Makalemizin başlığından Aşura tatlısı için malzeme hazırlığı falan anlaşılmasın. Zaten bir kısım kimselerin Aşura’dan kastın Aşura tatlısı olduğu zannı, bugün ve faziletleri hakkında ne kadar bilgi eksikliğinin olduğunu da işaret etmektedir.
Evet, Aşura tatlısı da yapın ama Allah rızası için Aşura’nın tatlıdan başka manalarının da olduğunu, bu günde meydana gelen, dünyanın seyrini değiştiren olaylarını da tefekkür ediniz. Çünkü tefekkür etmezseniz ibrette alamazsınız.
Muharrem ayı fazilet bakımından üstün özelliklere sahip bir ay olduğu kadar hüzünde de diğer aylardan farklı özelliklere sahiptir. Bu ayda birçok mübarek olaylar olduğu gibi insanlık tarihine kara leke olarak geçecek olan katliamlar da gerçekleşmiştir. Bugünün hem faziletini hem de hüznünü kavramak her iki yönünden de istifade etmek lazımdır.
Yarın Muharrem ayının 10. günü olan Aşura günüdür. Aşura günü yapılmasında manevi kazançlar bulunan bazı davranışlar ve ibadetler mevcuttur. Biz yarının Aşura günü olduğunu bugünden hatırlatalım ki gaflete düşülüp unutulmasın.
Geçtiğimiz senelerde Aşura günü ile alakalı yazımızı Aşura günü yayınladığımızda bazı dostlarımızın sitemlerine maruz kaldım. “Madem bugün bu kadar önemliydi, bizi neden uyarmadınız” dendi.
Biz yarını bugünden haber verelim ancak bu günkü yazımızda sadece Muharrem’in 9. ve 10. gününde ya da 10. ve 11. gününde oruçlu olunmasının faziletli olduğunu haber vererek biz Muharrem’in 10. günü olan Aşura günü yapılacak ibadetleri ve faziletlerini yine yarınki köşemizde yayınlayacağımızı haber verelim.
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) buyurdu;
“Bir kimse, Muharrem ayında, Aşûra günü oruç tutar ise, onun için bin melek sevabı verilir.
Bir kimse, Muharrem ayında Aşûra günü oruç tutar ise, onun için on bin şehit sevabı, onbin hacceden ve umre eden sevabı verilir.”
Bu yıl, kameri aylardan olan Muharrem ayının 9. günü 23. Kasım Cuma gününe, 10. günü olan Aşura günü de 24. Kasım Cumartesine rastlamaktadır.
Abdullah b. Abbas anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) Aşura günü oruç tutup ve insanlara da o gün oruç tutmayı emredince, “O gün Yahudi ve Hıristiyanlar tarafından büyük bir gün olarak kabul edildiğini” söylediler. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Gelecek yıl inşaallah dokuzuncu günü (de) tutacağız” diye buyurdu.
Diğer bir rivayette ise, “Eğer gelecek yıla ulaşırsam, mutlaka dokuzuncu günü (de) tutacağım” ifadesi yer almaktadır. (Müslim, Sıyam, 133–134)
Başka bir rivayette de Ahmed b. Hanbel’in İbn Abbas’tan naklettiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Aşura günü orucunu tutun, fakat -Aşura gününden bir gün önce veya bir gün sonra da (9–10 veya 10–11 günü) oruç tutmak suretiyle- Yahudilere muhalefet edin” (bk. İbn Hacer, 4/245)
Demek ki asıl oruç tutulması gereken gün muharremin 10. günüdür. Ancak Hıristiyan ve Yahudilere muhalefet etmek için ya bir gün öncesine, ya da bir gün sonrasına oruç eklemek gerekmektedir.
Muharrem 9. ya da 10. gün orucunu tutarken diğer günlerden farklı bir gönül yapısına da ihtiyacımız vardır. Bu günlerde Peygamberimizin ciğerparesi, cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin (a.s.) ve yanında yer alan bir avuç taraftarın çoluk çocuk denmeden, aç susuz katledildiği hatırasını sürekli hafızamızda canlandırıp bir matem havasında ve hüzünle geçirmeliyiz. Kurumuş gönül ve göz pınarlarından yüce Resulün Ehl-i Beyt’i için en az birkaç damla gözyaşı dökmeliyiz. Bu konuda İmam Cafer ibn-i Muhammed (a.s.) şöyle buyurmaktadır:
“Hz. Hüseyin’in (a.s) kabri etrafında dört bin melek (bir başka rivayete göre ise yetmiş bin melek) toza bulanmış ve mahzun bir halde kıyamete kadar Hz. Hüseyin’e (a.s) ağlayacaklar.”
Kıyamete kadar meleklerin ağlayacağı Hüseyin’e bir an olsun ağlanmaz mı?
Evet, Aşura tatlısı da yapın ama Allah rızası için Aşura’nın tatlıdan başka manalarının da olduğunu, bu günde meydana gelen, dünyanın seyrini değiştiren olaylarını da tefekkür ediniz. Çünkü tefekkür etmezseniz ibrette alamazsınız.
Muharrem ayı fazilet bakımından üstün özelliklere sahip bir ay olduğu kadar hüzünde de diğer aylardan farklı özelliklere sahiptir. Bu ayda birçok mübarek olaylar olduğu gibi insanlık tarihine kara leke olarak geçecek olan katliamlar da gerçekleşmiştir. Bugünün hem faziletini hem de hüznünü kavramak her iki yönünden de istifade etmek lazımdır.
Yarın Muharrem ayının 10. günü olan Aşura günüdür. Aşura günü yapılmasında manevi kazançlar bulunan bazı davranışlar ve ibadetler mevcuttur. Biz yarının Aşura günü olduğunu bugünden hatırlatalım ki gaflete düşülüp unutulmasın.
Geçtiğimiz senelerde Aşura günü ile alakalı yazımızı Aşura günü yayınladığımızda bazı dostlarımızın sitemlerine maruz kaldım. “Madem bugün bu kadar önemliydi, bizi neden uyarmadınız” dendi.
Biz yarını bugünden haber verelim ancak bu günkü yazımızda sadece Muharrem’in 9. ve 10. gününde ya da 10. ve 11. gününde oruçlu olunmasının faziletli olduğunu haber vererek biz Muharrem’in 10. günü olan Aşura günü yapılacak ibadetleri ve faziletlerini yine yarınki köşemizde yayınlayacağımızı haber verelim.
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) buyurdu;
“Bir kimse, Muharrem ayında, Aşûra günü oruç tutar ise, onun için bin melek sevabı verilir.
Bir kimse, Muharrem ayında Aşûra günü oruç tutar ise, onun için on bin şehit sevabı, onbin hacceden ve umre eden sevabı verilir.”
Bu yıl, kameri aylardan olan Muharrem ayının 9. günü 23. Kasım Cuma gününe, 10. günü olan Aşura günü de 24. Kasım Cumartesine rastlamaktadır.
Abdullah b. Abbas anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) Aşura günü oruç tutup ve insanlara da o gün oruç tutmayı emredince, “O gün Yahudi ve Hıristiyanlar tarafından büyük bir gün olarak kabul edildiğini” söylediler. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Gelecek yıl inşaallah dokuzuncu günü (de) tutacağız” diye buyurdu.
Diğer bir rivayette ise, “Eğer gelecek yıla ulaşırsam, mutlaka dokuzuncu günü (de) tutacağım” ifadesi yer almaktadır. (Müslim, Sıyam, 133–134)
Başka bir rivayette de Ahmed b. Hanbel’in İbn Abbas’tan naklettiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Aşura günü orucunu tutun, fakat -Aşura gününden bir gün önce veya bir gün sonra da (9–10 veya 10–11 günü) oruç tutmak suretiyle- Yahudilere muhalefet edin” (bk. İbn Hacer, 4/245)
Demek ki asıl oruç tutulması gereken gün muharremin 10. günüdür. Ancak Hıristiyan ve Yahudilere muhalefet etmek için ya bir gün öncesine, ya da bir gün sonrasına oruç eklemek gerekmektedir.
Muharrem 9. ya da 10. gün orucunu tutarken diğer günlerden farklı bir gönül yapısına da ihtiyacımız vardır. Bu günlerde Peygamberimizin ciğerparesi, cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin (a.s.) ve yanında yer alan bir avuç taraftarın çoluk çocuk denmeden, aç susuz katledildiği hatırasını sürekli hafızamızda canlandırıp bir matem havasında ve hüzünle geçirmeliyiz. Kurumuş gönül ve göz pınarlarından yüce Resulün Ehl-i Beyt’i için en az birkaç damla gözyaşı dökmeliyiz. Bu konuda İmam Cafer ibn-i Muhammed (a.s.) şöyle buyurmaktadır:
“Hz. Hüseyin’in (a.s) kabri etrafında dört bin melek (bir başka rivayete göre ise yetmiş bin melek) toza bulanmış ve mahzun bir halde kıyamete kadar Hz. Hüseyin’e (a.s) ağlayacaklar.”
Kıyamete kadar meleklerin ağlayacağı Hüseyin’e bir an olsun ağlanmaz mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara fardır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025