İnsanoğlu yaradılış maksadını, Yaradanını, kimin kulu olduğunu unutunca önünde olana kul olmaya başlıyor. İnsanoğlu elbette sevdiklerini terk etmez. Ancak sevdiğin insanlar senin Rabbini terk ediyorsa onu sevmek ve onu savunmak için bahane üretmek İslam ahlakına yakışmaz. Allah'ın kulu olan Yaradanını asla hiç kimseye değişmez. İman ehli insanın sevgisi Allah'adır ve Yaradandan ötürü yaradılanadır. Yaradılan mahlukat Allah'a şirk koşuyorsa, O'nun helal dediğini haram sayıyorsa, O'nun haram dediğini de helal sayıyorsa senin bu günahkarları türlü bahaneler getirerek savunman senin de onlar gibi olduğunu gösterir.
Dünya hayatında çeşitli bahanelerle önce nefsiniz sizi ikna eder sonra siz de bu bahaneleri size yanlışları anlatan insanlara göstererek onları ikna etmeye çalışırsınız. Ama bu hakikati asla değiştirmez. Allah'ın Kiramen Katibin melekleri iş başındadır, onlardan an dahi kaçmaz yazarlar ve hesap gününde önüne koyarlar. Allah'ın önünde hesap verirken o bahaneleriniz hayretmez size. Bahanelere sarılarak ihaneti, yalanı gizlemek Müslümana yakışan bir ahlak değildir.
Allah (cc) "Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğip büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır." (Nisa, 135) buyurmaktadır.
Mahzumoğulları'ndan bir kadın hırsızlık yapar. Bir kısım ileri gelen Kureyşliler Hz. Muhammed'e bir aracı göndererek kadını affetmesini isterler. Bu işi Hz. Muhammed'in çok sevdiği bir kişi olan Üsame'nin yapabileceğini düşünürler. Sonra durumu iletmek üzere Üsame'yi Peygambere gönderirler. Üsame gelip durumu anlatınca Hz. Peygamber üzülür. Ayağa kalkarak şunları söyler: "Ey insanlar, sizden önceki insanlar aralarında varlıklı biri hırsızlık yaptığında ona dokunmazlar; zayıf biri hırsızlık yaptığında ise onun cezasını verirlerdi. Allah onları bu yüzden helak etti. Allah'a yemin ederim, değil o kadın, bu suçu işleyen Muhammed'in kızı Fâtıma bile olsa onun da cezasını veririm."
Bizim insanımız bu hakikati gördüğü halde neden hırsızlık yapanı, yalan konuşanı, dün dediğini bugün inkâr edeni, emanete ihanet edeni destekler. Allah (cc) milletimizi düştüğü bu vahim karanlıktan çıkartsın, gören körlerden eylemesin, zira tarih bu halde olan insanların akıbetleri ile doludur. Hiç kimseyi Allah'tan daha fazla sevmeyelim. Sevdiğimizi Allah için sevelim. Allah'a ve dinine uymayanları, yaptıkları ihanetleri insanlara din diye lanse edenlerin peşinden giden toplumu Allah (cc) için ikaz edelim uyaralım. Unutmayın biz insanız, ölümlüyüz, bir gün kabre gireceğiz ve Allah'a hesap vereceğiz.
Dünya hayatında çeşitli bahanelerle önce nefsiniz sizi ikna eder sonra siz de bu bahaneleri size yanlışları anlatan insanlara göstererek onları ikna etmeye çalışırsınız. Ama bu hakikati asla değiştirmez. Allah'ın Kiramen Katibin melekleri iş başındadır, onlardan an dahi kaçmaz yazarlar ve hesap gününde önüne koyarlar. Allah'ın önünde hesap verirken o bahaneleriniz hayretmez size. Bahanelere sarılarak ihaneti, yalanı gizlemek Müslümana yakışan bir ahlak değildir.
Allah (cc) "Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğip büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır." (Nisa, 135) buyurmaktadır.
Mahzumoğulları'ndan bir kadın hırsızlık yapar. Bir kısım ileri gelen Kureyşliler Hz. Muhammed'e bir aracı göndererek kadını affetmesini isterler. Bu işi Hz. Muhammed'in çok sevdiği bir kişi olan Üsame'nin yapabileceğini düşünürler. Sonra durumu iletmek üzere Üsame'yi Peygambere gönderirler. Üsame gelip durumu anlatınca Hz. Peygamber üzülür. Ayağa kalkarak şunları söyler: "Ey insanlar, sizden önceki insanlar aralarında varlıklı biri hırsızlık yaptığında ona dokunmazlar; zayıf biri hırsızlık yaptığında ise onun cezasını verirlerdi. Allah onları bu yüzden helak etti. Allah'a yemin ederim, değil o kadın, bu suçu işleyen Muhammed'in kızı Fâtıma bile olsa onun da cezasını veririm."
Bizim insanımız bu hakikati gördüğü halde neden hırsızlık yapanı, yalan konuşanı, dün dediğini bugün inkâr edeni, emanete ihanet edeni destekler. Allah (cc) milletimizi düştüğü bu vahim karanlıktan çıkartsın, gören körlerden eylemesin, zira tarih bu halde olan insanların akıbetleri ile doludur. Hiç kimseyi Allah'tan daha fazla sevmeyelim. Sevdiğimizi Allah için sevelim. Allah'a ve dinine uymayanları, yaptıkları ihanetleri insanlara din diye lanse edenlerin peşinden giden toplumu Allah (cc) için ikaz edelim uyaralım. Unutmayın biz insanız, ölümlüyüz, bir gün kabre gireceğiz ve Allah'a hesap vereceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020