Türkiye'nin ABD'den Patriot füze sistemleri alacağı haberleri üzerine başlayan tartışmalar Başbakan Erdoğan'ın ABD'den Türkiye'ye dönüşünde yaptığı "Yunanistan'ın 6 füze rampası var, bizde yok" şeklindeki açıklamaları üzerine farklı bir kulvara girdi. Türkiye İran'a karşı değil de Yunanistan'a karşı bu silahları alıyorsa eğer bunca zaman niçin bekledi o zaman?Hem bildiğimiz kadarıyla Yunan tarafı sadece 6 füze rampası almakla da kalmadı. Silahtan tamamen arındırılmış olması gereken Ege adalarının neredeyse tamamında Yunanistan hem asker bulunduruyor, hem de sayısı meçhul silah.Bunlara rağmen Türkiye bu güne kadar Yunanistan'ın bu silahlanmasında rahatsız olmadı. Ne zaman ki ABD, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne Rusya'nın zoruyla yerleştirmekten vazgeçtiği füze sistemlerine İran'a çok daha yakın bir yer aradı, birden bire Yunanistan'ın füze rampalarına sahip olduğunu duyduk Sayın Başbakan Erdoğan'dan.Oysa daha geçen gün Türkiye'nin dış politikaya olan yaklaşımını "sıfır sorun" olarak değerlendiriyordu hükümetin üst düzey bir yetkilisi. Yani komşularıyla sorunu olmayan bir Türkiye...Ama şimdi Yunanistan'a karşı silah alındığı ifade ediliyor. Sayın Başbakan'ın patriotlarla ilgili sözkonusu izahları işin sadece kılıfı bence. Herkesin çok iyi bildiği gibi Türkiye'ye bu füzeler ABD'nin dayatmasıyla yerleştirilecek. Bu füzeler yerleşince hemen Türkiye'yle İran karşı karşıya mı gelecek? diye olayın hafife alınması yanlış bir değerlendirme olur. Elbette hemen böyle bir gelişme olmaz ama bu açılan çığırla birlikte 5, 10 ya da 15 yıl sonra Türkiye'yle İran bugün bahsettiğimiz çatışmanın eşiğine pekala getirilmiş olabilir. Dünün komplo teorilerinin bugün gerçekleşmiş olduğunu akıldan çıkarmamak gerek. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş 80'li yıllarda batının Ortadoğu'daki planlarının neler olduğunu, Çekiç Güç'le anarşinin daha da azacağını ve ABD- İsrail güdümünde bir Kürt devleti kurulmasının planlandığını sık sık dile getiriyordu. O günlerde BTP Genel Başkanı'nın sözlerine komplo teorisi diyenler şimdi Barzani'nin bu kadar nasıl güçlendiğini, Türkiye'nin kırmızı çizgilerine ne olduğunu ve PKK terörünün bu kadar azmasının sebeplerini anlamaya çalışıyorlar. İşte yirmi yıl önce engin bir öngörüyle yaptığı uyarılar tek tek gerçekleşen Prof. Dr. Haydar Baş, yine uyarıyor ve Türkiye ile İran'ın çatışma noktasına getirilmesinin amaçlandığını dile getiriyor.Türkiye'de hükümetler bu uyarıları dikkate almış olsaydı bugün Barzani ve PKK diye bir sorunumuz belki de olmayacaktı. O zaman yapılan yanlışların faturasını şimdi ödüyoruz. Ve daha uzun yıllar da ödemeye devam edeceğiz. Prof. Dr. Baş'ın şimdi yaptığı uyarılar hükümetlerce dikkate alınırsa gelecekte Türkiye ile İran arasında batının çıkarmak istediği çatışma planının temelleri daha atılırken boşa çıkarılmış olacaktır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024