Başka bir ülkede olsaydık; "Fetö'yü biz besledik itirafı" en azından bir istifa getirirdi.
Başka bir ülkede olsaydık; Gazeteciler gerçekten gazetecilik yapabilir, kaleminden korkmaz, eleştirme özgürlüğünü doya doya yaşardı.
Başka bir ülkede olsaydık; Yoksulluk sınırı 8000 lirayı geçmişken, 2825 liralık asgari ücret komik, yetersiz, acınası bulunur, biz buna mı layıktık diye sorgulanırdı.
Başka bir ülkede olsaydık; Ülkenin gerçek gündemi ekonomiyken, iktidarla muhalefet kısır, gereksiz, samimiyetsiz polemiklerle neden gündem değiştiriyor diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Dünyanın en zengin yeraltı kaynakları bizdeyken, neden yer üstündekiler bu kadar fakir, bizi yönetenler neden bu kadar basiretsiz diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Bu kadar zam yağmurunda halktan en azından bir tepki gelirdi.
Başka bir ülkede olsaydık; Suç oranları roket gibi yükselirken nerede hata yaptık diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Yöneticiler faize karşıyız dediği halde dünyanın en yüksek faiz oranı neden bizim ülkemizde diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Buğdayın anavatanında yaşadığımız halde Dünya'da en çok buğday ithal eden ülke nasıl oluyoruz diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Canımızı, malımızı, namusumuzu, vatanımızı kurtaran, bataklığa saplanan hasta adamı iyileştiren, herşeyimizi borçlu olduğumuz Atatürk'e kimse dil uzatamaz, uzatanın da dili kesilirdi.
Başka bir ülkede olsaydık; 1999 depremi ile geçici denilerek hayatımıza giren ÖTV'lerin neden kalıcı olarak cüzdanımızı baltaladığını sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Kozmik oda kumpasını kuranlar sorgulanırdı, devletin baş kademelerinde olamazlardı.
Başka bir ülkede olsaydık; Liyakat kavramı hatırlanır, sadece yöneticilerin akraba-eş-dost kayırma skandalı değil, halk da devleti yönetenleri seçerken liyakat kavramını hatırlardı.
Ama biz başka bir ülkede değil, Türkiye'de yaşıyoruz, iyi ki de bu ülkede yaşıyoruz, biz bu ülkeyi gerçekten seviyoruz, biz bu ülkenin gerçek vatanseverleriyiz, içimizdeki yangının, kalemimizdeki acı suyun sebebi de bu aslında.
"Biz böyle gelmiş, böyle gider" diyenlerden olmadık, olmayacağız.
Bu gidişata dur diyecek bir babayiğit, bir babanın yiğit evladı önümüzde.
"Hüseyin Baş."
Onu dinleyin, takip edin, kıymetini bilin, hakkını verin, bakın nasıl bambaşka bir ülke göreceğiz.
Başka bir ülkede olsaydık; Gazeteciler gerçekten gazetecilik yapabilir, kaleminden korkmaz, eleştirme özgürlüğünü doya doya yaşardı.
Başka bir ülkede olsaydık; Yoksulluk sınırı 8000 lirayı geçmişken, 2825 liralık asgari ücret komik, yetersiz, acınası bulunur, biz buna mı layıktık diye sorgulanırdı.
Başka bir ülkede olsaydık; Ülkenin gerçek gündemi ekonomiyken, iktidarla muhalefet kısır, gereksiz, samimiyetsiz polemiklerle neden gündem değiştiriyor diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Dünyanın en zengin yeraltı kaynakları bizdeyken, neden yer üstündekiler bu kadar fakir, bizi yönetenler neden bu kadar basiretsiz diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Bu kadar zam yağmurunda halktan en azından bir tepki gelirdi.
Başka bir ülkede olsaydık; Suç oranları roket gibi yükselirken nerede hata yaptık diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Yöneticiler faize karşıyız dediği halde dünyanın en yüksek faiz oranı neden bizim ülkemizde diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Buğdayın anavatanında yaşadığımız halde Dünya'da en çok buğday ithal eden ülke nasıl oluyoruz diye sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Canımızı, malımızı, namusumuzu, vatanımızı kurtaran, bataklığa saplanan hasta adamı iyileştiren, herşeyimizi borçlu olduğumuz Atatürk'e kimse dil uzatamaz, uzatanın da dili kesilirdi.
Başka bir ülkede olsaydık; 1999 depremi ile geçici denilerek hayatımıza giren ÖTV'lerin neden kalıcı olarak cüzdanımızı baltaladığını sorgulardık.
Başka bir ülkede olsaydık; Kozmik oda kumpasını kuranlar sorgulanırdı, devletin baş kademelerinde olamazlardı.
Başka bir ülkede olsaydık; Liyakat kavramı hatırlanır, sadece yöneticilerin akraba-eş-dost kayırma skandalı değil, halk da devleti yönetenleri seçerken liyakat kavramını hatırlardı.
Ama biz başka bir ülkede değil, Türkiye'de yaşıyoruz, iyi ki de bu ülkede yaşıyoruz, biz bu ülkeyi gerçekten seviyoruz, biz bu ülkenin gerçek vatanseverleriyiz, içimizdeki yangının, kalemimizdeki acı suyun sebebi de bu aslında.
"Biz böyle gelmiş, böyle gider" diyenlerden olmadık, olmayacağız.
Bu gidişata dur diyecek bir babayiğit, bir babanın yiğit evladı önümüzde.
"Hüseyin Baş."
Onu dinleyin, takip edin, kıymetini bilin, hakkını verin, bakın nasıl bambaşka bir ülke göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Önder Yılmaz / diğer yazıları
- Oruç bir tercih değildir / 01.03.2025
- Teknoloji ve Allah’ın azameti / 24.02.2025
- Rockefeller tıbbı ve gerçek tıp / 17.02.2025
- Ajan ağzı ile Atatürk’e çamur atanlara yanıt / 10.02.2025
- İnsan neden dünyaya geldiğini unuttu / 03.02.2025
- Bir eski yeni kıyası da benden olsun / 27.01.2025
- Memur-Sen'den cevap ve düzeltme / 21.01.2025
- Asıl huzur hakkı vatandaşındır / 20.01.2025
- HPV bataklığında bir toplum / 13.01.2025
- Kafaya bak kafaya! / 06.01.2025
- Teknoloji ve Allah’ın azameti / 24.02.2025
- Rockefeller tıbbı ve gerçek tıp / 17.02.2025
- Ajan ağzı ile Atatürk’e çamur atanlara yanıt / 10.02.2025
- İnsan neden dünyaya geldiğini unuttu / 03.02.2025
- Bir eski yeni kıyası da benden olsun / 27.01.2025
- Memur-Sen'den cevap ve düzeltme / 21.01.2025
- Asıl huzur hakkı vatandaşındır / 20.01.2025
- HPV bataklığında bir toplum / 13.01.2025
- Kafaya bak kafaya! / 06.01.2025