Erdoğan iktidarı İsrail'i korumak ve Haçlı emperyalizmi karşısında İran'ın elini kolunu bağlamak için Türkiye'ye "Füze Kalkanı" yerleştiriyor. Fransa, İngiltere, İtalya ve ABD ile birlik olup Suriye'yi içeriden çökertmede Türkiye'yi koçbaşı yapıyor. Libya'ya saldırılarda İzmir Haçlıların üssü haline geliyor? Öte yandan "Tarihle yüzleşme" adı altında Atatürk'ten hesap soruluyor.Geliniz bu küçük sütunda AKP'nin dediğini yapalım, "Tarihle yüzleşerek" Atatürk'ten hesap soralım?Sakarya Savaşı sonrasıdır.Ankara hükümeti Fransa ile barış görüşmelerine oturmuş, Ankara Anlaşması'nın şartları görüşülmeye başlanmıştır. TBMM ile Fransız Hükümeti arasında Türk-Fransız cephesindeki askeri faaliyetler durdurulmuştur. Bu anlaşmada Türkiye'nin güney sınırları çizilmektedir. Ama bir ara Ankara, görüşmeleri keser. Çünkü ihtilaf çıkmıştır. Hem de Suriye yüzünden. Fransa, demiryolları üzerinden asker sevkiyatına izin verilmesini istemektedir. Atatürk buna asla razı değildir ve 18 Ekim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kürsüye çıkar ve şu açıklamayı yapar:"- Fransa Hükümetinin bizim memleketimizde, bizim arazide şimendiferle asker sevkine müsaade edemeyiz. Çünkü Fransa bu şimendiferle askeri nereye nakleder? Farz edelim ki, aleyhimize değil Cenuba nakledecek. Yine İslâm kardeşlerimize karşı sevk edecektir. Fransız hükümeti bittabî herhangi bir mıntıkada kuvvet istimal eder. Fakat Türkiye Hükümeti Fransa'ya yardım edemez; bu babda hiçbir itilâf yapamaz. İslâm nazarında vaziyetimizi güç duruma düşürür. Sureti umumiyede nakliyatı askeriyeyi kabul edemeyiz dedik."Nereden nereye?O zor şartlarda Suriye'ye asker sevkine izin vermeyen Türkiye, bugün Haçlılarla birlikte Suriye'nin boğazını sıkmaktadır. Belki bazıları, canım o 1921'li yıllardaydı, Atatürk sonraları İslâm ülkeleri için aynı şeyleri düşünmeye devam etmedi, diyecektir.Hayır, beyler hayır?Herkesin bildiği bir meseleyi bu vesile ile bir kez daha hatırlatmakta vicdanî faydalar olsa gerek. Filistin'de bir Yahudi devleti kurmak isteyen İngiltere Kralı Edward, 1937 yılında İstanbul'a gelerek Atatürk'ten, "İsrail'in kuruluşuna engel olmayın" ricasında bulundu.Dolmabahçe'deki protokol yemeğinde Atatürk'ün İngiltere ve bütün dünyaya bu konuda verdiği mesajı birlikte hatırlayalım:"Arapların arasında olan mevcut karışıklığı ve hoşnutsuzluğu, kimse bizim kadar bilemez; biz, vakıa, birkaç sene Arap'lardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslâmiyet'in Mukaddes Yerleri'nin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzu altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz?"Atatürk devam ediyor:"? biz şimdiye kadar dinsiz ve İslâmiyet'e lakayt olmakla itham edildik; fakat bu ithamlara rağmen, Peygamber'in son arzusunu, yani Mukaddes Toprakların daima İslâmiyet hâkimiyetinde kalmasını temin için, hemen bugün kanlarımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin Selahaddin-i Eyyubi idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri toprakların, yabancı hâkimiyeti ve nüfuzu altında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar, bugün. Allah'ın inayetiyle kuvvetliyiz??Avrupa'nın, bu mukaddes yerlerine temellük etmek için, atacağı her adımda; bütün İslâm âleminin ayaklanıp, icraata geçeceğinden şüphe yoktur?"İşte "hesap sorulan" Atatürk'ün Haçlı ve Siyonizm karşısındaki yiğitliği, işte "hesap soranların" Haçlılarla birlikte Siyonizm'in önünü açmak için İslâm coğrafyasında üstlendikleri BOP, Dinler Arası Diyalog memurlukları? Hem de, Türkiye o günlere rağmen bugün çok daha güçlü iken?Ne diyelim?Diyecek bir şey bulamıyoruz.Sözün bittiği yerdeyiz çünkü...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012