Türkiye’de kameraları bir tarafa atın ve siyasilerin yanına yaklaşın. Sayın Gül, Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçtaroğlu vb. siyasilere herhangi bir kayıt yapmadığınız konusunda garanti verin ve şu soruyu sorun; Türkiye’nin AB üyeliğine alınacağına inanıyor musunuz? Emin olun alacağınız cevap aynıdır; Hayır, almayacaklar.
Kimse kusura bakmasın ama az aklı olan bir düşünür! 50 yıldan fazla olmuş bu birliğe girmek için müracaatımız ama bizden sonra müracaat edenler dönem başkanlığına hak kazandılar. Biz ise hala müzakere başlıkları açmakla meşgulüz.
Kâfir, kafirliğini yapıyor. Sorun değil. Benim hazmedemediğim adı bizden, dini bizden, dili bizden siyasilerin ve sözde aydınların koskoca bu milleti yıllardır AB kapısında dilenciye çevirmeleridir. AB açıkça diyor ki, sen İslam kimliğini terk etmedikçe AB’ye giremezsin. Rum kesimini alıp, bizi hala bekleten anlayıştan ne bekliyorsunuz ki! Veya başka bir izahı var mı?
Evet, bizi AB’ye almayacakları kesin. Sebebi de açık. Çünkü biz Müslümanız. Bunu Abdullah Gül’de, R.T. Erdoğan’da çok iyi biliyor. Hatta bir zamanlar siyasi söylemlerinin en tepesine AB Hıristiyan kulübüdür, sloganını asmışlardı. Ve asla AB’nin Türkiye’yi kabul etmeyeceği. Çünkü Türkiye’nin bir İslam coğrafyası olduğunu defalarca dile getirmişlerdi.
Ama daha sonra nasıl bir bedel öngörüldüyse Türkiye’nin AB aşkı şaha kalktı. Hem de AB’ye en karşı iki siyasetçimiz olan Gül ve Erdoğan eşliğinde. Hele İslam coğrafyasına haçlı seferlerini başlatan papazın heykelinin altındaki imzaları tarih, silinmemek üzere kaydetti. Bir sürü yasalar çıkarıldı. Gel gör ki, zenginler daha zengin, fakirler daha fakir oldu. Devletin zirvesi mutluydu ya! Gerisi pek önemli değil.
Burada akıllara takılan soru; AB bir Hıristiyan kulübü müdür? Hıristiyan kulübü ise Türkiye’nin üye olamayacağı kesindir. Ve bu gerçeği bizi yönetenler, bizden daha iyi bilmektedir. O halde değişen AB’midir? Yoksa bizi yönetenler midir?
AB bir Hıristiyan kulübüdür ve asla halkı Müslüman bir ülkeyi bu birliğe almayacaklardır. Yaşanmış bir olayı nakledeyim;
“…Bir kısım öğrencisiyle Boğaziçi’nde geziye çıkan İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Alman asıllı Prof. Fritz Neumark öğrencilerinden birinin; “Avrupalılar bizi neden sevmez, Hocam?” Sualine şu cevabı verir;
“Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama ola ki laik olmak şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.
2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar; Tarihten Türk çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı Pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler.
6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar; ahlaki değerlerinizi yıpratmaya başladılar, sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bu gün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vahhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı, her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet’i devam ettirdi.
8- İfade ettiğim sebeplerden kilise size kin kusmaktadır.
9- Ben, Türkiye’ye geldiğimde iki üniversiteniz vardı. Şimdi (o zaman) 19 üniversite var. Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı. Tarihinize bakın! Her medresede ilim tedrisatı vardı. İlk denizaltıyı Osmanlı’nın yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki de ama Avrupa bunu biliyor.
10- Sizler, gerçek hüviyetinize, kimliğinize döndüğünüz zaman Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama bu şartlar da çok zor… [Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye gelir. İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
Kimse kusura bakmasın ama az aklı olan bir düşünür! 50 yıldan fazla olmuş bu birliğe girmek için müracaatımız ama bizden sonra müracaat edenler dönem başkanlığına hak kazandılar. Biz ise hala müzakere başlıkları açmakla meşgulüz.
Kâfir, kafirliğini yapıyor. Sorun değil. Benim hazmedemediğim adı bizden, dini bizden, dili bizden siyasilerin ve sözde aydınların koskoca bu milleti yıllardır AB kapısında dilenciye çevirmeleridir. AB açıkça diyor ki, sen İslam kimliğini terk etmedikçe AB’ye giremezsin. Rum kesimini alıp, bizi hala bekleten anlayıştan ne bekliyorsunuz ki! Veya başka bir izahı var mı?
Evet, bizi AB’ye almayacakları kesin. Sebebi de açık. Çünkü biz Müslümanız. Bunu Abdullah Gül’de, R.T. Erdoğan’da çok iyi biliyor. Hatta bir zamanlar siyasi söylemlerinin en tepesine AB Hıristiyan kulübüdür, sloganını asmışlardı. Ve asla AB’nin Türkiye’yi kabul etmeyeceği. Çünkü Türkiye’nin bir İslam coğrafyası olduğunu defalarca dile getirmişlerdi.
Ama daha sonra nasıl bir bedel öngörüldüyse Türkiye’nin AB aşkı şaha kalktı. Hem de AB’ye en karşı iki siyasetçimiz olan Gül ve Erdoğan eşliğinde. Hele İslam coğrafyasına haçlı seferlerini başlatan papazın heykelinin altındaki imzaları tarih, silinmemek üzere kaydetti. Bir sürü yasalar çıkarıldı. Gel gör ki, zenginler daha zengin, fakirler daha fakir oldu. Devletin zirvesi mutluydu ya! Gerisi pek önemli değil.
Burada akıllara takılan soru; AB bir Hıristiyan kulübü müdür? Hıristiyan kulübü ise Türkiye’nin üye olamayacağı kesindir. Ve bu gerçeği bizi yönetenler, bizden daha iyi bilmektedir. O halde değişen AB’midir? Yoksa bizi yönetenler midir?
AB bir Hıristiyan kulübüdür ve asla halkı Müslüman bir ülkeyi bu birliğe almayacaklardır. Yaşanmış bir olayı nakledeyim;
“…Bir kısım öğrencisiyle Boğaziçi’nde geziye çıkan İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Alman asıllı Prof. Fritz Neumark öğrencilerinden birinin; “Avrupalılar bizi neden sevmez, Hocam?” Sualine şu cevabı verir;
“Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama ola ki laik olmak şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.
2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar; Tarihten Türk çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı Pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler.
6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar; ahlaki değerlerinizi yıpratmaya başladılar, sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bu gün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vahhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı, her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet’i devam ettirdi.
8- İfade ettiğim sebeplerden kilise size kin kusmaktadır.
9- Ben, Türkiye’ye geldiğimde iki üniversiteniz vardı. Şimdi (o zaman) 19 üniversite var. Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı. Tarihinize bakın! Her medresede ilim tedrisatı vardı. İlk denizaltıyı Osmanlı’nın yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki de ama Avrupa bunu biliyor.
10- Sizler, gerçek hüviyetinize, kimliğinize döndüğünüz zaman Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama bu şartlar da çok zor… [Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye gelir. İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025