Birleşmiş Milletler'in en yüksek yargı organı 'Uluslararası Adalet Divanı' Bosna savaşı sırasında Boşnaklara uygulanan katliamdan Sırbistan'ın hukuken sorumlu tutulamayacağı kararına vardı. Savaş sırasında, Srebrenitza'da yaşanan olayların soykırım tanımına uyduğunu kabul eden Adalet Divanı, soykırımdan Sırbistan'ın sorumlu olmadığını söylüyor. Yani katliam var ama faili veya failleri meçhul. Bu karar bizi şaşırttı mı? Tabii ki hayır. Tarihi sayısız katliamlarla dolu bir medeniyetten, adil davranması nasıl beklenebilir ki? Avrupa'nın 'adalet' önadlı mahkemesinden adil bir karar çıkacağını ümit etmek ancak saflık olabilir.Srebrenitza'da neler yaşandı?Savaşın başlarında, Müslüman Boşnaklar Srebrenitza'ya göç etmiş, nüfus 60 bine ulaşmıştı. BM, Srebrenitza, Zapa ve Grozde'yi güvenli bölge ilan etti. Srebrenitza'daki Müslüman Boşnaklar silahsızlandırıldı. Bölge Hollandalı askerlerin korumasına verildi. Ancak Sırplar, şehri kuşatma altında tutmaya devam etti. Dünyanın gözü önünde 11 Temmuz 1995 akşamı Sırp Genel Kurmay Başkanı Mladiç, Srebrenitza'ya geldi. Ve 8 binden fazla müslüman Boşnak, depolarda, okul ve ambarlarda kurşuna dizilerek, toplu mezarlara gömüldü.Savaş boyunca Bosna - Hersek'in tamamında aynı vahşet sergilendi. 1992 yılında saldırıya geçen Sırplar, 1995 de savaşın bitimine kadar, tam bir soykırım uyguladı.Savaşın canlı tanıklarından, 43 yaşındaki bir müslüman kadın, Stern Dergisi'ne şunları anlatıyor:"Sırplar, Mayıs sonunda tanklarla köyümüzü ateşler içinde bırakarak yerle bir etti. Hamile bir kadının karnını deşip, kanlar içinde öldürdüklerine gözlerimle gördüm. Caddeler ve sokaklar cesetlerle doluydu." Savaşı yaşayan bir başka Boşnak'ın ifadeleri de şöyle: "Binlerce Müslüman, Sırplar tarafından kamplarda esir tutuldu. İşkence ve dayak sonucu ölenlerin sayısı 3000'i buldu" (İslam Dergisi Aralık 1992)Yaptıkları katliamları itiraf eden iki Sırp askeri, komutanlarının kendilerine sürekli 'köpek Müslümanları doğramalarını' emrettiklerini söylemektedir. (A.g.e.)Bu hakikatlerin ışığında yazımızın başına dönelim. Birleşmiş Milletlerin en yüksek yargı organı 'Uluslararası Adalet Divanı, Boşnaklara uygulanan katliamdan Sırbistan'ın hukuken sorumlu tutulamayacağı kararına vardı. Aynı bozuk (tahrif edilmiş) inancın, medeniyetin çocukları, birbirlerinin suçlarını ört pas edip birbirlerini temize çıkarttı demek daha doğru olur herhalde. Herkesin bildiği bir gerçek varsa, o da Sırpların 'Büyük Sırbistan' hayalidir. 1389 Kosova Savaşı'nda uğradıkları büyük yenilgiden bu yana Sırplar, bu hayallerini gerçekleştirme yolunda faaliyet gösterdiler. Yugoslavya'nın 1991'de parçalanması sonucu, Sırplar'a bu hayallerini gerçekleştirme yolunu açtı. Ve akıllara durgunluk veren katliamları ve zulümleri yapmaya başladılar.Bugün İsrail'in "arz-ı mev'ud" ideali uğruna yaptıkları katliamlara, ABD'nin Irak'ta başlattığı 'Haçlı seferi'ne' seyirci kalanlar, o dönemde Bosna'da yaşanan katliamlara da seyirci kaldılar. Müslüman Boşnaklar'ı silahsızlandırıp, Hollandalı askerlerin insafına tek eden, yani kuzuyu kurda teslim eden, BM ve Sırpları bir türlü "durduramayan" NATO, Bosna savaşında ciddi prestij kaybına uğramıştır. Adalet Divanı'nın son kararı ise, Avrupa'nın adaletini bir kez daha gözler önüne serdi. Eğer Srebrenitza'da öldürülenler Müslüman olmasaydı, çıkarılan bu karar şüphesiz bu şekilde olmazdı.(Yahudi ve Ermeni soykırımı konusunda, verilen kararları hatırlayalım) Bundan asırlarca önce İspanya topraklarında Müslüman Endülüs'ün varlığına bile tahammül edemeyen Avrupa, bu kez Avrupa'nın ortasında bir Müslüman devletini ve insanlarını kanlı bir şekilde yok etti. Ve bu soykırımın hukuki sürecini de, kendi menfaatlerine uygun, ama hakka ve gerçeklere aykırı olan bir karar verdi.Avrupa'yı medeniyetin, adaletin ve hukukun kaynağı olarak görenlerin ve bu bozuk mantıklı düşünceden medet umanların, yukarda anlatılan ve yaşanan olaylardan ders alarak, doğru bir şekilde bu olanları okumaları ve görmeleri gerekmektedir. Bizden hatırlatması...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011