Fransız ve Hollandalı seçmene göre, AB tanınmayacak kadar değişti. AB liderleri ise genişleme durursa AB devrilir sanıyorAvrupalı liderler AB krizine şahane bir Brechtyen tepki verdi. Alman komünist şairin Doğu Alman işçilerin Haziran 1953'te komünist yönetime başkaldırmasının ardından müstehzi tavrıyla söylediği gibi, yeni bir hükümet değil de yeni bir halk seçilmesi gerekiyordu.AB de yeni seçmenler istiyor. Lüksemburg devlet başkanı ve AB Dönem Başkanı Juncker, Fransız ve Hollandalıların AB Anayasası'nı reddettiğine hâlâ inanamadığını söyledi: "Hepimiz anayasa anlaşmasının Avrupalıların sordukları sorulara doğru yanıtlar verdiğine inanıyoruz." Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Borrell de aşağı yukarı bunları söyledi. Barroso: "Durmayacağız. Bir planımız, yapacak işlerimiz var." Anayasayı düzeltme fikrini reddeden Barroso, anayasaya dokunulamayacağını zira 'metnin her bir öğenin diğerlerine bağlı olduğu hassas bir dengeler bütünü olduğunu' söyledi. Komisyon'un iletişimden sorumlu üyesi Wallstrom ise, Avrupalı liderlerin anayasanın 'AB'nin demokratik ilkeleri temel alan bir cemaat şeklinde, sembolik olarak yeniden kurulması' anlamına geldiğini ve 'daha az değil, daha çok demokrasi' getireceğini halka anlatmayı beceremediğini iddia ediyor. Neticede hepsi AB'nin, halkların aklı başına gelene kadar beklemesi gerektiği görüşünde.Avrupa dışından bir gözlemci olarak bu bana, anayasanın neden reddedildiğinin anlaşılmaması gibi geliyor. Hollanda ve Fransa'daki seçmenlerin Avrupa Birliği'nin kendisini reddettiği zannediliyor. William Pfaff
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.