"Şarka bakmaz, garbı bilmez, ilimden yok payesi/Bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi."
Yukarıdaki dizeler AB çukurunda debelenen ve debelendikçe batarak
çukurlaşan dip insanların haleti ruhiyesini ve sıfatlarını ortaya
koymaktadır. Bir milletin gözü, kulağı, dili şeklinde ifade edilen basın, acaba günümüzde iyimser ifadedeki durumunu muhafaza ediyor mu? Yoksa sırtını bilmem hangi mahfile dayamış, sözde
yazarcıkların kanlı ve
çamurlu arenası mıdır? Bizde
basının durumu yürekler acısıdır ve bir yönüyle de mide bulandırıcıdır
maalesef.
Basının temel gıdası Yalan, sansasyon ve iftiradır. Yalanın, yönlendirmenin, tersyüz etmenin, karayı ak, akı kara göstermenin bini bir paradır medyanın çoğunluğunda. Neyi ne zaman, nerede yayınlayacaklarını çok iyi planlarlar. Bu milletin namusuyla, şerefiyle ve haysiyetiyle oynarlar, günahsız tertemiz insanlara iftira ederler. Bu milleti ciddi seven, vatanını, bayrağını canından daha aziz tutan memleket evlatlarını refüze etmeye çalışırlar ve dahi "çamur at izi kalır" mantığıyla çamur atarlar. Kraldan daha kralcı bir mantıkla ahlak havariliği yaparlar. Kendi hegemonyaları arasında şerefli, haysiyetli ve doğru gazetecilik yapan bir gazeteye ve tv'ye katiyen tahammülleri yoktur. Ah ne yapsak da şu gazetenin neşriyatına ve şu tv'nin yayınına mani olsak derler. Öylesine şımarırlar ki kendilerini her türlü yargı organlarının üzerinde görürler ve kendilerine her an ve her zaman birinci
kuvvet biziz derler. Hırslarından adeta cinnet nöbetleri geçirirler. Geçtiğimiz günlerde cinnet nöbetleri geçiren gönlü taş, beyni hışır, kalbi mıcır bir zavallı salya sümük aktı durdu. Çevresini ve etrafı pisledi ve ennihayetinde düşmüş olduğu çukurda debelenip boğuldu gitti. Bu Nuh tufanı artığı ve vb.leri elbette ne ilk ve ne de sondur. Dünya durdukça bu nasipsizlerin vazifesi salya ve sümük akıtıp etrafa ve çevreye pislik saçmaktır. Hınzır hınzırlığını her zaman yapacaktır, it ürüyecek kervan yürüyecektir ve köpeklerin uluması bulutlara hiç bir zaman ama hiç bir zaman zarar vermeyecektir.
Adem BİRİNCİ
Yukarıdaki dizeler AB çukurunda debelenen ve debelendikçe batarak
çukurlaşan dip insanların haleti ruhiyesini ve sıfatlarını ortaya
koymaktadır. Bir milletin gözü, kulağı, dili şeklinde ifade edilen basın, acaba günümüzde iyimser ifadedeki durumunu muhafaza ediyor mu? Yoksa sırtını bilmem hangi mahfile dayamış, sözde
yazarcıkların kanlı ve
çamurlu arenası mıdır? Bizde
basının durumu yürekler acısıdır ve bir yönüyle de mide bulandırıcıdır
maalesef.
Basının temel gıdası Yalan, sansasyon ve iftiradır. Yalanın, yönlendirmenin, tersyüz etmenin, karayı ak, akı kara göstermenin bini bir paradır medyanın çoğunluğunda. Neyi ne zaman, nerede yayınlayacaklarını çok iyi planlarlar. Bu milletin namusuyla, şerefiyle ve haysiyetiyle oynarlar, günahsız tertemiz insanlara iftira ederler. Bu milleti ciddi seven, vatanını, bayrağını canından daha aziz tutan memleket evlatlarını refüze etmeye çalışırlar ve dahi "çamur at izi kalır" mantığıyla çamur atarlar. Kraldan daha kralcı bir mantıkla ahlak havariliği yaparlar. Kendi hegemonyaları arasında şerefli, haysiyetli ve doğru gazetecilik yapan bir gazeteye ve tv'ye katiyen tahammülleri yoktur. Ah ne yapsak da şu gazetenin neşriyatına ve şu tv'nin yayınına mani olsak derler. Öylesine şımarırlar ki kendilerini her türlü yargı organlarının üzerinde görürler ve kendilerine her an ve her zaman birinci
kuvvet biziz derler. Hırslarından adeta cinnet nöbetleri geçirirler. Geçtiğimiz günlerde cinnet nöbetleri geçiren gönlü taş, beyni hışır, kalbi mıcır bir zavallı salya sümük aktı durdu. Çevresini ve etrafı pisledi ve ennihayetinde düşmüş olduğu çukurda debelenip boğuldu gitti. Bu Nuh tufanı artığı ve vb.leri elbette ne ilk ve ne de sondur. Dünya durdukça bu nasipsizlerin vazifesi salya ve sümük akıtıp etrafa ve çevreye pislik saçmaktır. Hınzır hınzırlığını her zaman yapacaktır, it ürüyecek kervan yürüyecektir ve köpeklerin uluması bulutlara hiç bir zaman ama hiç bir zaman zarar vermeyecektir.
Adem BİRİNCİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012