Christian Snauch HurgrangeHollandalı bir müsteşriktir. 'Mekke'de Hac Mevsimi' tezi üzerine doktora yaptı. Çalışmasında haccın cahiliye döneminden kalma bir âdet olduğu iddiasını işledi.
1884'de Cidde'ye gitti. Mekke'ye girebilmek için bir süre bekledi. Ardından Abdulgaffar sahte adıyla Mekke'ye casus olarak girdi. Bir müddet Cava'da ikamet etti. 1912'de "Kur'an'daki İbrahim" adlı eseriyle gerçeğe uymayan pek çok iddiada bulundu. Macar müsteşrik Goldziher ile temaslarda bulundu. Hurgrange misali bize yeni bir münakaşa imiş gibi takdim edilen Hac ve Kurban tartışmalarının çıkış noktasının müsteşrik kaynaklı olduğu hakikatini açıkça göstermektedir.İslam akaidini çökertmek gayesiyle faaliyet gösteren bu müsteşriklerin sayısı pek çoktur. Yukarıda ismini ve kısaca faaliyetlerini zikrettiklerimizin haricinde G. Von Grunebaum, P. Hitti, S. Wensink, P. Casanova bunlardan bazılarıdır. Bu şahıslar farklı konuları ele alıp, farklı sahalarda araştırmalarını yürütmüşler ve her biri kendi alanında İslam inancına zıt ve çarpık bir takım tezler geliştirerek bilhassa Ortadoğu'da mevcut Ehl-i Sünnet akaidine uymayan bir inanç sistemi ortaya çıkarmışlardır. Dikkat edilirse hemen hepsi El-Ezher'de eğitim görmüş veya burada doktorasını vermiştir.Zira o dönemin İslam ilimlerinin eğitim merkezi El-Ezher idi. Bu sebeple buraya yönelmişlerdir. Hepsinin maksadı aynıdır. Ortadoğu ve Hicaz Bölgesi'nde mevcut İslam inancına uymayan bâtıl bir itikat geliştirmek suretiyle buraları Osmanlı'dan koparmak ve Osmanlı Devleti'nin hâkimiyetinden çıkan bu toprakları başta İngiltere olmak üzere Batılı devletlerin birer sömürgesi haline getirebilmek. Adı geçen bütün müsteşrikler-oryantalistler hep bu gayeye hizmet için araştırma yaptılar, hadis müessesesine, İslam tarihine, tasavvuf kurumuna, akıl-vahiy münasebeti gibi konulara hep bu maksatla el attılar.Daha önce de ifade ettiğimiz gibi ekilen bu fitne tohumları neticesi Osmanlı Devleti Ortadoğu'dan çekilmek zorunda kalmış ve Ortadoğu fiilen parçalanmıştır.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş
1884'de Cidde'ye gitti. Mekke'ye girebilmek için bir süre bekledi. Ardından Abdulgaffar sahte adıyla Mekke'ye casus olarak girdi. Bir müddet Cava'da ikamet etti. 1912'de "Kur'an'daki İbrahim" adlı eseriyle gerçeğe uymayan pek çok iddiada bulundu. Macar müsteşrik Goldziher ile temaslarda bulundu. Hurgrange misali bize yeni bir münakaşa imiş gibi takdim edilen Hac ve Kurban tartışmalarının çıkış noktasının müsteşrik kaynaklı olduğu hakikatini açıkça göstermektedir.İslam akaidini çökertmek gayesiyle faaliyet gösteren bu müsteşriklerin sayısı pek çoktur. Yukarıda ismini ve kısaca faaliyetlerini zikrettiklerimizin haricinde G. Von Grunebaum, P. Hitti, S. Wensink, P. Casanova bunlardan bazılarıdır. Bu şahıslar farklı konuları ele alıp, farklı sahalarda araştırmalarını yürütmüşler ve her biri kendi alanında İslam inancına zıt ve çarpık bir takım tezler geliştirerek bilhassa Ortadoğu'da mevcut Ehl-i Sünnet akaidine uymayan bir inanç sistemi ortaya çıkarmışlardır. Dikkat edilirse hemen hepsi El-Ezher'de eğitim görmüş veya burada doktorasını vermiştir.Zira o dönemin İslam ilimlerinin eğitim merkezi El-Ezher idi. Bu sebeple buraya yönelmişlerdir. Hepsinin maksadı aynıdır. Ortadoğu ve Hicaz Bölgesi'nde mevcut İslam inancına uymayan bâtıl bir itikat geliştirmek suretiyle buraları Osmanlı'dan koparmak ve Osmanlı Devleti'nin hâkimiyetinden çıkan bu toprakları başta İngiltere olmak üzere Batılı devletlerin birer sömürgesi haline getirebilmek. Adı geçen bütün müsteşrikler-oryantalistler hep bu gayeye hizmet için araştırma yaptılar, hadis müessesesine, İslam tarihine, tasavvuf kurumuna, akıl-vahiy münasebeti gibi konulara hep bu maksatla el attılar.Daha önce de ifade ettiğimiz gibi ekilen bu fitne tohumları neticesi Osmanlı Devleti Ortadoğu'dan çekilmek zorunda kalmış ve Ortadoğu fiilen parçalanmıştır.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.