‘Bel ağrılarını hafife almayın’
Bel ağrısının hafife alınmaması gerektiğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ahmet Çapar, "Düşme veya travma öyküsü varsa, uzun süren şiddetli ağrı yaşanıyorsa, hareketlerde kısıtlılık oluşturuyorsa, bacaklara da vuran ağrı, güçsüzlük ve uyuşma varsa, mutlaka vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurmak gerekir" dedi
23.12.2020 22:10:00





Bel ağrıları toplumda sık görülen ağrılardan bir tanesi. Özellikle ileri yaşlarda sıklıkla görülen ağrılar arasında yer alıyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ahmet Çapar, bel ağrısı şikayetlerinin büyük bir çoğunluğunun kaslarda zayıflama, dikkatsiz ağır kaldırma ve yanlış duruştan kaynaklandığını belirterek, "Hareketsiz yaşam tarzı, aşırı kilo, stresli bir işe sahip olmak, yanlış oturma ve aktif sigara içiciliği bel fıtığı açısından risk oluşturmaktadır. Ülkemizde bu oran yüzde 75-80 düzeyindedir" dedi.
Bel ağrısının yaygın görülen, yaşam konforu anlamında sosyal ve ekonomik ciddi sonuçları olan bir sağlık sorunu olduğunu belirten Dr. Çapar, "İnsanların yüzde 85'i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşamaktadır. Ülkemizde bel ağrısı görülme oranı yüzde 75-80 düzeyindedir. Hareketsiz yaşam tarzı, aşırı kilo, uzun süre masa başında ve/veya bilgisayar başında çalışmak, yanlış duruş, sürekli oturma veya yatma pozisyonunda kalmak, uygunsuz pozisyonda ağırlık kaldırmak, sırt çantası veya diğer çantaları uygun pozisyonda taşımamak, bel ve omurga sağlığı açısından uygun olmayan yatak kullanmak bel ağrısı ve bel fıtığı açısından risk oluşturmaktadır" dedi.
Bel ağrısının hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Çapar, ''Düşme veya travma öyküsü varsa, uzun süren şiddetli ağrı yaşanıyorsa, hareketlerde kısıtlılık oluşturuyorsa, bacaklara da vuran ağrı, güçsüzlük ve uyuşma varsa, mutlaka vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurmak gerekir'' dedi.
Bel ağrısı için tedavi yöntemleri
Bel fıtığı tedavisinde cerrahi yöntemin en son değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Çapar, "Bel fıtığı tedavisinde temel yaklaşımın, bazı özel durumlar dışında ameliyatın son çare olarak değerlendirilmesi olmalıdır. Fıtığa bağlı sinir hasarı, ayaklarda düşme, idrar ya da dışkı tutamama gibi özel durumlar yoksa ameliyat en son tedavi seçeneğidir. Bel fıtığına bağlı ağrıların yüzde 85-90'ı ilaç tedavisi, fizik tedavi uygulamaları, egzersiz, davranış tedavisi, manuel terapi uygulamaları ile tedavi edilebilmektedir. Bahsi geçen tedavi uygulamalarına rağmen 3-4 hafta içerisinde iyileşme sağlanamayan hastalarda girişimsel tedavi yöntemleri tercih edilebilir" dedi.
Bel fıtığı tedavisinde ameliyatsız, yeni ve başarılı yöntemler kullanıldığını vurgulayan Dr. Çapar, ''Bu yöntemlerde fıtık hangi seviyede ise, hasar görüp ağrıya neden olan sinir nerdeyse tespit edilir. Doğrudan fıtık içine ya da ilgili sinir çevresine ince iğnelerle girilip tedavi edici ilaçlar verilir. Uzman ve deneyimli ellerle yapıldığı zaman son derece güvenlidir. Bu işlemlerden ilkine epidural enjeksiyon denilir. İkincisi fıtık içine ozon ve radyofrekans uygulamalarıdır" dedi. İHA
Bel ağrısının yaygın görülen, yaşam konforu anlamında sosyal ve ekonomik ciddi sonuçları olan bir sağlık sorunu olduğunu belirten Dr. Çapar, "İnsanların yüzde 85'i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşamaktadır. Ülkemizde bel ağrısı görülme oranı yüzde 75-80 düzeyindedir. Hareketsiz yaşam tarzı, aşırı kilo, uzun süre masa başında ve/veya bilgisayar başında çalışmak, yanlış duruş, sürekli oturma veya yatma pozisyonunda kalmak, uygunsuz pozisyonda ağırlık kaldırmak, sırt çantası veya diğer çantaları uygun pozisyonda taşımamak, bel ve omurga sağlığı açısından uygun olmayan yatak kullanmak bel ağrısı ve bel fıtığı açısından risk oluşturmaktadır" dedi.
Bel ağrısının hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Çapar, ''Düşme veya travma öyküsü varsa, uzun süren şiddetli ağrı yaşanıyorsa, hareketlerde kısıtlılık oluşturuyorsa, bacaklara da vuran ağrı, güçsüzlük ve uyuşma varsa, mutlaka vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurmak gerekir'' dedi.
Bel ağrısı için tedavi yöntemleri
Bel fıtığı tedavisinde cerrahi yöntemin en son değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Çapar, "Bel fıtığı tedavisinde temel yaklaşımın, bazı özel durumlar dışında ameliyatın son çare olarak değerlendirilmesi olmalıdır. Fıtığa bağlı sinir hasarı, ayaklarda düşme, idrar ya da dışkı tutamama gibi özel durumlar yoksa ameliyat en son tedavi seçeneğidir. Bel fıtığına bağlı ağrıların yüzde 85-90'ı ilaç tedavisi, fizik tedavi uygulamaları, egzersiz, davranış tedavisi, manuel terapi uygulamaları ile tedavi edilebilmektedir. Bahsi geçen tedavi uygulamalarına rağmen 3-4 hafta içerisinde iyileşme sağlanamayan hastalarda girişimsel tedavi yöntemleri tercih edilebilir" dedi.
Bel fıtığı tedavisinde ameliyatsız, yeni ve başarılı yöntemler kullanıldığını vurgulayan Dr. Çapar, ''Bu yöntemlerde fıtık hangi seviyede ise, hasar görüp ağrıya neden olan sinir nerdeyse tespit edilir. Doğrudan fıtık içine ya da ilgili sinir çevresine ince iğnelerle girilip tedavi edici ilaçlar verilir. Uzman ve deneyimli ellerle yapıldığı zaman son derece güvenlidir. Bu işlemlerden ilkine epidural enjeksiyon denilir. İkincisi fıtık içine ozon ve radyofrekans uygulamalarıdır" dedi. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.