Geçtiğimiz Pazar Anneler Günü'ydü. Geç de olsa tüm annelerimizin gününü kutlarım. Evladımızla nice huzurlu ve mutlu uzun yıllar geçirelim inşallah. Bu yıl- belki seçim sürecinde olmamızın da etkisiyle- bu temennide bulunurken aklıma çok başka tablolar da geldi ve farklı duygulara kapıldım anneler günü deyince.Dünyanın dört bir yanındaki savaşları düşünmeden edemedim. O savaşların hep İslam ülkelerinde olmasını, hep benzer şekilde olmasını ve hep bizim de ?İslam ülkesi olmamıza rağmen- bu savaşlarda parmağımız olmasının hesabını ahirette nasıl vereceğimizi düşündüm.Savaşlarda her ne kadar erkekler savaşıyor gibi görünse de asıl mağdur kadınlardır, anneler ve çocuklardır. Kimi kadın kocasını şehit verir, çocukları yetim, kendisi dul kalır. Savaş dönemini nasıl atlatır, sonrasında nerede yaşar, nasıl geçinir, ne yer, ne içerler bilinmez. Üstelik çocukları üzülmesin diye çektiğini belli bile edemez. İçin için ağlar sadece anne...Kimi evine düşen bir bombayla evsiz barksız kalır. Ağlayıp duran bebeğiyle açıkta, soğukta kalır. O düşman askerlerinin arasında evladımı mı koruyayım, yoksa namusumu mu diye düşünür. Irak'ta Amerikan askerinin hangisinden olduğunu bilmediği bebeği doğurmamak için 'Beni öldürün de karnımdaki doğmasın!' diye feryat eden öyle çok kadın vardı ki...Bazen de anne kendini belki de hayatta en çaresiz hissettiği anı yaşar bir düşman askerinin küçücük evladına silah doğrulttuğunu gördüğü anda. Dilini anlamadığı, hiç tanımadığı, vatanında ne aradığını bilmediği düşman askerinin... Ama bir anne için en acısı evladının kollarında can verdiği andır. Bir annenin evladını mezara koyması en dayanılmazıdır. Üstelik toplu mezarlarda diğer vatan evlatlarıyla koyun koyuna yatırır yavrusunu. Her birine ayrı ayrı ağlar, kendi evladıymış gibi...O ortamda istediğin kadar ağla, bağır, isyan et. Sesini duyan, seni anlayan, halin nedir diyen olmaz. Savaş anlatılınca masal gibi gelir insana, haberlerde izleyince film gibi gelir. Benim başıma gelmez gibi gelir. Ancak yaşayınca anlar insan onun verdiği gerçek acıyı...Oysa Çanakkale'de savaşan bizim analarımız değil miydi? Kurtuluş Savaşı'nda cepheye mermi taşıyan kimdi? Kimi erini göndermişti cepheye, kimi er olup kendi koşmuştu savaş meydanlarına. En iyi biz bilirdik savaşın acılarını. İki yıl önce Reyhanlı'daki patlamayla bizim yüreğimize yeniden ateş düşmedi mi? Anlamadık mı sıranın bize geldiğini? Anlamadık mı Arap Baharı denen şeyin bizim ülkemize de kışı getireceğini? BOP eşbaşkanlığıyla övünenlerin bu gidişe dur demek şöyle dursun bu kışın müsebbibi olduklarını?Sevgili anneler! Bu duyarlılığı gösterecek olan bizleriz. Birliğimizi bütünlüğümüzü sağlayacak olan bizleriz. Milli mücadelede analarımızın Mustafa Kemal'in etrafında toplanması gibi bizim de bugün birliği beraberliği savunan, vatanı milleti düşünen, bunun için gerçekten mücadele eden, bu mücadelesinde samimi olan tek liderin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın etrafında toplanmamız, ona destek olmamız gerekmez mi? Başka vatanımız mı var? Gidecek yerimiz mi var? Bunun hesabını bize sormaz mı şehitler? 'Biz size bu vatanı gavura peşkeş çekin diye mi bıraktık' demezler mi hesap gününde? Öyleyse gelin anne hassasiyetimizle Haydar Baş'la beraber olalım, ona destek olalım, onu ve görüşlerini, çözümlerini iktidar edelim ki bu ülke ilelebet yaşasın ve hep birlikte haykıralım.'BU VATAN BİZİMDİRBİZİM KALACAKTIR!'
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020