Bazı uzmanlar, Google'ın kullanıcıların aradıkları bilgileri, kendi inançlarına uygun şekilde filtreleyerek sunduğunu ve bu durumun ön yargıları ve toplumsal bölünmeleri derinleştirebileceğini düşünüyor
İnternet trafiğinin büyük bir kısmı Google Aramalar üzerinden başlıyor ve insanlar nadiren ilk beş bağlantıdan ötesine tıklıyor
16.03.2025 12:19:00
Orhan Dede
Orhan Dede





İnternet trafiğinin büyük bir kısmı Google Aramalar üzerinden başlıyor ve insanlar nadiren ilk beş bağlantıdan ötesine tıklıyor. Bu da Google'ın arama sonuçlarını sıralayan sisteminin, dünya deneyimimiz üzerinde büyük bir güce sahip olduğunu gösteriyor.
Bazı uzmanlar, Google'ın kullanıcıların aradıkları bilgileri, kendi inançlarına uygun şekilde filtreleyerek sunduğunu ve bu durumun ön yargıları ve toplumsal bölünmeleri derinleştirebileceğini düşünüyor.
Örneğin, "kahve ve hipertansiyon arasındaki bağ" aramasında Google, bir makaledeki "Kafein tansiyonda kısa süreli ancak dramatik bir artışa yol açabilir" cümlesini öne çıkarıyor. Ancak aynı arama sorgusuna "kahve ve hipertansiyon arasında bir bağ yoktur" şeklinde sorulduğunda, Google aynı makaledeki "kafeinin tansiyon üzerinde uzun vadeli bir etkisi yoktur ve yüksek tansiyon riskinin artmasıyla arasında bağ kurulmamıştır" cümlesini öne çıkarıyor.
Benzer bir durum, "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) şekerden kaynaklanmaktadır" aramasında da yaşanıyor. Google, aynı makaleden iki tezat yanıtı öne çıkarıyor. Oysa DEHB'nin şeker tüketiminden etkilendiğini gösteren çok az kanıt var ve kesinlikle bozukluğun sebebi değil.
Bu sonuçları değerlendiren uzmanlar, Google'ın insanların ne aradığını esas alarak ilgili metinden bölümleri çektiğini ve onlara okumak istediklerini gösterdiğini söylüyor. Yani Google, büyük bir önyargı makinesi gibi davranıyor.
Google ise kullanıcıların aradığı bilgilere göre, onlara önyargısız sonuçlar sağladığını savunuyor. Bir Google sözcüsü, "Bir arama motoru olarak Google, girdiğiniz arama sorgusuyla ilgili yüksek kaliteli sonuçları ortaya çıkarmayı amaçlar. Web'deki farklı görüşlere açık erişim sağlıyoruz ve insanlara buldukları bilgiyi ve kaynakları değerlendirebilecekleri kullanışlı araçlar veriyoruz" diyor.
Bazı uzmanlar, Google'ın kullanıcıların aradıkları bilgileri, kendi inançlarına uygun şekilde filtreleyerek sunduğunu ve bu durumun ön yargıları ve toplumsal bölünmeleri derinleştirebileceğini düşünüyor.
Örneğin, "kahve ve hipertansiyon arasındaki bağ" aramasında Google, bir makaledeki "Kafein tansiyonda kısa süreli ancak dramatik bir artışa yol açabilir" cümlesini öne çıkarıyor. Ancak aynı arama sorgusuna "kahve ve hipertansiyon arasında bir bağ yoktur" şeklinde sorulduğunda, Google aynı makaledeki "kafeinin tansiyon üzerinde uzun vadeli bir etkisi yoktur ve yüksek tansiyon riskinin artmasıyla arasında bağ kurulmamıştır" cümlesini öne çıkarıyor.
Benzer bir durum, "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) şekerden kaynaklanmaktadır" aramasında da yaşanıyor. Google, aynı makaleden iki tezat yanıtı öne çıkarıyor. Oysa DEHB'nin şeker tüketiminden etkilendiğini gösteren çok az kanıt var ve kesinlikle bozukluğun sebebi değil.
Bu sonuçları değerlendiren uzmanlar, Google'ın insanların ne aradığını esas alarak ilgili metinden bölümleri çektiğini ve onlara okumak istediklerini gösterdiğini söylüyor. Yani Google, büyük bir önyargı makinesi gibi davranıyor.
Google ise kullanıcıların aradığı bilgilere göre, onlara önyargısız sonuçlar sağladığını savunuyor. Bir Google sözcüsü, "Bir arama motoru olarak Google, girdiğiniz arama sorgusuyla ilgili yüksek kaliteli sonuçları ortaya çıkarmayı amaçlar. Web'deki farklı görüşlere açık erişim sağlıyoruz ve insanlara buldukları bilgiyi ve kaynakları değerlendirebilecekleri kullanışlı araçlar veriyoruz" diyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.