Neden bir yalanın, kimyasal silah kullanılması iftirasının peşinde inatla direndiğimizin maksadının ne olduğunu bilen ya da anlayan var mı? Ya da hala BOP yolunda Niyazi olanların ya da namzet olanların neyin peşinde koştuğunu tam anlayan var mı? Düzenin, düzenbazlığa, Ahlak kavramının yok edilerek yerini ahlaksızlığa terk edişinin kısa tarihçesini hatırlayanlar var mı? Allah'a(c.c) şükürler olsun ki var, var hem de çok çok var. Onların yüzü suyu hürmetine bu ülke şu ana kadar zor da olsa ayakta kalabilmiştir. Uyanacak Türkiye'den ümidi olan, ne yazık ki, sessizliğini bozmaktan korkan, bu nedenle sadece seyreden kalabalık, o ülkeyi sonuçta yok edecek olanlara sadece cesaret veren unsurlar olmaya mahkûmdurlar. Cesaretle ve bilinçli olarak uyaranlar, Uyuyan topluma yol gösterenler var ya, işte onlar hak üzere hareket edenler ve vazifelerine sadık olanlardır. Manevi olarak da ülkelerine sahip çıkanlardır. Allah(c.c) BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibinden razı olsun.Şu anda ülkemiz büyük bir hatanın eşiğindedir. Uzun zamandır devam eden terör ve terörist aşıklarının, açılım safsatası ile başlattıkları terörü güçlendirme projesi sonucu PKK büyük bir güce ve sermayeye sahip hale gelmiştir. Bitmiş terörü sıfırdan bu duruma getirenlerin hedefi ancak, daha da güçlü hale gelen bu fitne gurubunun asla temsil etmedikleri vatandaşlarımızı gasp ederek bağımsız bir devlete dönüştürülmesi projesidir. Olmayan hayali bir Kürt sorunu yaratarak, anayasanın değiştirilemez ve tartışılamaz olan ilk üç maddesinin değiştirilmesi ve sonucunda ülkenin paramparça edilmesi gayretidir. Bu o kadar ön planda davranıştır ki, bunu sağlayabilmek için ülke Suriye'deki teröristlere dahi fütursuzca silah ve sığınma desteği vererek Türkiye cumhuriyetini uluslararasında terörü aşikar destekleyen ülke olarak hedef haline getirmiştir.Türkiye bir soykırım iddiasına açık hedef olmuştur. Bu nedenle de işi daha da ileriye taşımada sınırsız ve şuursuz dış siyasete devam etmektedirler. İleride devlet kurtulsa bile bu gerçek kaçınılmaz bir sorundur. BM teşkilatı hiçe sayılarak Suriye'ye saldıracak olan haçlılara ülkeyi harp sahası yaparak, üçüncü cihan harbine vatan sathını hedef yapmaktan çekinmemektedirler. Bu durumda savaş Anadolu'nun bağrında başlamak durumundadır. Kaçınılmaz sonuç, büyük ihtimalle yok olmaktır. Parçalanma dahi olamaz, ancak belki kalırsa parçalar halinde esarettir, zelilliktir, haçlı katliamlarının yıllarca Anadolu'da sürüp gitmesidir. Sanki AKP beynelmilel bir spor organizasyonuna ev sahipliği yaparcasına, bütün gücü ile ülkesinde harp oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bunun kadar negatif bir siyaset olamaz. Buna asla müsaade edilemez. Meclis meclisliğini, bilmeli, muhalefet kendine gelmeli, Halkımız ilerisini görmeli, çözümü ehline vermelidir. Yoksa?Ne Türk'ü kalır ne Çerkez'iNe Kürt'ü, ne Laz'ı, ne de Çingene'si,Karşında belirir,Uğrunda vatanı feda ettiğin,Kardeş kanı döktüğün,Korumak için savaştığın,Yahudi'si, Yanki'si,Fırsatçı Rum'u, Ermeni'si?Kendine gel, düşün!Seni bu duruma getirenler,Neyin nesi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017