Başkan Wilson'un danışmanlarından Albay Hawz, 26 Nisan 1917 günü Başkan Wilson'a, İngiltere ve Fransa'nın savaş amaçlarını öğrenmeden barışla ilgili bir konuşma yapmamasını ister. Albay Hawz bu düşünce ile 28 Nisan 1917 günü İngiltere Dışişleri bakanı ile görüşür. Bu diplomatik görüşmede şu konular görüşülür: Büyük bir Avrupa ve Küçük Asya (kısacası Osmanlı toprakları) üzerine eğildik. Balfur, Alsas Loren'in, Fransa'ya verilmesini ve bu ülke ile Belçika ve Sırbistan'ın tüm olarak eski durumlarına getirilmesi gerektiğini söyler. Sonra Polonya'nın da sınırlarını çizer; Onun da ancak Danzig Limanı ile denize ulaşabileceğini ekler. Bunun yeni bir Alsas Loren bölgesi yaratabileceği konusu üzerinde konuştuk. O zaman Balfur Danzig'in özgür bir liman yapılması düşüncesini söyledi. Ve bu konuda epey konuşuldu. Sırbistan'a Bosna-Hersek'in geri verilmesi, onun da Bulgaristan'a Balkan savaşından önceki antlaşmaya göre bu devlete verilmesi kararlaştırılmış olan Makedonya'nın verilmesini önerir.Romanya, Rusya'dan Baserabya'yı ve Macaristan'dan da Romenlerin oturdukları Transilvanya ve Banat bölgelerini alacak.Avusturya'da şu üç bölgeyi kapsayacaktır: Çeklerin oturduğu Bohemya, Macaristan ve Avusturya topraklarına sahip olacak.Balfur, İtalya'nın Dalmaçya kıyılarını da istediğini ve Trieste üzerinde istekde bulunduğunu da ekler. Hawz bunlar konuşulduktan sonra Balfur'a, savaştan sonra ganimetlerin paylaşılması için Bağlaşık Devletlerin ne gibi antlaşmalar yaptıklarını sorar: Balfur, büyük ulusların umulan ganimetleri paylaşmak için yeşil çuha etrafına oturmak can atmakla gösterdikleri manzarayı az iğrenerek andı. Hele daha öldürülmemiş ayının postunu biçiyorlar dediBarış konferansına katılmadan önce Amerika'nın hiçbir vaatte bulunmaması ve hiçbir bakımdan kimseye karşı bağlanmaması konusunda benim gibi düşünüyor musunuz diye sordum? Eğer savaşa katılmamızı istiyorsanız her türlü bencil ve küçük düşüncelerden sıyrılıp olan bitenleri geniş ve acunsal bir görüşle ele almamız gerekir. Balfur bu düşünceyi çok iyi beğendi. Sonra İstanbul Sorunu görüşüldü: Limanın uluslararasılaştırılmasında görüş birliğine vardık. Arkasından Anadolu'ya geçtik. Asıl bu noktadadır ki bağlaşıklar arası gizli antlaşmalar bütün iştahları açığa vurmaktadır. Onlar Ermenistan'da ve Anadolu'nun kuzeyinde Rusya'ya bir nüfuz bölgesi vermeyi kararlaştırmışlar İngilizler Irakla, Mısır'ı birleştiren bölgeyi kendilerine ayırmışlar, Fransa ile İtalya ta Boğazlara kadar olan bölgeleri paylaşmışlar.Bütün bunlar kötüdür. Çünkü bu durumda Doğuda sürekli bir çatışma yuvası kurulmuş oluyor dedim Nüfuz bölgesinin anlamını, sürekli bir işgal mi yoksa yersel kaynakların bir tekel biçiminde geliştirilmesi mi diye sordum. Balfur bu soruma açıklık getiremedi. Sonra yine Polonya'ya döndük. Balfur, Almanya'yı Rusya'dan ayıran bir Polonya'nın Almanya2dan çok Fransa'ya zararı dokunacağını söyledi. Çünkü böyle olunca Rusya, alman saldırısına uğrayacak olan Fransa'ya yardım edemez. Bence bu günkü Rusya'yı değil elli yıl sonraki Rusya'yı göz önünde bulundurmamız gerekir. Onun demokratik eğilimlerini geliştireceğini ve her türlü saldırganlıktan vazgeçeceğini anmakla birlikte, bunun aksi de gerçekleşebilir. Ve bu olursa Almanya değil Rusya, Avrupa için tehlikelidir. Almanya'yı kendisi ile barışılmaz bir düşman saymamasını Balfur'a söyledim. Bu görüş muhakemelerimizi yanıltır ve bizi yanlış davranışlara iter dedim. Ancak o, bir Rus tehdidinden çok Alman tehlikesinin etkisi altında göründü. 30 Nisan günü Başkan Wilson, Balfur ve Hawz akşam yemeğinde buluşurlar. Başkan Wilson burada Bağlaşıklar arasında gizli antlaşmaların olduğunu öğrenir. Fakat konuyu tartışma haline getirmez. Çünkü zamanı değildir. 14 maddelik savaş amaçlarını açıkladığında da bu konudan da bahsetmez. Önce Antlaşma gurubu ile savaş işbirliğini gerçekleştirme ön plandadır. Yalnız Hawz, İstanbul Boğazının uluslarasılaştırılmasının yanında Süveyş ve Panama kanalı ile Baltık Boğazının da uluslarasılaştırılmasını söylerse de Balfur hiçbir fikir açıklamayınca Başkan Wilson'da konuşma gereğini bulmaz. Bu konu da böylece tartışılmadan kapanmış olur. Balfur 18 Mayıs 1917'de Londra'dan Gizli antlaşmaların birer nüshasını, açık olmak için Başkan Wilson'a gönderir. Bu konuyu ayrıca Amerika Dışişleri Bakanı Lasing ile de görüşür. Fakat Balfur'un Gizli Anlaşmalar hakkında bilgi vermesine rağmen Başkan Wilson 25 27 Temmuz tarihleri arasında Pariste Balkan Sorunları ile ilgili konferansa davet edilmesine rağmen Amerika; Avusturya, Bulgaristan ve Osmanlı ile savaş halinde olmadığı için katılmayacağını bildirir. Katılmamaktaki amacı emperyalist amaçlara dayanan gizli antlaşmalardan resmen haberdar olmadığı içindir. İngiltere ve Fransa bu davranıştan etkilenir. Bu nedenle Fransa Dışişleri Bakanı Jül Kambon, Paris'teki Amerikan Büyükelçisine, Başkan Wilson'un açıklamasını istediği sorunları bildirir. Yalnız bu sorunlar gizli antlaşmalarla ilgili değildir. Sorunlar şöyledir: 1- Rusya'nın savaş amaçlarının yeniden gözden geçirilmesi. 2-Avusturya ile ayrı barış 3-Amerikan savaş çabasının çapı 4-Onun, bağlaşıklara vereceği borç. 5- Küçük Asya sorunları üzerindeki görüşlerinin açıklanması."" Amerika Dışişleri genel sekreteri, gizli antlaşmalarla İlgili resmi bilgimiz yoktur diye cevap verir. Başkan Wilson bu koynu öğrenince, 23 Temmuz 1917 günü Jül Kambon'a bir cevap hazırlar""Küçük Asya'da ora uluslarının haklarının korunulması için olmayıp, şu veya bu ulusun çıkarları için hükümler kapsayan bir barışın yapılması son aşama güç olacaktır. Acunun duyguları bu sırada o ölçüde saldırganca demokratiktir ki onları yarı yolda karşılamak zorunluluğu vardır. Fakat Başkan Wilson Jül Kombon'a yazdığı bu karşılığı hemen göndermez zamanını bekler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025