Kitaplığımdaki hazinelere bakarken biraz arkalarda sıkışık vaziyette duran "Sahih-i Buhari Tercemesi" isimli Hadis kitabı dikkatimi çekti.
Uzun zamandan beri bu çok sevdiğim kitabı karıştırmamıştım. Neredeyse darılacak bana, kimi zaman ihmal edip unuttuğum dostlarım gibi...
Hemen kitapların arasından onuncu cildini çıkarıyorum. İlk bölümlerde Fatiha-i Şerif'in Tefsiri konusu karşıma çıkıyor. Burada çok dikkatimi çeken bir Hadis-i Şerif ile karşılaşıyorum. Hemen yerimden kalkıp önce "Esbab-ı Nuzul"e (Ayetlerin iniş sebebleri ile ilgili tefsir) sonra "Hulasat-ül Beyan" isimli tefsire bakarak Hadis-i Şerif'i anlamaya çalışıyorum. Dilerseniz birlikte okuyalım.
Ebu Said ibn-i Muallâ radiyallahu anh'dan rivayete göre şöyle denilmiştir: "Ben bir kere mescidde namaz kılarken Resul-i Ekrem (sav) beni çağırmıştı. Fakat (namazda olduğum için) icabet edememiştim. (Namazdan sonra yanına vardığımda) 'Ya Rasulallah namaz kılıyordum (geç kaldım) diyerek özür beyan ettim'. Bunun üzerine Rasulallah: 'Allah, (Kur'an'da); "Ey mü'minler sizi, Rasulullah kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Allah'a ve Rasulüne icabet ediniz!" buyurmadı mı?' dedi; sonra bana:
'Ey Said, sen bu mescidden çıkmazdan önce sana muhakkak bir süre öğreteceğim ki o, Kur'an'daki sürelerin (sevab cihetiyle) en büyüğüdür, buyurdu. Sonra elimi tuttu. Mescitten çıkacağı sırada ben:
'Ya Rasulallah!.. Sana bir süre öğreteceğim ki o, Kur'an'daki sürelerin en büyüğüdür, demediniz mi?' dedim. Rasulullah (sav):
'O süre, "Elhamdü lillahi Rabbi'l- âlemin"dir ki, (namazlarda) tekrar olunan yedi ayet; ve (bana ihsan olunan) Kur'an'dır buyurdu."
Fahreddin Razi, Nisaburi, Kaazi ve Hazin'in (Müfessirler... Kur'an'ı tefsir edebilen âlimler) açıklamalarına göre yine Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiği benzer bir Hadis-i Şerif dahi, "insanlara hayat bahşedecek hükümleri açıklayan Allah Rasulu'nun davetine, çağırmasına icabet etmenin ehl-i iman üzerine vacib olduğunu teyid eder.
Beyzavi de, Allah Rasulu'nun davetine icabetin, vacib olduğuna, Enfal Süresi'nin yirmi dördüncü ayetini delil göstermiştir. (Hulagat'ül-Beyan (5-6)
Elbette, bu durum, Rasul-i Ekrem'e aid bir hususiyet olduğuna Ravi işaret etmiştir. (Sahih-i Buhari Tercemesi s-10)
Sahih-i Buhari Tercemesi'nin sayfalarını çevirmeye devam edelim.
Ebu Hureyre radıyallahu anh'den Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
"(Kur'an'da adı geçen) Miskin halkı, kendisine hurma, bir iki lokma yiyecek verdiği şu dilenci taifesi kimseler değildir. Hakiki miskin, kendisini geçindirecek nafakaya mâlik olmadığı halde halka el açıp istemekten çekinen şu iffet sahipleridir."
Bu hadis-i şerif'in izahında:
Bakara Süresi'nin 261'nci ayetine kadar devam eden 12 ayet-i kerimede sadaka dediğimiz ictimai yardım, teşvik, bu yardımdan sonra ilahi mükafat, verilen sadakanın minnettarlık vesilesi sayılmaması yanında "onlar insanlardan ısrar ederek istemezler" cümlesi de sosyal yardımlaşmanın altın prensiplerini ihtiva eder.
Ayet-i kerimede vasıfları övülerek anlatılan bu zümre sadece ilimle, ibadetle meşgul olan dış görev çıktığında gözünü kırpmadan cesaretle, teslimiyetle, adım atan ve muhtaç oldukları halde insanlardan birşey istemekte hicab duyan Ashab-ı Suffa'dır.
Cenab-ı Hak: "Habibim sen bu fakirleri simalarından bilirsin" buyurur.
Ayet-i Kerime'nin devamında Cenab-ı Hak bütün mü'minlere seslenerek, "Ey mü'minler! Bu fakirlere sadakadan her ne verirseniz muhakkak Allah, o verdiğiniz sadakayı çok iyi bilir" buyurur.
Şu nazik çizgiye bakınız...
Cenab-ı Hak istemekten haya eden kuluna, boyun büken, her hallerine rıza gösteren, ilim yolunda koşmaktan, canlarını seve seve vermekten bir an terettüt etmeyen, ehl-i Kur'an gönüllülerini nasıl övüyor. Ve de onları tanıyıp yardımda bulunmamızı emrediyor...
Ashab-ı Suffa...
Suffe Mektebi'nin övülen öğrencileri: Ashab-ı Suffa
Safiyet, asalet füyüzat... manevi yolculuğun yıldızları, fenerleri, çiçekleri, Allah'ın razı olduğu muazzez sahabiler...
Sahih-i Buhari Tercemesini, 59. sayfada bitiriyoruz. Aman küsmesin!.. Tamam tamam, daha sıklıkla okuyacağım...
***
Benim sürekli ilimle meşgul olmama, makale, fıkra, yorum, araştırma ve hikaye yazmama sebep olan, yol gösteren; gazete ve dergilerde imkan sağlayan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e şükranlarımı arzediyorum.
Uzun zamandan beri bu çok sevdiğim kitabı karıştırmamıştım. Neredeyse darılacak bana, kimi zaman ihmal edip unuttuğum dostlarım gibi...
Hemen kitapların arasından onuncu cildini çıkarıyorum. İlk bölümlerde Fatiha-i Şerif'in Tefsiri konusu karşıma çıkıyor. Burada çok dikkatimi çeken bir Hadis-i Şerif ile karşılaşıyorum. Hemen yerimden kalkıp önce "Esbab-ı Nuzul"e (Ayetlerin iniş sebebleri ile ilgili tefsir) sonra "Hulasat-ül Beyan" isimli tefsire bakarak Hadis-i Şerif'i anlamaya çalışıyorum. Dilerseniz birlikte okuyalım.
Ebu Said ibn-i Muallâ radiyallahu anh'dan rivayete göre şöyle denilmiştir: "Ben bir kere mescidde namaz kılarken Resul-i Ekrem (sav) beni çağırmıştı. Fakat (namazda olduğum için) icabet edememiştim. (Namazdan sonra yanına vardığımda) 'Ya Rasulallah namaz kılıyordum (geç kaldım) diyerek özür beyan ettim'. Bunun üzerine Rasulallah: 'Allah, (Kur'an'da); "Ey mü'minler sizi, Rasulullah kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Allah'a ve Rasulüne icabet ediniz!" buyurmadı mı?' dedi; sonra bana:
'Ey Said, sen bu mescidden çıkmazdan önce sana muhakkak bir süre öğreteceğim ki o, Kur'an'daki sürelerin (sevab cihetiyle) en büyüğüdür, buyurdu. Sonra elimi tuttu. Mescitten çıkacağı sırada ben:
'Ya Rasulallah!.. Sana bir süre öğreteceğim ki o, Kur'an'daki sürelerin en büyüğüdür, demediniz mi?' dedim. Rasulullah (sav):
'O süre, "Elhamdü lillahi Rabbi'l- âlemin"dir ki, (namazlarda) tekrar olunan yedi ayet; ve (bana ihsan olunan) Kur'an'dır buyurdu."
Fahreddin Razi, Nisaburi, Kaazi ve Hazin'in (Müfessirler... Kur'an'ı tefsir edebilen âlimler) açıklamalarına göre yine Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiği benzer bir Hadis-i Şerif dahi, "insanlara hayat bahşedecek hükümleri açıklayan Allah Rasulu'nun davetine, çağırmasına icabet etmenin ehl-i iman üzerine vacib olduğunu teyid eder.
Beyzavi de, Allah Rasulu'nun davetine icabetin, vacib olduğuna, Enfal Süresi'nin yirmi dördüncü ayetini delil göstermiştir. (Hulagat'ül-Beyan (5-6)
Elbette, bu durum, Rasul-i Ekrem'e aid bir hususiyet olduğuna Ravi işaret etmiştir. (Sahih-i Buhari Tercemesi s-10)
Sahih-i Buhari Tercemesi'nin sayfalarını çevirmeye devam edelim.
Ebu Hureyre radıyallahu anh'den Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
"(Kur'an'da adı geçen) Miskin halkı, kendisine hurma, bir iki lokma yiyecek verdiği şu dilenci taifesi kimseler değildir. Hakiki miskin, kendisini geçindirecek nafakaya mâlik olmadığı halde halka el açıp istemekten çekinen şu iffet sahipleridir."
Bu hadis-i şerif'in izahında:
Bakara Süresi'nin 261'nci ayetine kadar devam eden 12 ayet-i kerimede sadaka dediğimiz ictimai yardım, teşvik, bu yardımdan sonra ilahi mükafat, verilen sadakanın minnettarlık vesilesi sayılmaması yanında "onlar insanlardan ısrar ederek istemezler" cümlesi de sosyal yardımlaşmanın altın prensiplerini ihtiva eder.
Ayet-i kerimede vasıfları övülerek anlatılan bu zümre sadece ilimle, ibadetle meşgul olan dış görev çıktığında gözünü kırpmadan cesaretle, teslimiyetle, adım atan ve muhtaç oldukları halde insanlardan birşey istemekte hicab duyan Ashab-ı Suffa'dır.
Cenab-ı Hak: "Habibim sen bu fakirleri simalarından bilirsin" buyurur.
Ayet-i Kerime'nin devamında Cenab-ı Hak bütün mü'minlere seslenerek, "Ey mü'minler! Bu fakirlere sadakadan her ne verirseniz muhakkak Allah, o verdiğiniz sadakayı çok iyi bilir" buyurur.
Şu nazik çizgiye bakınız...
Cenab-ı Hak istemekten haya eden kuluna, boyun büken, her hallerine rıza gösteren, ilim yolunda koşmaktan, canlarını seve seve vermekten bir an terettüt etmeyen, ehl-i Kur'an gönüllülerini nasıl övüyor. Ve de onları tanıyıp yardımda bulunmamızı emrediyor...
Ashab-ı Suffa...
Suffe Mektebi'nin övülen öğrencileri: Ashab-ı Suffa
Safiyet, asalet füyüzat... manevi yolculuğun yıldızları, fenerleri, çiçekleri, Allah'ın razı olduğu muazzez sahabiler...
Sahih-i Buhari Tercemesini, 59. sayfada bitiriyoruz. Aman küsmesin!.. Tamam tamam, daha sıklıkla okuyacağım...
***
Benim sürekli ilimle meşgul olmama, makale, fıkra, yorum, araştırma ve hikaye yazmama sebep olan, yol gösteren; gazete ve dergilerde imkan sağlayan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e şükranlarımı arzediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021