Maddi manevi kazançlarla dolu, dini bayramlarımızdan biri olan, kurban bayramına erişmenin huzurunu yaşamaktayız.
Yüce Peygamberimiz, gerek bayram gerekse arefe günü ile alakalı şu hadisi şerifleri beyan etmiştir;"Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir"(Ebu Davud, Şavm:50; Tirmizi, Savm:59; Nesai, Menasik:195.) Buyurmuştur.
Ayrıca Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki günde oruç caiz olmaz: Fıtır günü (Ramazan bayramının birinci günü) ve Nahr günü."(kurban günleri) (Buhari, Savm 67) Dolayısıyla bu günlerde oruç yasaklanmıştır.
Bayram gecesini de diğer gecelerden farklı olarak; çoluk çocuğumuzla kurban bayramına erebilmenin sevinciyle; ibadet ve taatla geçirmeye gayret etmeliyiz.Yüce Peygamberimiz(sav) bir hadislerinde bu konuda şu müjdeyi vermiştir;"Sevabını Allah'tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez." (îbni Mace, Sıvam: 67)
Milletlerin tarihlerinde milli ve dini bayramlar önemli bir yer teşkil etmektedir. Asırlardır dünya sahnesinde varlığını sürdüren bir millet olan Türk milletinin tarihinde de bayramlar milli ve dini bütünlüğümüzün teminatı olmaya devam etmektedir.
Dini bayramlarımız, insanların birbiriyle kaynaşmasını, dostlukların pekişmesini sağlamaktadır. Akraba ziyaretleri, yoksulu ve ihtiyaç sahiplerini gözeterek merhamet duygusu öne çıkmakta, böylece bütün kırgınlık sebeplerini ortadan kalkarak; "birlik ve kardeşlik" ruhu pekişmektedir.
İç ve dış düşmanlarımızın birliğimizi bölmek ve parçalamak adına, asırlardır ayrılık sebebi olmadığı halde, şimdilerde ayrılık sebepleri gibi gösterilmeye çalışılarak, bazı kültür farklılıklarını öne çıkararak milletimizin birlik ve bütünlüğünü parçalamaya çalıştıkları bu zamanda; bayramlar imdadımıza koşmaktadır. Bayramları Allah'ın bir lütfü olarak görüp, panzehir hükmüne çevirerek kârlı duruma geçebiliriz.
Kurban bayramının güzel kazanımlara vesile edilmesi, gerek fert, gerek millet olarak kazançlı çıkmamıza da vesile olacaktır.
Şunu asla aklımızdan çıkarmamamız gerek ki; kültür ve inancımızın gereği olan bayramları değerlendirmez isek; bölünme parçalanma süreci yaşatılmaya çalışılan milletimizin de yaban ellere yem olması işten bile değildir.
Tarih sahnesinde daha uzun kalabilmek, gücümüze güç katmak istiyorsak, aklın yolu birdir. Yapılacak iş; "Bayramı "bayram" bilmek ve kazanımlarını millet olarak birlikte paylaşmaktır."
Bu duygularla; İslam aleminin ve aziz milletimizin kurban bayramını en samimi dileklerimizle kutluyoruz.
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
ukepekci@hotmail.com
Yüce Peygamberimiz, gerek bayram gerekse arefe günü ile alakalı şu hadisi şerifleri beyan etmiştir;"Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir"(Ebu Davud, Şavm:50; Tirmizi, Savm:59; Nesai, Menasik:195.) Buyurmuştur.
Ayrıca Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki günde oruç caiz olmaz: Fıtır günü (Ramazan bayramının birinci günü) ve Nahr günü."(kurban günleri) (Buhari, Savm 67) Dolayısıyla bu günlerde oruç yasaklanmıştır.
Bayram gecesini de diğer gecelerden farklı olarak; çoluk çocuğumuzla kurban bayramına erebilmenin sevinciyle; ibadet ve taatla geçirmeye gayret etmeliyiz.Yüce Peygamberimiz(sav) bir hadislerinde bu konuda şu müjdeyi vermiştir;"Sevabını Allah'tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez." (îbni Mace, Sıvam: 67)
Milletlerin tarihlerinde milli ve dini bayramlar önemli bir yer teşkil etmektedir. Asırlardır dünya sahnesinde varlığını sürdüren bir millet olan Türk milletinin tarihinde de bayramlar milli ve dini bütünlüğümüzün teminatı olmaya devam etmektedir.
Dini bayramlarımız, insanların birbiriyle kaynaşmasını, dostlukların pekişmesini sağlamaktadır. Akraba ziyaretleri, yoksulu ve ihtiyaç sahiplerini gözeterek merhamet duygusu öne çıkmakta, böylece bütün kırgınlık sebeplerini ortadan kalkarak; "birlik ve kardeşlik" ruhu pekişmektedir.
İç ve dış düşmanlarımızın birliğimizi bölmek ve parçalamak adına, asırlardır ayrılık sebebi olmadığı halde, şimdilerde ayrılık sebepleri gibi gösterilmeye çalışılarak, bazı kültür farklılıklarını öne çıkararak milletimizin birlik ve bütünlüğünü parçalamaya çalıştıkları bu zamanda; bayramlar imdadımıza koşmaktadır. Bayramları Allah'ın bir lütfü olarak görüp, panzehir hükmüne çevirerek kârlı duruma geçebiliriz.
Kurban bayramının güzel kazanımlara vesile edilmesi, gerek fert, gerek millet olarak kazançlı çıkmamıza da vesile olacaktır.
Şunu asla aklımızdan çıkarmamamız gerek ki; kültür ve inancımızın gereği olan bayramları değerlendirmez isek; bölünme parçalanma süreci yaşatılmaya çalışılan milletimizin de yaban ellere yem olması işten bile değildir.
Tarih sahnesinde daha uzun kalabilmek, gücümüze güç katmak istiyorsak, aklın yolu birdir. Yapılacak iş; "Bayramı "bayram" bilmek ve kazanımlarını millet olarak birlikte paylaşmaktır."
Bu duygularla; İslam aleminin ve aziz milletimizin kurban bayramını en samimi dileklerimizle kutluyoruz.
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
ukepekci@hotmail.com
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara fardır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025