Kim yazıyor?Etyen Mahcupyan.Nerede yazıyor?Zaman gazetesinde Okuyalım:"? diğer bir deyişle Öcalan davası, uluslaraarası hukuki dille söylendiğinde bağımsız ve tarafsız olduğu kuşkulu bir mahkemede sanığa 'kötü muamele' edilerek gerçekleşmiştir" (Zaman, 20 Mayıs, 2005).Duydunuz mu ey şehit anaları? Boynu bükük sefil kalan yetimler, genç yaşında dul kalan şehit eşleri duydunuz mu, okudunuz mu Zaman gazetesinde? Bebek katili yargılama sırasında kötü muamele görmüş!Öyle ya gözü yaşlı, yüreği yufka bir hocaefendi'nin himayesinde yayınlanan bir gazeteye bu kadar kılı kırk yarmak(!) yakışır. Otuz bin kişinin katline ferman yayınlamış bir katile de olsa yargı sırasında incitilmemelidir!Merak ediyorum, elbette siz de merak ediyorsunuz; hocaefendinin gazetesi ve Mahcupyan namlı yazarı milyonlara ulaşan şehit yakınlarının nasıl acılar yaşadıkları hakkında ne düşünüyorlar acaba? Yufka yürekler, terörist başı söz konusu olunca adil yargı arıyorlar da, onun cellâtlarınca şehit edilen on binlerce masum gence sıra gelince aynı yürekler kaskatı mı kesiliyor?Güneydoğu gazisi olan Koray Gürbüz ile Hüseyin Özlük'ün hazırladığı şehit mektuplarından birkaç mektup yayınlayabilir mi köşesinde Sayın Mahcupyan? Okuyalım:"? 1980 yılında eşim polis olmuştu. İlk görevine Yozgat'ın Yerköy ilçesinde başladı. 8 yıl görev yaptı. 1988 yılında görevimiz Van'a çıktı. Van'da 3 yıl görev yaptıktan sonra Konya'ya izine gelmiştik. Kırk gün iznimizi kullandıktan sonra izin dönüşü Bingöl-Solhan karayolunda PKK terör örgütü yolumuzu keserek kendimize ait arabadan beyimi indirdiler. O anda birçok araba durdurmuşlar, biz o olayın üstüne vardık. Beyim arabadan inerken siz inmeyin dedi. Ben de iki kızımda arabanın içinde iki saat bekledik. Daha sonra eşim sağındaki ve solundaki teröristlerle yanıma gelip; "çocuklarıma iyi bak iyi sahip ol" dedi. Eşimin son sözü buydu. Aramızda on beş-yirmi metre vardı. Teröristler acele arabadan inmemizi istediler. Ben de sadece el çantamı alıp iki çocuğumda arabadan indikten sonra, arabamızı ateşe verdiler ve eşimi şehit ettiler. O kalabalığın arasında bir polis ailesi varmış. Bizi o polis kardeşimiz Solhan polis karakoluna kaçırdı.Beyimin cenazesini Bingöl hastanesine götürdüler. Doktorlar bebeğimi kaybetme tehlikesi var dediler, orada bir iğne yaptılar. Daha sonra Malatya Devlet Hastanesine kadar cenaze ile birlikte geldik. Cenaze arabası hastanenin önünde beklerken ben de içeride kürtaj oldum. Ben o anda bir değil iki şehit verdim. Ben Apo'nun etini değil kemiklerini dahi kül edeceğim. Bir de o haini elime bir geçirebilsem. O bebek katili Apo'ya doktor götürmemenizi rica ediyorum. Sekiz yıldır çektiğimi bir Allah bilir bir de ben bilirim."Evet, şehit polis Osman Çınar'ın eşi Meliha Çınar böyle diyor, böyle feryat ediyor. Fakat ufukları dolduran, arşa yükselen bu feryatları hiç duymayan Zaman gazetesi ve yazarı bebek katilinin kötü muamele gördüğünden bahsediyor.Bu durum, tarafsız bir vicdansızlık olduğu gibi, toprağın kara bağrındaki şehitlere hakarettir. Gencecik fidanlarını toprağa gömen onbinlerce şehit anasına hakarettir. Şehit babalarının arkasından boyun büküp ağlayan onbinlerce yavruya hakarettir. Tarih boyunca hep mazlumun yanında yer almış Türk Milletine hakarettir.Bebek katili kötü muamele görmüş öyle mi?Kim yazıyor?Etyen Mahcupyan.Nerede? Zaman gazetesinde Peki, Zaman gazetesi ve yazarı, Meliha Çınar'ın gördüğü muameleye bir ad koyabilir mi? Genç bir anne ve iki kızının gözleri önünde polis eş, polis baba kahrolası kurşunlarla yere seriliyor. Sayın Mahcupyan söyler misin, bunun adı ne?Hacım olmuyor, hocam olmuyor? Şehit cenazesinde, ön safta el bağlayıp cenaze namazı kılıyorsun, fakat cebindeki gazetenin yazdıklarından haberin yok.Olmuyor, ya da çok çok ayıp oluyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025