Yaşları 60, 65 olan emekli paşalar, sabah baskınlarıyla evlerinden toplandı. Orduevlerine baskınlar yapıldı. Komutanlar tutuklandı. Yurt dışında görevde olan komutanlara yakalama emri çıkarıldı. Geldi, onurlarıyla teslim oldular. Şimdi "hain" ilan edilen kişilerin verdiği adreslerde evrak arandı. Başka yerlerde kazılar yapıldı. Ordunun en mahrem yerine, yine bugün "komplocu" olarak suçlananlar girdi. Ne var, ne yok topladı. İşin en ilginç (!) yönlerinden biriyse bu arama! Tarama! Kazı çalışmaları medya önünde yapıldı. Her gün ortaya atılan iddialar medyaca bire bin katılarak dillendirildi ve bu iddialara siyaset katıldığı gibi açıkça da taraf oldu. Kimse, "siz kimsiniz, bu komplo mudur, kim verdi bu belgeleri size, TSK'nın içinde paralel bir yapı mı var, nerden buluyorsunuz bu belgeleri" vs. diye sorma gereği hissetmedi. Neticede yüzlerce komutan gözaltına alındı ve tutuklandı. Yargılama başladı ama medyaya servis edilen belge! ve bilgiler! bir türlü bitmedi, bitirilmedi. Anlaşılmıştı ki, belli odaklar, askeri, mahkemeden önce vatandaşın vicdanında mahkûm etmek istiyordu. Tutuklanan general ve komutanlar asker disiplinden zerre taviz vermediler. İddiaları kabul etmedikleri gibi iddia sahiplerini ispata çağırdılar. Mesajları halkaydı; Türk Ordusu üzerinde oyun oynanıyor, hesaplar yapılıyor. Biz, bu oyuna gelmeyeceğiz, şeklindeydi. Gelmediler de.Adam gibi çıkıp yargının karşısında haklarındaki iddiaların geçersizliğini savundular. Silah arkadaşlarını, komutanlarını ifadeye çağırdılar; "Bizim lehimize ifade verin" demediler. Sadece bildiklerinizi anlatın, çağrısı yaptılar. Ama silah arkadaşları da onların karşısında durdu. Buna rağmen ortalığı ayağı kaldıracak feryat ve figana sığınmadılar. Haklarındaki deliller çürütüldü, gizli tanıkların terörist olduğu anlaşıldı. Ama yargı suçlu olduklarına hükmetti. 18 müebbet olmak üzere en yüksek cezalar kesildi. Ama asker yine duruşunu bozmamıştı. Birinci derece akrabalarını kaybettiler. Yanlarına resmi kıyafetli jandarma ve polis verilerek cenazeye katılmalarına izin verildi. Hazmettiler. Rütbeleri söküldü, aileleri lojmanlardan atıldı. Yine duruşlarını bozmadılar. Çünkü Türk Askeri biliyordu ki, "onur" her makamdan, her rütbeden daha üstündür. Askerde "onurunu" layıkıyla korudu. Asker bu onuru neye borçluydu? "Vatan ve milletin bölünmez bütünlüğüne olan inancına". Zaten kumpasa getirilmelerinin ilk ve tek nedeni de buydu; Tam bağımsızlık, her türlü mandacılığa hayır, bölünmez bütünlük, üniter yapının korunması, milletin birlik ve beraberliği? gibi. Şimdi AKP vekili ve başbakanın baş danışmanı, senelerdir "beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısını seslendirdikleri odakları göstererek "orduya kumpas kuruldu" diyor. Bende "ortak değil miydiniz" diye sormak istiyorum? Artı askerin gösterdiği onuru ve hukuka teslimiyeti, neden siyaset gösteremedi, diye de ek yapıyorum?Tabi şimdi birileri hemen "çakallar" üzerinden orduya yüklenecek. Evet, çakallar var ve olacakta. Tıpkı her kurumda, her yapılanmada olduğu gibi?Ha! 28 Şubat'ı soruyorsanız! Türkiye'nin artık 28 Şubat, diye bir sorunun yok. 28 Şubat'ı yargı "ak"ladı. Evet, yargıya göre fiiliyata geçmeyen ama planlanan darbe için askerlere müebbet ve onlarca yıllık hapis cezaları kesildi.Diğer taraftan ise her siyasi parti ve sosyal görüş tarafından darbe olduğu kabul edilen 28 Şubat davasında yargılanan bütün sanıklar serbest bırakıldı. Artı bu dava da yargılananlar, Erbakan'la kanka olduklarını açıkça ifade ettiler. Artı düne kadar her fırsatta 28 şubat, tank vs. üzerinden halka hitap eden, siyasi rant arayan Erdoğan ve taifesi bu beraatlara "nasıl yani" bile demedi. Yoksa yıllardır bizlerin dillendirdiği şey gerçek miydi? 28 Şubat, AKP'nin ebesidir. Yani planlanan AKP'yi dünyaya getiren 28 Şubattır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025