık hakikatleri görmek, ABD taktiklerinden tamamen vazgeçmek. BOP denen felaketi def etmek şarttır. ABD her ülkeye bir terör örgütü göndererek, bir koyup en azından on tane üretip, ülkeye kargaşayı getirerek, istediğini alıyor. Sıra kimde dersiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017