Ortaöğretimde seçmeli olarak okutulan bir ders var.
Uluslararası İlişkiler dersi.
Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) bu dersin müfredatını AKP’ye yüzde yüz uydurdu.
Müfredattan Atatürk’ün 1933’te Cumhuriyet Bayramı’nda Türk Cumhuriyetleri hakkında söylediği sözleri konu alan etkinlik çıkarılırken AKP hükümetinin dış politikadaki başarılarına(!) övgüler dizildi.
Bu değişiklikle artık ortaöğretim öğrencileri Uluslararası İlişkiler dersi alırken “2000’li yıllardan itibaren Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte etkili bir dış politika izlediği açıklanır” etkinliği çerçevesinde AKP’li yılları övmeye zorlanacak.
2002 yılından bu yana AKP hükümetinin dış politikada izlediği yöntemi çok yakından biliyoruz. Bu yöntemin Türkiye’yi getirdiği nokta da ortada.
Türkiye dış politikada sıfır sorun anlayışına adım attıktan bu yana dostlarının tamamını kaybetmekle kalmayıp, hem onları düşman safına itti hem de düşmanlarının şiddetini daha da artırdı.
Dış politikada bu dönemde ortaya konulabilmiş somut bir başarıdan bahsetmek asla mümkün değildir.
Hal böyle iken TTK’nın ortaöğretim öğrencilerine bu müfredatı dayatmasına ne demeli?
Bununla birlikte belki de bundan da önemli bir cinayete imza atıyor TTK.
Yapılan başka bir değişiklikle ders programında, öğrencilerin petrol, bor, radyoaktif mineraller gibi stratejik yeraltı kaynaklarını ve dağılımını araştırıp dünya haritası üzerinde göstermesine ve bu kaynakların bir ülkenin dış politikasını belirlemede ne tür bir etkisi olduğunu tartışmasına yönelik etkinlik de iptal edildi.
Yani uluslararası ilişkiler dersinde Türkiye’nin yeraltı kaynakları yokmuş gibi davranılacak. Bu konulara hiç girilmeyecek.
Pes doğrusu.
Ekranlara çıkıp Türkiye’nin petrolü yok, diyenlerin işi bu noktaya getirip, pek çok milli konudan zaten bihaber yetişen yeni neslin bir de Türkiye’nin sahip olduğu zenginliklerden habersiz yetişmesi için bunu yapacakları aklımın ucundan bile geçmezdi.
Görünen o ki hükümet, Türkiye’nin zenginliklerini daha rahat peşkeş çekebilmek için ders kitaplarında bile bu konulara girilmesini istemiyor.
Bor dendiğinde, petrol ya da uranyum dendiğinde aval aval bakacak bir nesil yetiştirmek demek ki AKP hükümetinin en önemli önceliği olmuş durumda.
Bir önemli nokta daha var.
Programdan çıkarılmasıyla dikkat çeken bir diğer etkinlik de Samuel Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” tezinin açıklanması, küreselleşen dünyada bölgesel sorunların uluslararası nitelik kazanması, Ortadoğu’nun niçin sorunların yoğunlaştığı bir bölge olduğu yönündeki etkinlik oldu.
Bütün bunları konuşmadan, yeraltı kaynaklarının stratejik önemini kavramadan, medeniyetler çatışması gerçeğini kavramadan, Ortadoğu’nun neden sorunlar yumağı olduğu üzerine kafa yormadan yetişen nesiller herhalde birer Ahmet Davutoğlu olur.
Bir tane Davutoğlu’nun Türkiye’yi düşürdüğü nokta ortadayken bin tanesinin neler yapabileceğini varın siz düşünün...
Uluslararası İlişkiler dersi.
Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) bu dersin müfredatını AKP’ye yüzde yüz uydurdu.
Müfredattan Atatürk’ün 1933’te Cumhuriyet Bayramı’nda Türk Cumhuriyetleri hakkında söylediği sözleri konu alan etkinlik çıkarılırken AKP hükümetinin dış politikadaki başarılarına(!) övgüler dizildi.
Bu değişiklikle artık ortaöğretim öğrencileri Uluslararası İlişkiler dersi alırken “2000’li yıllardan itibaren Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte etkili bir dış politika izlediği açıklanır” etkinliği çerçevesinde AKP’li yılları övmeye zorlanacak.
2002 yılından bu yana AKP hükümetinin dış politikada izlediği yöntemi çok yakından biliyoruz. Bu yöntemin Türkiye’yi getirdiği nokta da ortada.
Türkiye dış politikada sıfır sorun anlayışına adım attıktan bu yana dostlarının tamamını kaybetmekle kalmayıp, hem onları düşman safına itti hem de düşmanlarının şiddetini daha da artırdı.
Dış politikada bu dönemde ortaya konulabilmiş somut bir başarıdan bahsetmek asla mümkün değildir.
Hal böyle iken TTK’nın ortaöğretim öğrencilerine bu müfredatı dayatmasına ne demeli?
Bununla birlikte belki de bundan da önemli bir cinayete imza atıyor TTK.
Yapılan başka bir değişiklikle ders programında, öğrencilerin petrol, bor, radyoaktif mineraller gibi stratejik yeraltı kaynaklarını ve dağılımını araştırıp dünya haritası üzerinde göstermesine ve bu kaynakların bir ülkenin dış politikasını belirlemede ne tür bir etkisi olduğunu tartışmasına yönelik etkinlik de iptal edildi.
Yani uluslararası ilişkiler dersinde Türkiye’nin yeraltı kaynakları yokmuş gibi davranılacak. Bu konulara hiç girilmeyecek.
Pes doğrusu.
Ekranlara çıkıp Türkiye’nin petrolü yok, diyenlerin işi bu noktaya getirip, pek çok milli konudan zaten bihaber yetişen yeni neslin bir de Türkiye’nin sahip olduğu zenginliklerden habersiz yetişmesi için bunu yapacakları aklımın ucundan bile geçmezdi.
Görünen o ki hükümet, Türkiye’nin zenginliklerini daha rahat peşkeş çekebilmek için ders kitaplarında bile bu konulara girilmesini istemiyor.
Bor dendiğinde, petrol ya da uranyum dendiğinde aval aval bakacak bir nesil yetiştirmek demek ki AKP hükümetinin en önemli önceliği olmuş durumda.
Bir önemli nokta daha var.
Programdan çıkarılmasıyla dikkat çeken bir diğer etkinlik de Samuel Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” tezinin açıklanması, küreselleşen dünyada bölgesel sorunların uluslararası nitelik kazanması, Ortadoğu’nun niçin sorunların yoğunlaştığı bir bölge olduğu yönündeki etkinlik oldu.
Bütün bunları konuşmadan, yeraltı kaynaklarının stratejik önemini kavramadan, medeniyetler çatışması gerçeğini kavramadan, Ortadoğu’nun neden sorunlar yumağı olduğu üzerine kafa yormadan yetişen nesiller herhalde birer Ahmet Davutoğlu olur.
Bir tane Davutoğlu’nun Türkiye’yi düşürdüğü nokta ortadayken bin tanesinin neler yapabileceğini varın siz düşünün...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024