Erdoğan "Kürdistan" sözünü alan Barzani döndüğünden beri, "Kürdistan bayrağı ile karşılanmak, Kürdistan bayrağının Diyarbakır sokaklarında dalgalanması beni çok duygulandırdı! Diyarbakır'da gördüğüm hayal miydi gerçek miydi diye düşünüyorum" diyormuş.Barzani haklı.Çünkü Erdoğan'ın yaptığı inanılır gibi değil. Türkiye gibi binlerce yıllık devlet gelenek ve hafızası olan bir ülkenin başbakanı tutuyor kendi topraklarının neredeyse dörtte birinde hak iddia eden birini, "Haklısın, bu topraklar senin" dercesine onu Kürdistan bayrakları ile karşılıyor, kendi toprağının büyük bir bölümüne "Kürdistan" adını veriyor. Yetmiyor, "Başkentiniz de Diyarbakır" olsun sözleri ile peşkeşte sınır tanımadığını dünya âleme ilân ediyor.Dünyanın herhangi bir ülkesinde bir devlet yetkilisi kendi toprağının bir bölümünü o topraklarda gözü olan biri için hak görse, bırakın hak görmeyi böyle bir imada bulunsa, onu o koltukta bir dakika oturtmaz, bileklerine kelepçeyi vurup savcıların binlerce sayfa suç isnatlarıyla hâkim karşısına dikerlerdi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu da Erdoğan'ın bu sözleri ve Öcalan'la al takke ver külah ilişkileri sebebiyle benzer hükümlere âmir amma, gelin görün ki, Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıp, "Erdoğan-Öcalan-Gülen" üçlüsünün aralarında top çevirdiği bir ülke haline geldi.Türkiye'nin bir bölümü için "Kuzey Kürdistan" diyen Barzani mutlu, Doğu ve Güneydoğu'nun bir bölümü için "Kürdistan" diyen ve "Özerk yönetim" isteyen PKK çetesi mutlu, "Her ikiniz de haklısınız, burası Kürdistan ve biz de bu bölgede Türkçenin dışında bir dille eğitim yapılmasını ve bölgenin özerkleştirilmesini istiyoruz, bütün çalışmamız bunun için" diyen Erdoğan da mutlu.Şehitler mutsuz.Kürdü, Türkü ile milletin kahir ekseriyeti mutsuz.Vatanının bir bölümüne "Kürdistan" bir bölümüne "Lazistan" diyemezsin, vatanı 36 etnik parçaya bölemezsin diyenlere tarih şuurundan bîhaber Başbakan, "Atatürk de mi bölücü idi, o da Lazistan diyordu, Kürdistan" diyordu, diyebiliyor. Bu hadsizliğe Prof. Dr. Haydar Baş bir Başyazı ile hak ettiği cevabı verdi. Allah(c.c.) razı olsun. Tarihten ibret almayan ve zaten tarihi bilgisi de kifayetsiz olan Erdoğan'a biz belki anlar diye bir örnek vereceğiz.Milleti 36 etnik yapıya, vatanı, kendini farklı hissedenlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelere bölerek bütünlüğü muhafaza edeceğini zanneden Erdoğan "Hamur" için, "Bu un, tuz, su" değil mi diyor!Şuradakiler "Kürt" buradakiler "Laz" oradakiler "Gürcü" biraz ötedekiler "Boşnak" değil mi demek, "Hamur"u işte böyle "Un, tuz, su" diye ayrıştırmaktır.Sen hamuru tuz, su, un diye ayrıştırırsan ortada "Hamur" kalmaz, bir çimdik tuz, bir miktar un ve su ortaya kalır. Söyleyin Allah aşkına, bu, birliktelik midir, ayrılık mıdır? Hamur olmayınca ekmek olur mu? İşte "Hamur" içinde tuzu da, suyu da barındıran üst kimliktir ve adı "Türk"tür. Daha önce Alperenler, sonra da Atatürk, undan tuzdan sudan alın teri, gözyaşı ve şehit kanları ile "Hamur" yoğurup adına "Türk" demişlerdir.Tarihî bu hakikati anlamayıp hak iddia ettiği toprakların sahibi olarak Diyarbakır sokaklarını Kürt bayrakları ile doldurup "Kürdistan'a hoş geldin" diyerek kendisini karşılayan Erdoğan'ı, Barzani başta olmak üzere hangi bölücü sevmez!Nitekim seviyorlar işte?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015