Başbakan Abdullah Gül, Ürdün Kralı Abdullah ile yaptığı görüşmenin ardından, Ürdün'deki temasları ile ilgili olarak Türkiye'nin Amman Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenledi. Kardeş ve dost ülke Ürdün'de olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Gül, Ürdün Başbakanı Ali Ebu Ragıp ve Kral Abdullah ile çok yararlı görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Zararı bölge ülkeleri çekecek
"Önümüzde, karşı karşıya kaldığımız büyük bir kriz ve büyük bir problem var" diyen Gül, içinde bulundukları aktif barış diplomasinin nedeninin, bu krizi savaşsız bir şekilde önleyebilme gayretleri olduğunu kaydetti. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Muhtemel gelişmeler kendi bölgemizde olacağına göre, bunun en çok zararını da bu ülkeler ve bizim halklarımız çekecektir. Bu nedenle bölgedeki ülkelerin ve milletlerin, hepimizin büyük sorumluluğu vardır, sonuna kadar savaşsız bir şekilde bu krizin savaşsız şekilde bitmesine gayret göstermek için. Bazen (herşeye karar verilmiştir, artık yapacak bir şey yok) diye bir anlayış olabilir. Fakat şunu unutmayalım ki; her zaman barışçı çözüm için atılacak son adımlar vardır. Geçmişe baktığımızda da, tarihte de bunun çok örnekleri vardır. Son dakikada atılan adımlar çok büyük felaketleri her zaman önlemiştir."
Sorumluluk Irak'ta
Gül, şöyle devam etti: "Şüphesiz ki hepimizin sorumluluğu var derken, en büyük sorumluluğun da Irak'ta olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu da ortak kanaatimizidir. BM kararı gayet açıktır ve uzmanlar Irak'ta çalışmaktadır. Irak yönetimi, ülkesinde tehlikeli, kimyasal silahların olmadığını çok açık, tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispatlamalıdır. Bunun için de BM görevlileri ile çok iyi bir işbirliği içinde olmalıdır. Bu süreyi herhangi bir taktik hesabı içerisinde kesinlikle geçirmemelidir. Çünkü bu bölgede eğer bir savaş çıkarsa, bunun sonuçları tahminlerin çok ötesinde bölge aleyhine olacaktır."
Gül, savaş sonrası ortaya çıkacak durumun da çok kaygı verici olduğunu ifade ederek, Suriye, Mısır ve Ürdün'de bunun çok fazla dile getirildiğini kaydetti.
Zararı bölge ülkeleri çekecek
"Önümüzde, karşı karşıya kaldığımız büyük bir kriz ve büyük bir problem var" diyen Gül, içinde bulundukları aktif barış diplomasinin nedeninin, bu krizi savaşsız bir şekilde önleyebilme gayretleri olduğunu kaydetti. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Muhtemel gelişmeler kendi bölgemizde olacağına göre, bunun en çok zararını da bu ülkeler ve bizim halklarımız çekecektir. Bu nedenle bölgedeki ülkelerin ve milletlerin, hepimizin büyük sorumluluğu vardır, sonuna kadar savaşsız bir şekilde bu krizin savaşsız şekilde bitmesine gayret göstermek için. Bazen (herşeye karar verilmiştir, artık yapacak bir şey yok) diye bir anlayış olabilir. Fakat şunu unutmayalım ki; her zaman barışçı çözüm için atılacak son adımlar vardır. Geçmişe baktığımızda da, tarihte de bunun çok örnekleri vardır. Son dakikada atılan adımlar çok büyük felaketleri her zaman önlemiştir."
Sorumluluk Irak'ta
Gül, şöyle devam etti: "Şüphesiz ki hepimizin sorumluluğu var derken, en büyük sorumluluğun da Irak'ta olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu da ortak kanaatimizidir. BM kararı gayet açıktır ve uzmanlar Irak'ta çalışmaktadır. Irak yönetimi, ülkesinde tehlikeli, kimyasal silahların olmadığını çok açık, tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispatlamalıdır. Bunun için de BM görevlileri ile çok iyi bir işbirliği içinde olmalıdır. Bu süreyi herhangi bir taktik hesabı içerisinde kesinlikle geçirmemelidir. Çünkü bu bölgede eğer bir savaş çıkarsa, bunun sonuçları tahminlerin çok ötesinde bölge aleyhine olacaktır."
Gül, savaş sonrası ortaya çıkacak durumun da çok kaygı verici olduğunu ifade ederek, Suriye, Mısır ve Ürdün'de bunun çok fazla dile getirildiğini kaydetti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.