Türkiye-AB ilişkileri göz önünde bulundurulursa, AP seçimlerinde dengelerde büyük bir değişiklik olmadı. Mevcut durum Türkiye'nin üyeliğini zorlayacak gibi.
AB'nin ağır toplarından Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in partisi SPD, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kötü sonucu elde etti. Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın partisi UMP de, ana muhalefet partisi Sosyalist Parti'nin arkasına düştü.
Avrupa Birliği'nin genişlemesinden sonra ilk kez 25 ülkede yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ilk sonuçlarına göre Hıristiyan Demokratlar, Parlamento'daki en büyük grubu oluşturmaya devam edecek. Seçimlere katılım oranı da çok düşük oldu. Kıta Avrupasının en büyük seçiminde katılım oranı ortalama yüzde 44'le tarihin en düşük seviyelerine geriledi.
Irak Savaşı'nda ABD'ye kafa tutarak halklarının desteğini alan Fransa ve Almanya, bu politikalarına rağmen, seçmenlerin oylarını alamadılar. Aynı şekilde Irak Savaşı'nda ABD'nin yanında yer alan İtalya, İngiltere ve Portekiz'deki iktidar partileri de seçimleri ağır bir şekilde kaybettiler. Türkiye'nin üyeliğini destekleyen İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Portekiz Başbakanı, seçimlerde isimlerini mağluplar listesine yazdırdılar. Avrupa halkı Irak savaşındaki politikadan çok, iktidar partilerini ekonomik ve sosyal kötü performanslarını cezalandırdılar.
Türkiye-AB ilişkileri göz önünde bulundurulursa, AP seçimlerinde dengelerde büyük bir değişiklik olmadı. Sağ Hıristiyan Demokratlar hala birinci grubu oluşturuyorlar. Ancak bu grubun içinde Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen İngiliz muhafazakar, Portekiz, İspanyol, ve İtalyan muhafazakar partiler de yer aldığı için, grup içerisinde Türkiye karşıtlığı daha da zorlaşıyor. Sosyal Demokratlar ise, genişleyen AB içerisinde yine ikinci grubu oluşturuyorlar. Ancak Hıristiyan Demokratlar ile farkları çok büyük değil. Parlamentoda Sosyal Demokratlar ile Muhafazakarlar arasındaki dengeyi oluşturacak partiler arasında Ulusalcılar ile Liberal Demokratlar geliyor.
Türk adaylar ise Almanya dışında iyi bir performans sergileyemediler. Alman Sosyal Demokrat Vural Öger ile Yeşiller grubundan Cem Özdemir, Parlamento'da Türk kökenli milletvekilleri olarak yerlerine kavuşacaklar. Alman Komünist partisinden aday gösterilen Feleknaz Uca da bir dönem daha seçilmeyi başardı. Finlandiya'da da Sosyal Demokrat Parti'den Nesrin Can parlamentoya girdi.
AB'nin ağır toplarından Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in partisi SPD, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kötü sonucu elde etti. Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın partisi UMP de, ana muhalefet partisi Sosyalist Parti'nin arkasına düştü.
Avrupa Birliği'nin genişlemesinden sonra ilk kez 25 ülkede yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ilk sonuçlarına göre Hıristiyan Demokratlar, Parlamento'daki en büyük grubu oluşturmaya devam edecek. Seçimlere katılım oranı da çok düşük oldu. Kıta Avrupasının en büyük seçiminde katılım oranı ortalama yüzde 44'le tarihin en düşük seviyelerine geriledi.
Irak Savaşı'nda ABD'ye kafa tutarak halklarının desteğini alan Fransa ve Almanya, bu politikalarına rağmen, seçmenlerin oylarını alamadılar. Aynı şekilde Irak Savaşı'nda ABD'nin yanında yer alan İtalya, İngiltere ve Portekiz'deki iktidar partileri de seçimleri ağır bir şekilde kaybettiler. Türkiye'nin üyeliğini destekleyen İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Portekiz Başbakanı, seçimlerde isimlerini mağluplar listesine yazdırdılar. Avrupa halkı Irak savaşındaki politikadan çok, iktidar partilerini ekonomik ve sosyal kötü performanslarını cezalandırdılar.
Türkiye-AB ilişkileri göz önünde bulundurulursa, AP seçimlerinde dengelerde büyük bir değişiklik olmadı. Sağ Hıristiyan Demokratlar hala birinci grubu oluşturuyorlar. Ancak bu grubun içinde Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen İngiliz muhafazakar, Portekiz, İspanyol, ve İtalyan muhafazakar partiler de yer aldığı için, grup içerisinde Türkiye karşıtlığı daha da zorlaşıyor. Sosyal Demokratlar ise, genişleyen AB içerisinde yine ikinci grubu oluşturuyorlar. Ancak Hıristiyan Demokratlar ile farkları çok büyük değil. Parlamentoda Sosyal Demokratlar ile Muhafazakarlar arasındaki dengeyi oluşturacak partiler arasında Ulusalcılar ile Liberal Demokratlar geliyor.
Türk adaylar ise Almanya dışında iyi bir performans sergileyemediler. Alman Sosyal Demokrat Vural Öger ile Yeşiller grubundan Cem Özdemir, Parlamento'da Türk kökenli milletvekilleri olarak yerlerine kavuşacaklar. Alman Komünist partisinden aday gösterilen Feleknaz Uca da bir dönem daha seçilmeyi başardı. Finlandiya'da da Sosyal Demokrat Parti'den Nesrin Can parlamentoya girdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.